Yılın son haftasının mucizesine inanır mısınız? Ekonomi kötüdür, hayat pahalılığı vurmuştur, politika “Gordion Düğümü”ne dönmüştür, bir dolu enteresan haber tüm yılın son ayına beklercesine sıralanmıştır… Ama son hafta hatta son günlere doğru tatlı bir huzur ile umut sarar zihinleri.
1970’te yayımlanan çalışmasına göre psikolog Paul Ekman’ın altı duygu teorisi vardır. Ekman’a göre en ilkel insandan günümüze kadar taşınan; mutluluk, üzüntü, korku, tiksinti, sürpriz ve öfkeye ek olarak modern insan ile tanımlanan utanç, gurur ve heyecan da eklenmiştir.
2022’de altı temel duyguyu yaşadığımız spor müsabakalarına birlikte bakalım…
1. Mutluluk: Lionel Messi’nin Dünya Kupası zaferi
Kışın Dünya Kupası olur mu? Katar’daki yasaklar ne olacak? Takımlar hazır mı? Portekizli diktatör ne kadar da doğru demiş. Halkını 41 yıl boyunca yöneten Salazar’ın 3F’si “Futbol, Fado, Fiesta”dan futbol olanı tüm negatif havayı dağıttı. Öyle bir dağıttı ki Katar istediği sportswashing’i yani sportif faaliyetler ile kendisini aklama ve algılarda temize çıkmayı neredeyse başardı.
2022 Dünya Kupası’nın son maçı ile birlikte en büyük mutluluğu ise Lionel Messi ve ülkesi Arjantin yaşadı. En son 1986’da Diego Armando Maradona ile kazandıkları kupayı, bu kez yeni nesil “GOAT” Messi ile müzelerine götürmeyi başardılar.
Tangocular, turnuvaya Suudi Arabistan mağlubiyeti ile başladı. Teknik Direktör Lionel Scaloni’nin, Enzo Fernandez’i Messi’nin arkasına, 10 numaranın önüne de bitmeyen pres gücü ile Julian Alvarez’i yerleştirmesiyle Arjantin hücum ile savunma dengesini oturttu. Gol yollarında Messi’nin gol veya asistlerle kilidi açması da galibiyetlerin hazırlayıcısıydı.
Fransa’ya karşı oynanan final maçı da Hollywood filmlerini aratmayacak dramaya sahne olacakken, sahneye kaleci Emiliano Martinez çıktı ve kupayı söktü aldı. Maçın dramasını müsabakanın ikinci yarısında oyundan alınan Di Maria’nın yüz ifadelerinde görmek mümkündü. 2-0’dan dönen Fransa’nın attığı her golde gözyaşlarına hâkim olamayan 34 yaşındaki oyuncu, Messi’nin uzatmalarda attığı golle hüznünü sevince bıraktı. Fakat son dakikalara doğru Fransa’nın attığı gol bir kez daha gözyaşlarına sebebiyet verdi. Neyse ki Arjantin Dünya Kupası hasretini sonlandırdı ve ortaya dünyada milyonlar, Buenos Aires’te ise 5 milyondan fazla kişi ile kutlanan bu kareler çıktı.
2. Üzüntü: Taraftarların stadyumlarda vefat etmesi
Tarihin en üzücü stadyum facialarından biri Endonezya Futbol Ligi’nde yaşandı. Persebaya’nın Arema FC’yi deplasmanda 3-2 yendiği maçın ardından çıkan olaylarda ikisi polis 129 kişi hayatını kaybederken, 180 kişi de yaralandı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Persebaya’nın Süper Doğu Java derbisinde Arema’yı deplasmanda mağlup etmesi, ev sahibi ekibin taraftarlarını çileden çıkardı. Maçın bitiş düdüğüyle birlikte çok sayıda taraftar, sahayı adeta işgal etti. Güvenlik görevlileri, taraftarlara vurarak ve tekmeleyerek olayları kontrol altına almaya çalıştı. Göz yaşartıcı gaz, binlerce taraftarın nefes almakta zorlanmasına neden oldu.
Taraftarların hayatını kaybettiği diğer bir olay da Afrika Uluslar Kupası’nda yaşandı. FIFA’nın anlamsız bir şekilde, bienal Dünya Kupası ile bitirmeye çalıştığı Afrika Uluslar Kupası, 9 Ocak tarihinde Kamerun’un ev sahipliğinde, kıtaya yakışır renklilikte başladı. Lakin turnuvada asla unutulmayacak bir olay yaşandı. 24 Ocak’ta, 2021 yılında açılan 60 bin kişilik Olembe Stadyumu’nun ev sahipliğinde oynanan Kamerun-Komorlar son 16 turu müsabakasında, taraftarlar maça girmeye çalışırken çıkan izdiham sebebiyle sekiz kişi hayatını kaybetti.
