Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi “yine” ona emanet: Mehmet Şimşek

Cumhurbaşkanlığı seçimini AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasının ardından yeni kabine bugün (3 Haziran) açıklandı. Daha önce Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Maliye Bakanı olarak görev yapan Mehmet Şimşek yeniden ekonominin başına geçti. Şimşek, ekonomiye çare olabilecek mi? Ekonomist Prof. Dr. Ceyhun Elgin Medyascope‘a değerlendirdi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün yemin ettikten sonra yeni kabinesini açıkladı. İsmi aylardır kulislerde konuşulan Mehmet Şimşek ekonominin dümenine geçti. Daha önce Maliye Bakanlığı yapan Şimşek, bu alanda deneyimli bir isim.

Şimşek, Emerging Markets dergisi tarafından 2013 yılında Avrupa’da “Yılın Maliye Bakanı” seçildi. Aynı yıl Foreign Policy dergisi tarafından da dünyanın en etkili 500 kişisi arasında gösterildi.

Gercüş’ten İngiltere’ye

Mehmet Şimşek, 1 Ocak 1967’de Batman’ın Gercüş ilçesinin Arıca Köyü’nde doğdu. İki yıl köy okulunda eğitim aldıktan sonra abisi Nazmi Şimşek öğretmen olduğu için eğitimine onun yanında Batman’da devam etti. Ortaokul ve liseyi Gercüş’te tamamlayan Şimşek, üniversite eğitimi için Ankara’ya gitti. 1988’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu ve bir yıl boyunca burada araştırma görevlisi olarak çalıştı. Yüksek lisansını ise İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nde tamamladı.

Etibank’tan Merril Lynch’e

Şimşek, Türkiye’ye geldiğinde bir süre Etibank’ta çalıştı. 1993’ten 1997’ye kadar dört yıl ABD Büyükelçiliği’nde Türkiye ekonomisi üzerine analizler yapılan bir bölümde kıdemli ekonomist sıfatıyla çalıştı. Daha sonra ABD’ye taşınan Şimşek, New York’ta Union Bank of Switzerland’ın hisse senedi analiz biriminde görev yaptı. Ertesi yıl İstanbul’a dönen Şimşek, Deutsche Bank’ın menkul değerler bölümünde görev aldı.

Ardından, ABD merkezli yatırım bankası Merrill Lynch’te Akdeniz Bölgesi Sorumlusu oldu, Orta Avrupa ve Rusya analizlerine dahil oldu. Bu görev süresince bölge ülkelerin üst düzey yöneticileriyle bir araya gelme imkânı buldu. 2005 sonunda ise Merril Lynch’ın gelişmekte olan Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesi ekonomik ve stratejik araştırmalar bölümü başkanlığına getirildi.

“Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmasına Sezer karşı çıktı” iddiası

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasına göre 2005’te Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmak istendi fakat Şimşek’in ismi 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den onay almadı.

Erdoğan, 2017’de Gaziantep’te yaptığı konuşmada şöyle demişti:

“Ben Mehmet Bey’i Merkez Bankası’nın başına getirmek istedim. O dönemin Cumhurbaşkanı ‘Olmaz’ dedi. ‘Neden?’ dedim. ‘Bileyim de ikna olayım’ dedim. ‘Yoksa, Mehmet Bey’in hanımını başörtülü sanıyor da onun için mi diyor.’ Dedim ki, ‘Mehmet Bey’in hanımı başörtülü değil, üstelik Amerikalıdır.’ ‘Olmaz’ dedi ve Mehmet Bey’i Merkez Bankası’nın başına getiremedik. Böyle yaklaşımlarla, cins hareketlerle bir yere varılamaz. Sonra Maliye Bakanı yaptık o ayrı konu.”

2007’de milletvekili sonra bakan oldu

Şimşek, 2007’de ilk kez AKP Gaziantep Milletvekili olarak Meclis’e girdi. Erdoğan’ın kurduğu 60. hükümette Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı.

Şimşek, bu sürede aynı zamanda Yüksek Planlama Kurulu, Özelleştirme Yüksek Kurulu, Savunma Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu, Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu üyeliği görevlerini de yürüttü.

