Koronavirüs salgınının başından beri aşı karşıtı gruplar tarafından hedef gösterilen enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Şenol’u tehdit eden ve kapısına kesilmiş dana dili bırakan sahte doktor Mustafa Yücel, kelepçesini kırarak “koruma tedbirini” ihlal etmesi nedeniyle hakkında üç gün süreli zorlama hapsi cezasına çarptırıldı. Yücel, bugün (11 Ekim) serbest bırakıldı. Yaşananları Prof. Dr. Esin Şenol ile konuştuk.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, yaklaşık dört ay önce sosyal medya hesabından, “hakkında adım adım planlanan ve sosyal medya üzerinden paylaşılan bir cinayet girişimi olduğunu” duyurmuştu.
Kendini doktor olarak tanıtan ancak Sağlık Bakanlığı’nın doktor olmadığını teyit ettiği aşı ve bilim karşıtı Mustafa Yücel, yaklaşık dört ay boyunca sosyal medya üzerinden açık bir şekilde birden fazla kez tehdit ettiği Şenol’un kapısına kesilmiş dana dili bıraktı. Yücel aynı zamanda doktor olmamasına rağmen internette kendini doktor olarak tanıtıyor ve “kanser ilaçları” satıyor.
Tutuklama talebi gerekçesiz olarak reddedilen Yücel, kelepçesini kırarak “koruma tedbirini” ihlal etmesi nedeniyle hakkında üç gün süreli zorlama hapsi cezasına çarptırıldı. Bugün itibarıyla serbest kalan Yücel, sosyal medyada kendi fotoğrafıyla birlikte şu paylaşımı yaptı:
“Cümleten selamünaleyküm arkadaşlar… Yeni haftaya yeni güne ANKARA’da başladık…”
“Adaleti oyalamak, adaleti yaralamaktır”
Yücel’in serbest bırakılmasıyla ilgili Medyascope’a konuşan Prof. Dr. Esin Şenol, “Öfkeliyim. Her şey açık seçik ortadayken adaleti oyalamak, adaleti yaralamaktır. Adaletin ciddi bir sıkıntısı olduğunu biliyoruz ama bu kadar göz önünde olan, bu kadar kamu hassasiyetinin olduğu bir konuda hâlâ inatlaşılması ve 70 gündür gereğinin yapılmaması beni öfkelendiriyor” dedi.
“Sağlık Bakanlığı, bu konu hiç yokmuş gibi davranıyor”
Sağlık Bakanlığı’nın bu süreçte müdahil olması gereken birden fazla konu olduğunu belirten Şenol, “Bu konulardan bir tanesi; kişinin doktor olduğunu ilan ederek kanser hastalarını ağına düşüren bir şarlatan olması ve kanser hastalarının ölümüne yol açması. İkincisi; etrafına toplanan mahallenin onu doktor gibi piyasaya sürmesi ve insanları yanlış bilgiyle kandırıp ölüme göndermesi. Sağlık Bakanlığı, bu konu hiç yokmuş gibi davranıyor” diye ekledi. .
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Zor da olsa işini sürdürmeyi başardığını dile getiren Şenol, şöyle devam etti:
“Ben, bu ülkedeki kamuoyuna, bu ülkede yetiştirdiğim çocuklara, bu ülkedeki meslektaşlarıma sakin bir şekilde, şarlatanlıkla, kaba bir zorbalıkla bir bilim insanını yerine çakmak ve tutsak hale getirmek konusunun başarılamayacağını göstermek zorundayım. Hukuk yanımda olmasa da bireysel olarak bunu başarmak zorundayım. Başıma bir şey gelirse hakkımı, hukukumu sormanızı isterim.”
“Şüpheli, ihlal ve eylemlerine devam ediyor”
Şenol’un avukatı Nuran İzbeli, sosyal medyadan yaptığı açıklamada yaşananları şöyle anlattı:
“Sürecin başından beri şüphelinin tutuklanması için kanuni şartlar oluşmasına rağmen tutuklama talepleri gerekçesiz olarak reddedilmiştir. Şüpheli hakkında istenilen tutuklama talebinin reddi oldukça talihsiz ve endişe verici bir karar olup müvekkilin can sağlığından endişe etmesine neden olarak normal hayatını idame ettirmesini çekilmez bir hale getirmiştir. Şüpheli ihlal ve eylemlerine devam ederek müvekkili tedirgin etmeye devam etmektedir.”
