Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erdoğan iktidarında tarikat ve cemaatlerin serüveni (2) | Nurcular: Şeytan mı daha kötü, siyaset mi?

Türkiye’de tarikat ve cemaatlerde yaşanan siyasî ve sosyal kırılmaları ele aldığım yazı dizisinin ikinci bölümünde, Nurcu grupların siyasetle ilişkisini, aralarında siyasî konulara ilişkin yaşadıkları anlaşmazlıkları ve önümüzdeki seçimlerde hangi partiyi destekleyeceklerini Nurculuk’un kurucusu Said Nursi’nin “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” sözü ışığında değerlendirdim.

Nurcular, tek bir cemaat olarak anılsa da aslında çok bölünmüş, parçalı bir yapı. Hatta öyle ki Nurcular veya Nur Cemaati gibi çatı bir tabir kullanmak yerine, bu grupları birbirinden ayrı yapılar olarak ele almak daha doğru olacaktır. Said Nursi ve onun eserleri olan Risale-i Nur’lar etrafında bir araya gelen bu cemaatlerin bugün en büyükleri arasında Meşveret, Kurdoğlu, Yazıcılar, Yeni Asya, Nesil ve Med-Zehra gibi gruplar bulunuyor.

Bu gruplar, birbirlerinden oldukça farklı politik ve hatta dinî görüşlere sahip. Nurculuk hareketinde, tarikatlardaki gibi tek bir kişiye değil de Risale-i Nur’a bağlılık mevcut olduğu için, Nurcular Said Nursi’nin ölümünün hemen ardından çeşitli konularda anlaşmazlıklar yaşayarak bölünmeye başladı ve bu bölünmeler Nurculuk tarihinin hiçbir döneminde son bulmadı.

Nurcular’ın yaşadıkları anlaşmazlıklar arasında, siyasetle ilişkilerinin nasıl olması gerektiği, hangi siyasi partiye destek verilmesi ve bu desteğin düzeyinin nasıl olacağı, medyada görünür olmak için gazete-dergi çıkarmak konusundaki fikir ayrılıkları ve faaliyetlerinin ne kadar gizli yürütülmesi gerektiği gibi konular yer alıyor. Ayrıca, özellikle Said Nursi’nin Kürt kimliğine saygı duyulmadığı gerekçesiyle, ana akım Nurcular’dan kopan Kürtler de zaman içerisinde yeni Nurcu gruplar oluşturdu.

Abdülkadir Badıllı, Said Özdemir ve Mehmet Fırıncı’nın 2012 yılında Erdoğan’la görüşmesi

Nurcular’ın aralarındaki görüş ayrılıklarının en önemli nedeni, Risale-i Nur’da Said Nursi tarafından ortaya konulan siyasi ve sosyal meselelere ilişkin prensipleri farklı farklı yorumlamaları. Dolayısıyla, Nurcular’ın bugün ortaya koyduğu siyasi duruşları anlamak için Said Nursi’nin eserlerinde dile getirdiği prensipleri ve bunların Nurcu gruplar tarafından nasıl yorumlandığını kısaca ele almak gerekiyor.


Nurcular kendilerine Said Nursi’nin hangi sözlerini referans alıyor?

Yeni Asya, Said Nursi’nin “Toplumun yüzde 60’ı-70’i hakiki anlamda dindar olmadıkça, dini kimlikli bir partiye sıcak bakılmaz” minvalindeki bir sözünü kendine düstur ediniyor. Said Nursi’nin bu sözle, ezici çoğunluğu dindar olmayan toplumlarda İslamî iddialarla siyaset yapmanın toplumu böleceğini, dini siyasete alet eden bir çizginin siyasî hasımlarının dine de düşman olacağını anlatmak istediğini düşünen Yeni Asya çevresi, dini kimlikli partileri desteklemiyor.

Bu prensiple hareket eden Yeni Asyacılar, tarihlerinin hiçbir döneminde Milli Selamet Partisi (MSP), Millî Nizam Partisi (MNP) gibi Millî Görüşçü, İslamcı partileri desteklemedi. Said Nursi’nin hayattayken destek verdiği Demokrat Parti çizgisini sürdüren Yeni Asya grubu, tarihi boyunca Adalet Partisi, Doğruyol Partisi gibi partilere destek verdi. AK Parti kurulduğunda da Yeni Asyacılar’ın büyük bir kısmı, AK Parti’nin Millî Görüş çizgisini devam ettireceğini, İslam’ın temsilcisi olarak görüldüğünü ve bu kimliğe sahip bir partinin güçlenmesinin Türkiye için sakıncalı olduğunu düşünerek, AK Parti’den de önemli ölçüde uzak durdu. Yalnızca içlerindeki azınlık bir kesim, AK Parti’nin Millî Görüş’ten uzaklaşarak daha demokrat, liberal bir parti hâline geldiği düşüncesiyle AK Parti’yi destekledi.

