Türkiye tarihinin en kritik seçimi geride kaldı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimleri kazandı, iktidarına bir beş yıl daha ekledi. Bu sırada Cumhurbaşkanlığı Kabinesi de kamuoyuna duyuruldu. Yeni kabine eski politikaları devam ettirecek mi, yoksa radikal değişiklikler olacak mı? Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı’na atanması Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini nereye götürür? Enerji bakanlığındaki görev değişimi neye delalet? Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye? programının bu haftaki bölümünde İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas ve SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi’nden Hasan Aksoy ile değerlendirdik.
“AB açısından Türkiye artık bir partner”
13 yıldır Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Başkanlığı’nı yapan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği Hakan Fidan artık Türk dış politikasının direksiyonunu elinde tutuyor. Fidan ve MİT, son yıllarda Türkiye’nin özellikle Ortadoğu’da attığı adımların arkasında olan bir isim. Fakat iş Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilere gelince nasıl bir politika izleyecek, henüz bilemiyoruz. Doç. Dr. Çiğdem Nas, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğinin seçime kilitlendiğini belirterek şöyle konuştu:
“Geldiğimiz noktada kabinede değişiklik olsa da rejimde bir değişiklik olduğunu görmüyoruz. Başkanlık sistemi halen duruyor. AB, Türkiye’nin artık ‘tam üyelik’ ihtimalini aklından çıkarabilir. Türkiye artık onlar için bir komşu ülke ve partner. Perakendeci dediğimiz ilişki ilerleyen dönemlerde ileri boyutlara taşınması mümkün olabilir.”
“Politikalarda bir değişiklik olmayacak”
Peki enerji politikalarında bir değişim ve dönüşüm bekleniyor mu? Koronavirüs salgınıyla birlikte enerji sektörüne talebin arttığını ve arz problemlerinin oluşturduğu bir krizin içine girdiğimizi vurgulayan Hasan Aksoy, şöyle konuştu:
“Enerjiden kaynaklı bir dış ticaret açığımız var. Türkiye olarak enerjide dışa bağımlılığı fazla olan bir ülkeyiz. Bunu çözmek gerekiyor. Alparslan Bey hali hazırda bakan yardımcısıydı. Benim beklentim orta vadede önümüzdeki politikalarda bir değişiklik olmayacağı yönünde.”