2009’da kabine değişikliği ile Maliye Bakanlığı görevine getirildi ve 2011’de AKP Batman Milletvekili olarak Meclis’te yer aldı.

2015’te yapılan haziran ve kasım seçimlerinde AKP’den Gaziantep Milletvekili seçilen Şimşek, Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan hükümette başbakan yardımcısı oldu.

Davutoğlu’nun Başbakanlık’tan istifa etmesinin ardından Şimşek, Binali Yıldırım tarafından kurulan hükümette de başbakan yardımcısı olarak yerini korudu.

11 yılın ardından veda etti

Şimşek, 2018’den itibaren kabinede yer almadı. Twitter hesabından yaptığı açıklamayla veda etti:

“Kişiler geçicidir, aslolan aziz milletimize hizmettir. 11 yıldır büyük bir onur ve gururla sürdürdüğüm bakanlık görevim sona erdi. Bana, ülkeme hizmet etme ve babamın vasiyetini yerine getirme fırsatı verdiği için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ederim. Siyasette özellikle ilk göz ağrım Gaziantep ve baba ocağım Batman’daki bütün hemşerilerime ve aziz milletimize destekleri için teşekkür ederim. Bu vesileyle yeni kabinemizi tebrik eder, bayrağı devralan arkadaşlarıma başarılar dilerim. Yeni dönem ülkemize hayırlı olsun. Siyasete adım attığım 2007’den beri geride bir hoş sada bırakmaya gayret ettim. Ülkemiz ve milletimiz için gece gündüz çalıştık. Bugün görevimi yeni arkadaşlara onurla devretmenin huzuru içindeyim. Lütfen hakkınızı helal ediniz.”

Beş yıl sonra Erdoğan ile buluşma

Şimşek, beş yıllık aradan sonra martta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.

Beklenenin aksine aktif siyasete dönmeyi düşünmediğini duyurdu:

“Cumhurbaşkanımız ile akşam saatlerinde AK Parti Genel Merkezi’nde son derecede samimi bir ortamda görüşme fırsatım oldu. Kendisine bu kabulleri çok teşekkür ederim. Kendi alanıma giren her konuda istenen katkıları vermeye her zaman hazırım. Ancak yurtdışında finans kuruluşlarındaki işlerim nedeni ile aktif siyasete girmeyi düşünmüyorum.”

Bu görüşmenin ardından Erdoğan ile birkaç kez daha bir araya geldi.

Ve Şimşek, ekonominin başına geçmeyi kabul etti.

“Deprem vergileri nereye gidiyor?” sorusu

Peki, Mehmet Şimşek görevi süresince nelerle anıldı?

2011’de 644 kişinin hayatını kaybettiği Van depreminin ardından “Deprem vergileri nerede?” sorusu gündeme geldi. Dönemin Maliye Bakanı Şimşek toplanan vergilerin nereye harcandığını şöyle açıkladı:

“Sonuçta bunlar 74 milyonun servetidir. ‘Deprem vergisi’ adı altındaki vergiden çok sürekli hale gelmiş ÖTV vs. var. Bu vergiler bizim sağlığımıza gidiyor. Diyorsunuz ki ‘Bu çerçevede 44 milyar liralık vergi topladınız, nereye gitti?’ Sadece bir yıllık vatandaşın sağlığı için yaptığımız harcama 44 milyar lira. Bu, duble yollara gidiyor, demiryollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor.”

“Çerez parası” polemiği

Şimşek, 2015’te Gaziantep’te, makam araçlarına yapılan harcamalarla ilgili “Araç saltanatı diye ortalıkta bu işin istismarını yapanlar, topu topuna genel müdür ve üstünden bahsediyor. Taş çatlasa 2 bin genel müdür var. Hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız Türkiye’nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez” dedi.

Bu sözlere Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den tepki geldi.

