Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Holdingleşen Nakşibendi tarikatı: Erenköy Cemaati

BİM olarak bilinen Birleşik Mağazalar A.Ş.’nin CEO’su Galip Aykaç iktidar yanlısı medyaya karşı açtığı açık savaş ile mensubu bulunduğu ve gerçekte bir “tarikat” sermayesi olan şirketiyle gündem yarattı. Peki Erenköy Cemaati nasıl bir yapıdır? Kimlerden oluşmaktadır?

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve iktidara yakın medya kuruluşlarının fahiş fiyat artışıyla ilgili zincir marketleri hedef göstermesinin yankıları sürüyor. BİM’in CEO’su Galip Aykaç, iktidara yakınlığıyla bilinen medya kuruluşlarına “Bre ahlaksızlar, sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim bilesiniz” diyerek tepki göstermişti. Ancak Aykaç önce MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın “salyalarını akıtmış ahlaksız, edepsiz hortumcu” sözlerine maruz kaldı. Son olarak ise Bahçeli’nin “kahramanımız” dediği, suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Kürşad Yılmaz tarafından tehdit edilen Aykaç, Gıda Perakendecileri Derneği Başkanlığı’ndan istifa etti.

Peki Galip Aykaç’ın CEO’luğunu üstlendiği BİM’in sermayedarı Erenköy Cemaati kimlerden oluşuyor?

Osman Nuri Topbaş | Musa Topbaş

Neden Erenköy? İsim benzerliği mi?

“Erenköy” denildiğinde ilk akla gelen İstanbul-Kadıköy’deki elit ve seküler bir mahalle. Ancak işin ilginç yanı bu değil tabii ki: “Erenköy Cemaati” ismini, Menemen Olayları’na adı karışan büyük Şeyh Efendi Muhammed Esad Erbili’den alıyor. Nakşibendi tarikatının Halidiyye kolunun şeyhlerinden biri olan Şeyh Esad Erbili, tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Erenköy’deki evinde inzivaya çekildiği için cemaat adını buradan alıyor. Aynı zamanda bundan önceki şeyh Mahmud Sami Ramazanoğlu da Erenköy’de bulunan tren istasyonu yakınındaki Zihni Paşa Camii’nde sohbet ediyordu ve cemaatini burada toplamaya başlamıştı. Tarikatın üst yapılanmasınıysa İstanbul-Üsküdar’daki Aziz Mahmud Hüdai Camii ve Vakfı oluşturuyor.

Şeyh Esad Erbili ve müritleri

Cemaat nasıl büyüdü?

Menemen Olayı’nın arka planında olmakla suçlanan Şeyh Esad Erbili, 1931 yılında oğluyla İzmir-Menemen’e götürüldü ve idamla yargılandı. Yaşı ileri olduğu için idam kararı ertelendi. Erbili, 4 Mart 1931 sabahı vefat etti. Erbili’nin vefatının ardından cemaatin başına Mahmud Sami Ramazanoğlu geçti. Ramazanoğlu ile birlikte tarikat yapılanmasının cemaat yapılanmasına dönüşümü başladı.

Ramazanoğlu ilginç bir kişilik olarak karşımıza çıkıyor: Hukuk fakültesini birincilikle bitirmesine rağmen bir kereste ticarethanesinde muhasebeci olarak çalıştı. Ramazanoğlu o zamanlardan cemaatin “tüccar cemaati” olmasının yolunu oldukça mütevazı olarak bilinen kişiliği altında inşa etmeye başladı. Muhasebecilik yaparak geçimini sağlayan Ramazanoğlu, cemaatin belli bir eğitim-kültür seviyesi üstünde olmasına özen gösterip, cemaat üyelerine ticaretle uğraşmaları yönünde yol gösterici oldu.

Geleneksel İslam anlayışıyla karşımıza çıkan cemaatin belli başlı kalıpları bulunmuyor. Dolayısıyla Süleymancılar, İsmail Ağacılar gibi dışarıdan bakıldığında ayırt edilebilen özellikleri yoktur.

