Müslüman feministlerin kurduğu Havle Kadın Derneği’nden Şeyma Çetin, deprem bölgesindeki kadınların ihtiyaçlarını Medyascope’a anlattı. Kadınların en büyük sorunlardan birinin hijyen olduğunu söyleyen Çetin, ibadet olanaklarını, yaşam tarzlarına yönelik ihtiyaçlarını ve cenazelerin defin süreçlerinde yaşanan zorlukları aktardı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem 11 ili vurdu. Depremde 40 binden fazla yurttaş yaşamını yitirdi. Sivil toplum kuruluşları, devlet kurumları, belediyeler ve çeşitli kuruluşlar deprem bölgesindeki yurttaşlara yardım ulaştırıyor. Onlardan biri de Havle Kadın Derneği. Dernekten Şeyma Çetin ile muhafazakâr kadınların talep ve ihtiyaçları üzerine konuştuk.
“Kadınlar vajinal enfeksiyondan korkuyor, mobil tuvaletler yetersiz”
Deprem bölgesindeki kadınların öncelikle hijyen setlerine ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Çetin, izlenimlerini şöyle anlattı:
“Giden hijyenik pedler yetersiz geliyor ve stoklar çok kısa sürede bitiyor. Hijyenik pedlerin içine günlük ped de eklenmesi gerekiyor. Diş fırçası, diş macunu, şampuan, nemlendirici, iç çamaşırı gibi eksikler çok fazla. İç çamaşırı kadınlar için sadece külot ve atlet olarak düşünülüyor ama kadınlar sütyene de ihtiyaç duyuyor. Ayrıca çocuğu olan kadınlar için çocuk iç çamaşırı da gerekiyor. Ayrıca kışlık ayakkabı, büyük beden kıyafet ve gıda ihtiyacı var. Bölgedeki birçok kadın, vajinal enfeksiyon kapmaktan korkuyor. Mobil tuvaletler yetersiz geliyor ve taşıma su ile idare edildiği için çok hızlı kirleniyor. Mobil duşlar gibi duş alabilecek bir ortama da ihtiyaç var.”
İbadet için imkânlar yetersiz
İbadet etmek isteyen kadınların, namaz vakitlerinde abdest ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını anlatan Çetin, kadınların uygun olduklarını düşündükleri yerlerde taşıma sularla abdest aldıklarını söyledi. Çetin, namaz kılmak için özel olarak mescit veya ibadethaneye rastlamadığını belirtti.
“Kadının tesettürlü olduğu yazmıyordu”
Çetin, kendi çalıştığı depolarda başörtüsü stoklarının fazla olduğuna dikkat çekti. Bağışlanan kadın kıyafetlerinden bahsetti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depodaki çalışanlar, kadın çorabı verdiklerinde mutlaka başörtü de ekliyorlardı. Mesela depoda tesettür kıyafetleri de vardı ama neye göre veriliyor bilmiyorum çünkü istek olarak kadının tesettürlü olduğu ekstradan yazmıyordu, sadece kadın olduğu belirtiliyordu.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Ailemizdeki herkesi tek bir toplu mezara gömmek istediler”
Enkazdan çıkan cenazelerin defnedilmesi sürecini anlatan Çetin, depremde yakınlarını kaybeden bir yurttaşın anlattıklarını şöyle aktardı:
“Ailemizdeki ölen herkesi tek bir toplu mezara gömmek istediler ve tek bir mezar çukuru vardı. Biz, bunun dinen uygun olmadığını ayrı ayrı gömülmeleri gerektiğini söyledik. Biz karşı çıkınca kabul ettiler. Ayrıca gömdükleri kişileri kâğıt atar gibi mezar çukuruna atıyorlar, ölüye hiç saygı göstermiyorlar.”
Yurttaşın anlattıklarına göre Çetin, cenazelerin yıkanmadan kefenlendiğini söylerken, bölge halkının da ortak rahatsızlığının cenazelere gereken hassasiyetin ve saygının gösterilmemesi olduğunu belirtti.
“Hiçbir cenaze kefensiz gömülmüyor“
Deprem bölgesinde hayatını kaybeden yurttaşların cenaze ritüellerine göre defnedilmemesine gösterilen tepkilere, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan sosyal medya üzerinden cevap verdi ve “Hiçbir cenaze kefensiz gömülmüyor” dedi.
Turan yaptığı açıklamada “Bu külliyen yalan. Hadise şu, kefenleniyor, cenaze torbasına konuluyor” diyerek kefenlerin bu sebeple görülmediğini söyledi.
Kefene hiçbir şekilde ihtiyaç olmadığını savunan Turan, depo alanlarının yetersizliği nedeniyle, kefenlerin belediyelere yönlendirileceğini söyledi.