Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV’de konuştu. Kılıçdaroğlu’nun gündeminde ekonomik kriz, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) SMS yasağı ve seçim döneminde kendisine yapılan engellemeler vardı.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV’de gündeme ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu, yurttaşlara göndermek istediği mesajların BTK tarafından engellemesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Devlet dediğiniz kurum ayrıdır, parti ayrıdır. Bunlar devleti, ‘parti devleti’ haline dönüştürdüler. Seçime gidiyoruz, bunları rahatsız edecek bir şey varsa Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir karar alır, gereğini yapar. Ama YSK devre dışı bırakılıp Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı buna bir yasak getiriyorsa bu demokrasiye, kurallara aykırıdır. İşin Türkçesi korkuyorlar. Gerçekleri halkın öğrenmesinden, gerçeklerle yüzleşmekten korkuyorlar” diye konuştu.
EYT ile ilgili düzenlemeye değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir düzenleme yaptılar, 8 Eylül 1999 tarihine kadar emeklilik için başvuruyorsanız yararlanıyorsanız. Bir gün sonra sigortalı olduysanız emekli olmanız için tam 17 yıl geçmesi lazım. Bu adalet midir? Bunu düzelteceğimi söyledim. Bir geçiş dönemi olması gerekirdi. Ben de taahhüt ettim yapacağım. Korkuyorlar ve korkacaklar. Ben buradan bütün çalışanlara seslenmek isterim. Sandığa gidin, hakkınızı arıyorsanız oyunuzu Millet İttifakı’ndan yana kullanacaksınız. Yok ben 17 yıl da 20 yıl da beklerim ne olursa olsun Cumhur İttifakı’na diyorsanız gidin oyunuzu oraya verin ama sızlanmayın.”
“Korktular yasak getirdiler”
“Yasak korktuklarından kaynaklanıyor. Sanıyorlar ki biz bunu dillendirmedik kimse bilmiyor. Aslında emekli olmak isteyenlerin hepsi bu gerçeği biliyordu ama kimse dillendirmiyordu. Korktular yasak getirdiler” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Hangi çağda yaşıyoruz ve neden korkuyorsunuz? Eğer Erdoğan gerçekten çekinmiyorsa, yüreği varsa, cesareti var çıkar karşıma bunları bana sorar. Sen gidip de BTK’dan ne umuyorsun arkadaş? Devletin kurumlarına yasak getirterek bir şeyler kazanacağını mı sanıyorsun?”
“Halk gerçekleri bir şekliyle bilecek”
İktidarın kendisini engellemeye çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kendi televizyonlarına da yasak getirdiler. İktidardan gitmemek için bütün yolları deniyorlar. Devletin bütün kurumlarını devreye koydular, TRT’sinden tutun, BTK’ya kadar. Bütün kurumları kontrol altına almışlar. Devleti çürüttüler. Yargıya olan güven azaldı. Biz yeniden bu devleti inşa etmek zorundayız. Kaybedeceklerini biliyorlar, korkuyorlar, gitmemek için devletin bütün kurumlarını kullanıyorlar. Sanıyorlar ki yandaşları sizi kurtaracak. Sizi artık kimse kurtaramaz. Halka hesap vermek zorundasınız. Halk gerçekleri bir şekliyle bilecek” dedi.
“Devletin ne olduğunu bilmiyorlar”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kılıçdaroğlu, kredi kartı borçlarının Hazine’ye devredilmesi vaadiyle ilgili de şunları söyledi: “Devletin ne olduğunu bilmiyorlar, çıkan yasaları da bilmiyorlar. Aslında bankalarla Hazine konuşacak. Bankalar çek alacaklarını bir şekilde varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Onlar da alıyorlar, avukat ordusu var, avukatlarıyla beraber alacakları tahsil ediyorlar. Bunun parlamentoyla ilgisi yok. Bu gayet basit. Sen beşli çetenin borcunu silerken kimse ses çıkarıyor mu, benim dışımda? Dünyanın faizini ödüyorsun. Milyonlarca kişinin kredi kartı borcu var, ödeyemiyorlar, yuvalar dağılıyor, ben bunun farkındayım. Ben onların faizlerini sileceğim. Rakam çok büyük bir rakam da değil. Son derece mütevazı bir rakam. Onu sileceğim, milyonlarca kişi rahatlayacak. Kredi kartı borcu faizi affı için Meclis kararına gerek yok.”
“Sahtekardan cumhurbaşkanı olur mu?”
İktidarın muhalefete yönelik “terör” suçlamalarıyla ilgili Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Hayatımda gördüğüm seçimlerin en kirlisini yaşıyoruz. Gündem tamamen montaj videolar üzerine inşa edilmiş vaziyette. Bununla kendi halkına yalan söylüyorsun. Bunu yapan kişiye sahtekar denir. Sahtekardan cumhurbaşkanı olur mu? Mahkemeye başvurduk, mahkeme yasakladı videoyu. Terör örgütleriyle oturup konuşan Erdoğan. Günün 24 saatinde bizi karalayan o. Her türlü suçlamaya muhatap oluyoruz. Biz devleti yönetmiyoruz ki. ‘Efendim Kılıçdaroğlu Kandil’le görüşüyor’ diyor. Bunu söyleyen insanı, insan olarak kabul etmiyorum. Sen bir devleti yönetiyorsun, bu devlette MİT diye bir kurum var. Eğer ben Kandil’le görüşüyorsam, delilleriyle ortaya koyarsın, elime vurursun kelepçeyi atarsın içeriye. Hangi gerekçeyle iftira atıyorsun? Eğer bir terör örgütüyle muhatap olduysam, eğer bir teröristle yan yana gelip konuştuysam Allah belamı versin. Aksi halde bu iftirayı atanın Allah belasını versin. Bu kadar iftira olmaz ki ya. İnsanda biraz ahlak olur.”
“Kandil’in anahtarı onun cebinde zaten”
“Kandil’dekileri kim konuşturuyor? Kandil’dekilerin konuşması onun lehine mi benim lehime mi? Onun lehine” diyen Kılıçdaroğlu, “Kandil’in anahtarı onun cebindedir zaten. Salih Müslim’i terörist ilan ettiler. Üç-dört sefer Türkiye’ye davet eden o, kırmızı halılar seren o. Ben mi davet ettim? Şimdi o da konuşmuş. Onu konuşturanı da biliyorum. Salih Müslim’i devlette kimin konuşturduğunu da biliyorum. Yeri gelirse onun ismini de açıklarım. Devletin en hassas kurumlarında çalışıp devleti için değil saray için çalışanlar konuşturuyorlar. Devlette çürüme var” dedi.
Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkmaması hakkında ise şöyle konuştu:
“Bir şey söylüyorsun, normalde utanması lazım. İftiranın bu boyutunu hayatımda ilk kez görüyorum. Yüreğin varsa gelirsin elinde belgelerle. Hatta beni davet edersin, gel karşıma dersin. Ben kaçmıyorum sen kaçıyorsun. Sen korkuyorsun. Hani dünya lideriydin? Benden neden korkuyorsun? Seni kapı önünde bekletip kronometre açıyorlar. Hayatımda böyle bir lider görmedim. Bu kadar yalan söyleyen ve yalanı da bu kadar gittiği her yerde tekrarlayan bir insan hiç görmedim. Böyle bir Müslümanlık anlayışıyla da hiç karşılaşmadım. Nasıl Müslüman bunlar? Şeytanın aklına gelmeyen bunların aklına geliyor. İftirasını itiraf edip yine milletin önüne çıkıyor.”