Futbol stadyumları iş bilmez görevliler tarafından yönetilince, mezarlıklara dönüşmesi kaçınılmaz oluyor. Afrika Futbol Federasyonu da bu vahşeti, “Neden kapalı olduğu bilinmeyen bir kapı yüzünden oldu” diyerek açıkladı ve sorumluluğu üstüne aldı (!)
3. Gurur: Türkiye Ampute Milli Futbol Takımı dünyanın en büyüğü!
Burada normalde korku ile ilgili ölümden dönen sporcuları yazacaktım ama Sayın Ekman’a saygısızlık olmazsa göğsümüzü kabartan bir takım başarısını “Gurur” başlığında yazmak istedim.
Kimisi gazi, kimisi doğuştan engelli, kimisi de iş kazası sonrası bir ayağını kaybetmiş olan sporculardan oluşan ampute futbolunun en büyük organizasyonlarından Dünya Kupası, Türkiye’nin ev sahipliğinde 30 Eylül-9 Ekim tarihleri arasında düzenlendi.
Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın katıldığı turnuvalardaki garip sonuçlarının aksine, özverili çalışma ile katıldığı her turnuvanın favorisi olan Türkiye Ampute Milli Futbol Takımı, 2017 ve 2021’de üst üste iki kez Avrupa’nın en büyüğü olmayı başarmıştı. Sıra şimdi “Dünyanın en iyisi” olduklarını kanıtlamaya gelmişti.
9 Ekim’de NEF Stadyumu’ndaki final maçında Ampute Futbol Milli Takımı, rakibi Angola Ampute Milli Takımı’nı Ömer Güleryüz, Rahmi Özcan (2) ve Serkan Dereli’nin attığı gollerle 4-1 mağlup ederek tarihinde ilk kez Dünya Kupası’nda şampiyonluğa ulaştı.
Türkiye’nin en elit sporcuları dünyanın en iyisi olduklarını ispatladı!
4. Tiksinti: Dünya satranç şampiyonu olmak için ne kadar ileriye gidebilirsin?
Spor organizasyonlarındaki para ve şöhret büyüdükçe, hile skandalları da çoğalıyor. 2022 yılının en tiksinç ve satranç sporundan soğutan olayı da Magnus Carlsen ile Hans Niemann arasında yaşandı.
Dünya satranç şampiyonu ve gelmiş geçmiş en büyük GM’ler (Grandmaster-Büyük usta) listelerinde adı geçen Norveçli harika çocuk Magnus Carlsen ile online satrançta adından sıkça söz ettiren Hans Niemann, eylül ayının başında 350 bin dolarlık ödüle sahip Sinquefield Kupası’nda karşılaştı. Norveçli oyuncunun alışık olunmadık şekilde stresli olduğu gözlemlenirken, müsabakayı Hans Niemann kazandı. Carlsen maç sonrası Twitter hesabından ünlü teknik direktör Jose Mourinho’nun “Konuşursam başım büyük belaya girer!” paylaşımında bulundu.
I've withdrawn from the tournament. I've always enjoyed playing in the @STLChessClub, and hope to be back in the future https://t.co/YFSpl8er3u
— Magnus Carlsen (@MagnusCarlsen) September 5, 2022
Bu ikilinin sonraki kapışmaları ise 19 Eylül’deki Julius Baer Nesil Kupası’ndaydı. Maç öncesi müsabakaya çıkmayacağı da konuşulan Magnus Carlsen, Niemann’a karşı ikinci hamlesi sonrasında oyunu terk etti. 26 Eylül’de de Hans Niemann ile ilgili bildiri yayınlayan “Dünya 1 numarası” Carlsen, “Hans Niemann’ın kamuoyu önünde itiraf ettiğinden daha fazla ve daha yakın zamanda hile yaptığına inanıyorum. Karşılaşmadaki durum olağandışıydı. Niemann oyunumuzdaki kritik konumlarda gergin değildi ve oyuna konsantre bile olmuyordu. Ve siyah taşlarla beni bu şekilde yenmesi ancak birkaç kişinin yapabileceği bir şey” diyerek rakibini şah-vezir çatalına aldı.
Carlsen’in bir sonraki hamlesi de, “Gerekli açıklamaları yaparım lakin Hans Niemann bana hukuk karşısında izin verecek” demesi oldu. Dünya 40 numarası Niemann ise şimdiye kadar temiz oynadığını ve isterlerse çıplak oynayabileceğini söyledi. Daha önceleri online satrançta 12 ve 16 yaşlarında hile yaptığını itiraf eden oyuncu için soru işaretleri zaten hep vardı. Lakin Magnus Carlsen gibi kaybettiği maçlardan sonra bile centilmenliğini koruyan birinin savaş açması, okları Niemann’a iyice doğrulttu.