Kılıçdaroğlu, “3 milyonluk arabaya ‘çerez parası’ diyorlar. Çatlasınlar, patlasınlar, emekliye 2 maaş ikramiye vereceğim” derken, Bahçeli, Şimşek’i şu sözlerle eleştirdi:

“Maliye Bakanı kamu araçlarının satın alınması, bakımı, onarımı ve yakıtı için 2014’te harcanan 3 milyar 300 milyon liraya ‘çerez parası’ diyor. Bunun abartılmaması gerektiğini küstahça itiraf ve ifade ediyor. Demek ki kaçak ve karanlık saray, çerez parasının üçte biri maliyetindedir. 3 milyar 300 milyon liraya ‘çerez parası’ diyen bir kiralık şahıs, Maliye Bakanlığı koltuğunu işgal etmektedir. Bu Erdoğan için fındık fıstık, Davutoğlu için bir gecelik yemek parası olabilir ancak emeklilerimize sağlayacağımız imkânlara itiraz eden bu şahıs bilsin ki kendisi emekli düşmanı, asgari ücretli muhalifidir. Madem 3 milyar 300 milyon lira çerez parası, bu çerezden biraz da milletimizin istifade etmesinden niçin korkulmaktadır?”

Dönemin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise “Haziran ayında parlamentoda güçlü olursak, söz veriyorum ataması yapılmayan bütün öğretmen arkadaşlarımız temmuz ayında görev başı yapacak. Makam araçları için ‘Çerez parasıdır’ diyenler, öğretmenlerimize bin lira maaşı fazla görüyor” diye konuştu.

Şimşek ise eleştirilere şöyle yanıt verdi: “Kamuda şu anda makam aracı olarak tanımladığımız, devletin yüksek erkanına, yargı erkanına 471 taşıt tahsis edilmiştir. Toplam kamudaki araç sayısı devletin 115 bin. Bunun sadece 471’i böyle. Bunun devlet bütçesindeki yeri 100 binde 1 bile değil. Bunun ne kadar küçük olduğunu söylemek için bu örneği verdim. Meydanlarda buna sarılmışlar, yazık.”

Asgari ücret tartışması

Şimşek, asgari ücret tartışmasıyla da hatırlanıyor.

CHP’nin 2015 Genel Seçimleri asgari ücreti artırma vaadi hakkında Şimşek, şöyle dedi:

“Siz ‘asgari ücreti bin 500 liraya çıkarttım’ derseniz, devlette asgari ücretli çalışan yok, işçiye en büyük zulmü yaparsınız. Bu sene enflasyon öngörüsü taş çatlasa yüzde 6-7. Hükümet olarak yüzde 13’e yakın artırdık. Bu rasyonel bir şeydir. Milli gelirden enflasyonun üzerinde pay veriyorsunuz. Zaten onu CHP kendi cebinden vermeyecek. İşverenin kesesinden vereceksiniz. Böyle bir şey yapılırsa ki hayalidir, öyle bir şey yok, o zaman büyük olasılıkla işçiler ya kayıt dışı çalıştırılır ya da işlerini kaybeder” dedi.

Şimşek’in eleştirileri üzerine Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Maliye Bakanı diyor ki ‘Asgari ücretin bin 500 lira olması işçiye zulüm’. Sen ayda 15 bin lira alırken bu devlete yük olmuyor mu?”

“Siyasi istikrar yok, Avrupa Birliği yok, bir tek mali disiplin var”

Yine 2015’te katıldığı bir televizyon programında Şimşek, ekonomide reform çağrısı yaptı:

Reformlar uzun vadede sonuç veriyor diye kaçınılıyor. Ancak reform yapıldığında beklentiler kanalıyla çok hızlı bir iyileşme oluyor. Bizim, dengeleri de toplumun değişik kesimlerinin ihtiyaçlarını da gözetip o ince dengeyi kollamamız lazım. Biz muhalefet gibi değiliz. Çıkıp onlar gibi söyleme girersek yarın öbür gün kredibilite sorunuyla karşı karşıya kalacağız ama muhalefetin öyle bir derdi yok. Şu anda Türkiye’nin tek çıpası var. Siyasi istikrar yok, Avrupa Birliği yok, bir tek mali disiplin var. Bu da seçim hesaplarıyla heba edilirse, o zaman Türkiye ikiz açık problemiyle karşı karşıya kalacak.”