Yahyalılı Hacı Hasan Efendi

1979 yılında ani bir kararla Medine’ye taşınan ve ölene kadar da orada yaşayan Ramazanoğlu, Türkiye’yi terk ederken oldukça stratejik bir hamle yaparak yerine iki halife* birden bıraktı: Anadolu’daki faaliyetlerini yürütmesi için Yahyalılı Hacı Hasan Efendi diye bilinen Hasan Dinç ve İstanbul’daki faaliyetlerini yürütmesi için Musa Topbaş. Mahmud Sami Ramazanoğlu’nun bu hareketi ile stratejik bir zekâya sahip olduğunu açıkça söyleyebiliriz. Erenköy Cemaati’ni de bu yönü itibarıyla iki ayak üzerine oturtabilmemiz mümkün: Anadolu ayağı (Kayseri, Yahyalı merkez) ve İstanbul ayağı (Üsküdar Aziz Mahmud Hüdai Vakfı).

Günümüzde Anadolu faaliyetleri Yahyalı Hacı Hasan Efendi’nin oğlu olan Ali Ramazan Dinç (Yediulya), İstanbul ayağını da Musa Topbaş’ın oğlu Osman Nuri Topbaş yürütüyor. Galip Aykaç’ın Yozgatlı olmasına bakarak kendisinin Yahyalılı Hacı Hasan Efendi/Ali Ramazan Dinç ekibi içerisinden mi yoksa daha sonra mı cemaate girdiğini söyleyebilmemiz mümkün değil ancak BİM gibi Topbaş ailesinin kurucu ortakları arasında yer alan bir firmanın en üst yöneticisi olmasının tesadüf olmadığını öngörebiliriz.

Ali Ramazan Dinç

Burada özellikle belirtmek istediğim nokta ise İslami cemaatler içerisinde sık sık gördüğümüz “taht kavgası” veya “öne geçme kavgası”nın Erenköy Cemaati için geçerli olmaması. Cemaatin bu iki kolu birbirlerine son derece saygılı ve rekabet kesinlikle söz konusu değil.

Osman Nuri Topbaş’ın İstanbul’da olması tabii ki daha çok bilinirlik sağlıyor ancak Ali Ramazan Dinç de İç Anadolu Bölgesi’nde büyük bir etkiye ve söz hakkına sahip. Son zamanlarda cemaatin Anadolu faaliyetlerini yürüten Safa Vakfı ile AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aile bireylerinin yönetiminde olduğu Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) iyi ilişkiler içinde bulunduğu biliniyor.

TÜGVA’nın Ali Ramazan Dinç’i ziyareti

Osman Nuri Topbaş ne yapacak?

Osman Nuri Topbaş

Babası Musa Topbaş’tan hilafeti alan Osman Nuri Topbaş 1942, Erenköy doğumlu. Babası gibi mütevazı kişiliğiyle ön plana çıkan Topbaş, genellikle beyaz cübbe ve beyaz takke takarak vaazlarını sürdürüyor. Üyelerinin büyük kısmı ticaretle uğraştığı için cemaatin maddi sıkıntısı bulunmuyor. Zaten Topbaş’ın aile varlıklarının büyük kısmı da öğrenci ve yurt faaliyetleri için ayrılmış durumda. Topbaş ailesi ve Ülker Grubu’nun Ak Gıda’yı birlikte kurduğunu ve Topbaş ailesinden bazı fertlerin tekstil işi yürüttüklerini eklemeyi unutmayalım.

İstanbul faaliyetlerinin merkezini Aziz Mahmud Hüdai Camii ve Vakfı ile Muradiye Vakfı oluşturuyor. Aynı zamanda Erkam Radyo ve uzun yıllar Ahmet Taşgetiren’in sorumlu yazı işleri müdürlüğünü yaptığı Altınoluk dergisi de cemaatin yayın organlarından. Burada Ahmet Taşgetiren’in iktidarı eleştiren yazılar kaleme aldığı için 33 yılın ardından 2019’da dergiden ayrılmak zorunda bırakıldığının altını özellikle çizmek isterim. Taşgetiren gibi cemaat içinde önemli bir ağırlığa sahip birinin üstünü çizen Topbaş, acaba yaşanan son olayların sorumlusu olarak Galip Aykaç’ı görüp onun da ismini çizecek mi?  

Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bu olayda da görüyoruz: Cumhuriyetin ilan edildiği ilk yıllarda genç cumhuriyet ile kavgaya tutuşan cemaat, 100 yıla yakın bir zamandan sonra ama bu defa ”muhafazakâr” bir cumhuriyet hükümeti ile çatışıyor. İktidar, güç, yönetim aynı, değişen tek bir şey var o da ”zaman”.

*** Halife / Halef: “Tasavvuf” terminolojisinde halife, şeyh efendinin icazet (izin) verdiği kendisi ölmeden ve öldükten sonra insanları irşad görevi verdiği yetkili kimse anlamındadır.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.