Paranın ve şöhretin çoğalması satrançta, bazen paranoyaklık düzeyinde, bazen de gerçek temellere dayanan hile şüphelerini arttırdı. Elbette hile yapmaya çalışanlar da arttı fakat Hans Niemann’ın düşünüldüğü gibi “prostat masaj aleti” ile kendisine sinyaller yollatarak hamlelerine karar vermesi imkansıza yakın gibi gözükse de neden olmasın da dedirtiyor.
5. Öfke: Göztepe-Altay maçında yaşananlar
Sporun temelinde rekabet ve barış yatar. İki boksör birbirine yumruklar savururlar fakat müsabaka bittiğinde iki taraf da birbirine sarılır ve verdiği mücadeleden ötürü tebrik eder. Güreşte herkes birbirini yerden yere çarpar ama hakem düdüğü ile birlikte yerdeki rakibini ilk kaldıran minderde üstün olan taraftır. 27 Kasım’da Spor Toto Süper Lig’in 15. haftasında oynanan Göztepe-Altay İzmir derbisinin 23. dakikasında sahaya giren bir taraftar, korner direğini yerinden sökerek Altay kalecisi Ozan Evrim Özenç’e vurdu. Çıkan olayların ardından takımlar soyunma odasına gönderildi ve maç iptal edildi.
Bunlar ilk gelen bilgilerdi fakat daha sonra olay daha da büyüdü. Şöyle ki canını emanet ettiğin kamu çalışanı sağlık görevlisi, Altaylı bir grup taraftarla anlaşmış ve stadyuma işaret fişeklerini sokmuştu. İşaret fişeği ile Göztepe taraftarına ateş edildi. Yaralanan Göztepe taraftarı sayısız operasyon geçirdi ve halen sağlığına tam anlamıyla kavuşabilmiş değil.
Sahaya korner direği ile girip adam öldürmeye teşebbüs eden taraftarın açıklaması da bir acayip: “Tribünde olaylar çıkınca karşı tribünde bulunan kayınbiraderimi görmek istedim. Ondan sahaya daldım”. Merak ettiğim konu şu: Korner direğini, kayınbiraderine “Geçmiş olsun, sizin tribünde de olay çıkmış” diye hediye etmek için mi söktün yerinden?
6. Sürpriz: Frutti Extra Bursaspor’un peri masalı
Sporu keyifli hale getiren en büyük olgu sürprizlere açık yapısı. En yakın örnek olarak Fas’ın 2022 Dünya Kupası’nda Hırvatistan-Belçika-Kanadalı gruptan lider çıkmasıyla başlayan hikayesini, İspanya ve Portekiz’i eleyerek sürdürmesi olarak görebiliriz. Fakat bana kalırsa yılın en güzel peri masalı Frutti Extra Bursaspor’un 7Days EuroCup’taki finaliydi.
2021/2022 sezonunda basketbolda Avrupa’nın en büyük ikinci kupasında B Grubu’nda mücadele eden Bursaspor, 18 maç sonunda 8 galibiyet ve 10 mağlubiyetle 10 takımlı grubunu 7. sırada tamamladı. Temsilcimizin Sekizli Finaller’deki ilk rakibi basketbol efsanesi, eski Fenerbahçe Beko Koçu Zeljko Obradovic’in, EuroLeague bileti için kurulmuş olan Partizan’ıydı. Tek maç üzerinden oynanan ve ev sahibi avantajı olmayan Bursaspor, uzatmada rakibini 103-95 ile geçti. Yeşil-beyazlılar, çeyrek finalde Cedevita Olimpija’yı, yarı finalde de MoraBanc Andorra’yı eleyerek yükseldiği finalde turnuvanın en büyük favorisi Virtus Segafredo Bologna’ya kaybetti ve 7Days EuroCup’ı ikinci olarak bitirdi.
Grup maçlarından sonra tüm rakiplerini deplasmanda alt eden Dušan Alimpijević yönetimindeki Bursaspor, Avrupa basketbol tarihindeki en güzel hikayelerden birinin başrolündeydi.
Noel Baba’nın ünlü geyiği Rudolph’e ithafen yazılmış şarkıdaki betimlemeye göre, geyiğimiz, “Kırmızı parlayan burnuyla” diğerlerinden farklıdır ve arkadaşları tarafından dışlanmaktadır. Üzgün Rudolph’u gören Noel Baba, ona der ki; “Madem burnun kırmızı parlıyor, kızağın önüne geç ve yolumuzu aydınlat.” Ulvi görevine kavuşan Kırmızı Burunlu Rudolph, bir daha asla mutsuz olmaz. Farklılıklarla barışık, kendinizi keşfettiğiniz ve potansiyelinize ulaştığınız bir yıl olması dileğiyle…