Ancak Yeni Asya grubu dışındaki Nurcular’ın bu konudaki duruşu oldukça farklı. Onlar, Said Nursi’nin zamanında Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) karşı Demokrat Parti’yi desteklemesini temel alarak siyasi duruşlarını açıklıyor. Said Nursi’nin olabildiğince siyasetten uzak durmasına rağmen, CHP’nin karşısındaki Demokrat Parti’yi desteklediğini söyleyen bu gruplar, bugün de CHP’nin karşısında olduğu için AK Parti’yi destekliyor.

Öte yandan, Said Nursi’nin “Eûzü billahi mine’ş-şeytani ve’s-siyaseti” yani “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” sözü de Nurcular tarafından oldukça fazla dile getiriliyor. Bazı gruplar Nursi’nin bu sözünü, Nurcular’ın siyasetten uzak durması ve cemaatlerini bir siyasî partinin altına sokmamaları gerektiği olarak yorumluyor. Bazıları da dinî ve siyasî faaliyetlerin birlikte yürütülemeyeceğini ancak toplumun inancını rahat yaşayabilmesi için dinle barışık siyasetin desteklenmesi gerektiği şeklinde yorumluyor. Dinle barışık siyaset ise kimilerine göre İslamcı AK Parti olabilirken; kimilerine göre merkez sağ partiler oluyor. Ancak politik tercihleri farklı olsa da hiçbiri tam anlamıyla “Siyasetten Allah’a sığınmış” değil.

Cemaatin içerisinde politik kararlar nasıl alınıyor?

Bu grupların tamamı açık bir şekilde olmasa da seçimlerde bir siyasi partiyi destekleme kararı alıyor. İçlerinden bazıları aldıkları kararı kamuoyuna açıklıyor, bazıları yalnızca cemaat mensuplarına duyuruyor. Cemaat mensuplarına bu konuda bir duyuru yapmayan ancak cemaatin abilerinin seçimlerde kimin desteklenmesi gerektiğine ilişkin görüşlerinin kulaktan kulağa yayıldığı gruplar da mevcut.

Nurcu grupların kime oy vereceklerini belirleme yolları da farklılık gösteriyor. Yeni Asya kolu, “meşveret” adını verdiği toplantılarda, Türkiye’nin dört bir yanından gelen temsilcilerin ortak görüşüyle bir karara varıyor. Diğer birçok Nurcu grupta ise Said Nursi’nin cemaatin başı konumundaki talebeleri veya cemaatin en yetkin “abi”leri tarafından karar alınıyor.

Alınan kararlar hiçbir zaman sürpriz olmuyor. Yeni Asya ısrarlı muhalefetini yıllardır sürdürürken, diğer Nurcu gruplar AK Parti’yle oldukça yakın ilişki içerisindeler. Bu gruplar ilk başta AK Parti’yi “demokrat” gördüğü için ilişki kurmuştu. Fakat daha sonra siyasetle girdiği ilişkiler nedeniyle bu gruplar sıkı birer AK Partili oldu.

Meşveret, Kurdoğlu, Yazıcılar gibi grupların AK Parti’ye olan desteğinin nedenini, Nurculuk geçmişi olan bir beyefendi şöyle açıklıyor: “Türk-İslam sentezi denilen, biraz devletçi, biraz sağcı, biraz Müslümancı, biraz Türkçü bir yapıya zaten kafaları çok müsait olduğu için şimdiki Cumhur İttifakı ideolojisi de onları rahatsız etmiyor, çok memnunlar, kafalarındaki ideal Türkiye öyle.”

Gerçekten bu cemaatlerin, özelikle İç Anadolu’da yaşayan Türkler’de ve orta-üst sınıflar arasında etkili olduklarını görüyoruz. Bu nedenle her ne kadar AK Parti’ye olan desteklerini Risale-i Nur’la temellendirseler de aslında ideolojik bir temele dayandığını söylemek yanlış olmayacak.


Nurcular’ın AK Parti’yle ilişkisi ne düzeyde?

Said Nursi’nin talebeleri hayattayken Recep Tayyip Erdoğan’la oldukça iyi ilişkileri vardı. Zaman zaman Erdoğan’la görüşen bu isimler, vefat etmeden önce Erdoğan’a desteklerini açıklıyorlardı. Hatta, Hüsnü Bayramoğlu, Said Özdemir, Abdulkadir Badıllı ve Mehmet Fırıncı gibi isimlerin bu görüşmelerde Erdoğan’dan Ayasofya’nın açılmasını ve Risale-i Nur’ları devletin basmasını istedikleri biliniyor. Nitekim onların bu taleplerini Erdoğan yerine getirdi. Bu da şüphesiz bazı Nurcu cemaatlerin AK Parti ile ilişkilerini güçlendiren nedenlerden biri olarak sayılabilir.