Türkiye’ye yönelik algıların kötüleştiğini söyleyen Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasi istikrarı sağlayıp reform yapamazsak bırakın 2023 hedeflerini, biz mevcut kazanımları koruyamayız. Türkiye’nin küresel rekabette elinin güçlü olabilmesi için güçlü ve uzun soluklu bir hükümete ihtiyacı var. Gelişmekte olan ülkeler sıkıntıda ve bu sıkıntılar azalmayacak. Amerikan Merkez Bankası eninde sonunda para politikasını normalleştirecek, faizi artıracak. Belki bu ay belki de yıl sonunda olacak ama bu önemli değil. Amerika kendi menfaatlerine göre o kararı verecek. Türkiye olarak kararın ne zaman verileceğinden bağımsız şekilde, o kararlara, şoklara karşı dayanıklılığımızı artırmamız lazım. Dayanıklılığı da konuşarak slogan atarak artıramayız. Sloganlar 5 kuruşa yaramıyor.”

Ceyhun Elgin: “Şimşek’in gelmesi politikaların değişeceği beklentisiyle alan yaratacak”

Peki, Mehmet Şimşek, ekonomiyi düze çıkarabilecek mi?

Ekonomist Prof. Dr. Ceyhun Elgin’e göre Şimşek’in gelişi Türkiye için bir alan yaratacak:

“Politikalar zerre değişmese bile en azından değişeceği beklentisiyle bir alan yaratacaktır. Onu kabul etmek lazım ama ondan sonra altının doldurulması önemli. Tüm ekonomi politikalarında değişikliğe gidilecek mi, gidilmeyecek mi? Cumhurbaşkanı gidilmeyeceğini söyledi defaatle. Eğer onun sözünü doğru kabul edecek olursak, Şimşek’in ismi bir noktadan sonra yeterli olmayacak.”

Prof. Dr. Ceyhun Elgin

Erdoğan, Şimşek’in uygulamak istediği politikalara sıcak bakar mı?

Yaz aylarının kısmen daha kolay geçeceğini anlatan Elgin, sonrasına dikkat çekti:

“Yaz aylarının doğal etkisi nedeniyle meyve-sebze fiyatlarının düşecek. Bunun enflasyona olumlu etkisi olacak. Doğalgaz fiyatları zaten sıfırlanacakmış, onun olumlu bir etkisi olacak. Yaz ayları turizmden dolayı Türkiye ekonomisine göreceli olarak döviz girdiği bir dönem, onun olumlu etkisi olacak. Şimşek’in de kabinede yer almasının olumlu etkisiyle yazı atlatmamıza faydalı olabilir ama sonrasında yerel seçimler öncesinde Cumhurbaşkanının Şimşek’in uygulamak isteyeceği politikalara çok da fazla sıcak bakacağını zannetmiyorum. “

Ekonomiye ne çare olur?

Elgin, Şimşek’in istediği politikaları uygulaması halinde enflasyonun daha hızlı düşebileceğini fakat ekonomik büyümenin yavaşlayacağını söyledi:

“Yerel seçimler öncesinde Cumhurbaşkanı bunu istemezmiş gibi geliyor. Ekonomik büyüme yavaşlayınca da işsizlik bir miktar artacaktır muhtemelen. Yurtdışından gelecek doğrudan sermaye de önemli. Yurtdışından ne kadar bir sermaye akışı olacak? Sadece Şimşek’in ismine bakıp da örnek veriyorum Volkswagen gelip burada fabrika kurmaz. Ne zaman kurar? Türkiye’nin biraz daha yine Avrupa Birliği perspektifi vizyonunda bir siyaset ve ekonomi politikası yönetimi anlayışına sahip olacağını düşündüğü zaman yapar. En azından belli kurumların, demokratik kurumların işlediğini gördükten sonra, yargının demokratik bir şekilde işlediğini gördükten sonra yapar. Bunlar olmadan sadece Şimşek geldi diye gelmez.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.