Hüsnü Bayramoğlu ve Recep Tayyip Erdoğan

Benzer şekilde, bu cemaatlerin büyük bir kısmına ait vakıfların da hükümetle oldukça iyi ilişkileri var. Örneğin, Yazıcılar’a ait Hayrat Vakfı’nın, Kredi Yurtlar Kurumu (KYK), Yunus Emre Enstitüsü ve Millî Eğitim Bakanlığı ile Osmanlıca eğitimi konusunda işbirliği protokolü mevcut. Vakıf, bu kurumlarla yaptığı protokoller çerçevesinde, bir yandan MEB’e bağlı okullar arasında Osmanlıca yarışmaları, seminerleri düzenlerken, diğer yandan çeşitli devlet kurumlarında ve KYK yurtlarında Osmanlıca eğitimi veriyor. Ayrıca Yunus Emre Enstitüsü’yle yaptığı işbirliği çerçevesinde Londra’dan, Malezya’ya kadar pek çok ülkede Osmanlıca öğretimi konusunda faaliyet yürütüyor.

Erdoğan’ın ve AK Parti’nin ilgisinin yüksek olduğu tek Nurcu vakfı Hayrat değil. Örneğin, yazı dizisinin ilerleyen bölümlerinde daha detaylı inceleyeceğimiz Nesil grubuna ait İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın etkinliklerine de AK Partililer’in yoğun ilgisi dikkat çekiyor. Her iki grubun da Ulusal Ajans’tan Erasmus+ projeleri kapsamında hibe aldığı gözüküyor.

Öte yandan, 15 Temmuz 2016 sonrası Said Nursi’nin talebelerinden Hüsnü Bayramoğlu, Erdoğan’a mektup yazarak Ankara Hamiyet ve İrfan Vakfı, Gediz Eğitim ve Kültür Vakfı, Asude Derneği gibi kendilerine ait dokuz vakfın açılmasını istemişti. Bu vakıfların tamamı KHK ile açılmıştı. Konuştuğumuz isimler de bunu doğruladılar, Erdoğan tarafından Meşveret grubuna, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi nedeniyle herhangi bir problem yaşamama garantisi verildiğini söylediler.

Önümüzdeki seçimlerde kimi destekleyecekler?

Nurcular, önümüzdeki seçimlerde kimi destekleyeceklerine karar verdi. Yeni Asya, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını “Hayırlı olsun” manşetiyle verirken, diğer pek çok Nurcu gruptan Tayyip Erdoğan’a destek açıklaması geldi. Sözler, Meşveret, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (Nesil Grubu), Erdoğan’a desteklerini açıkladı. Hizmet Vakfı ise Hüsnü Bayramoğlu’nun 2018 seçimlerinden önce Erdoğan’a oy vermeleri için Nurcular’a yazdığı mektubu tekrar paylaşarak Cumhur İttifakı’nı destekleyeceklerini duyurdu.

Yazıcılar ve Kurdoğlu ise bir açıklama yapmadı. Ancak, 31 Mart seçimlerinde Erdoğan’ı destekleyen ve iktidarla oldukça yakın ilişkilere sahip olan Hayrat Vakfı’nın (Yazıcılar) Erdoğan’a olan desteğini geri çekmesi için bir neden yok gibi gözüküyor. Nurcular içindeki en kapalı grup olan Kurdoğlu ise, tarihinin hiçbir döneminde herhangi bir siyasi partiye destek açıklaması yapmamış. Ancak edindiğimiz bilgiler bu grubun da AK Parti’yi destekleyeceğini gösteriyor.

Öte yandan büyük cemaat yapılanmaları olmasa da Nurcular’ın içinden MHP’yi, İYİ Parti’yi ve hatta HDP’yi destekleyenler de mevcut. Kimi şehirlerde, etkin bazı “abi”lerin etrafında toplanan bu çevreler, tam olarak bir cemaat yapılanması sayılmamakla birlikte, Risale-i Nur okudukları küçük sosyal çevrelere sahipler. Yani işin özeti, Türkiye’de her ideolojik kesimden bir Nurcu bulmanız mümkün.

Cemaatlerin açıklamaları:

Sözler grubunun önümüzdeki seçimlere yönelik açıklaması
Yeni Nesil grubuna ait İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın önümüzdeki seçimlere ilişkin açıklaması
Nurcular’ın Meşveret kolunun seçim beyannamesi
Nurcular’ın Hizmet Vakfı’nın önümüzdeki seçimlere ilişkin açıklaması

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.