Onur Yaser Can davasında gerekçeli karar açıklandı |İşkenceye ilişkin tek cümle yok

Narkotik polisi tarafından 2010’da gözaltına alındıktan sonra ikinci kez ifadeye çağrılan ve ardından hayatını sonlandıran Onur Yaser Can’ın ölümüne ilişkin görülen davada gerekçeli karar açıklandı. Can’ın gözaltında çıplak aramaya maruz kalıp, işkence gördüğü için intihara sürüklendiği iddiasına ilişkin dört polis ve bir bilirkişinin yargılandığı davada 2023’ün haziran ayında iki polis hakkında takipsizlik kararı verilmiş, iki polisin de resmî belgede sahtecilikten altı yıl beş ay hapsine hükmedilmişti. Kamuoyunda “ödül gibi ceza” olarak nitelenen kararın gerekçesinde 13 yıllık adalet mücadelesinin her aşamasında dile getirilmesine karşın “işkence” suçlamasına yer verilmediği ortaya çıktı.

Onur Yaser Can

Gerekçeli kararda “işkence” suçlamasına değinilmedi

Mahkemenin açıkladığı gerekçeli kararda, Onur Yaser Can’ı intihara sürükleyen gözaltında işkence ve kötü muamele iddialarına yer verilmedi. Kararda 3 Haziran 2010 saat 01.00’den sonra salıverildiği, ifadesinin aynı gün saat 15.48’de değiştirildiği, Can’ın savcının talimatı olmadan yeniden karakola çağrıldığı aktarıldı.

Resmî tutanaklarda hata olması halinde ilgili memur tarafından paraf atılması veya evrak değiştirilmeden tutanak tutulması gerektiğine dikkat çekilen gerekçeli kararda, sanık polislerin bozulan resmî belgeleri Can’a yeniden imzalattırdıklarına yer verildi. Bilgisayar imaj kayıtları, Can’ın intihar etmeden önce bıraktığı not ve tanık beyanları dikkate alınarak sanıkların savunmalarına itibar edilmedi.

İşkence suçlamasında takdir İstanbul Başsavcılığı’nda

Gerekçeli kararda, sanık polislerin resmî belgeleri bozarak ve değiştirerek Can’ın suça konu belgelerden yararlanmasını önlemeye çalışarak teknik takipli uyuşturucu ticareti dosyasında sonuç elde etmeyi amaçladıkları belirtildi ve birden fazla resmî belgeyi bozmaları ve kastlarının yoğun olması sebebiyle sanıkların cezalandırılmasına karar verildiği anlatıldı. Sanıkların bu suçu kamu görevlisi olarak işlediklerine kanaat getirildiğine dikkat çekilen kararda, sanık polislerin cezasında yarı oranda artırım yapıldığına dikkat çekildi.

Ne olmuştu?

ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2010 yılının haziran ayında İstanbul-Harbiye’de esrar satın aldığı iddiasıyla gözaltına alındı. 28 yaşındaki genç mimar, nöbetçi savcının talimatıyla ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. İki gün sonra tutanaklarda eksiklik olduğu gerekçesiyle tekrar karakola çağrıldı. Kötü muameleye maruz bırakılan Can, baskı altında tutanakları imzalamak zorunda kaldı. 23 Haziran’da bir kez daha karakola çağrılan Can, 23 Haziran 2010’da odasının penceresinden atlayarak intihar etti. Onur Yaser Can’ın 3 Haziran 2010’da 01.00’de salıverildiği ancak ifadesinin aynı gün saat 15.48’de değiştirildiği yer alıyor.

Anne Hatice Can, oğlunun intiharından sonra kot pantolonun arka cebinde bir not buldu. Notta, “Narkotik Şube’de çırılçıplak soyulup yere çöktürülüp öksürtüldüm. Onurumla oynadılar. Korkuyordum” yazıyordu.

Oğulları Onur’un ölümünün ardından Can ailesi hukuk mücadelesi başlattı. İki polis memuru hakkında “resmî belgede sahtecilik” suçlamasıyla dava açıldı. Polisler dava sırasında çıplak arama yapıldığını itiraf etti ancak 2011 yılında polisler hakkında işkence ve kötü muameleyle ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

İki polis, “evrakta sahtecilik” suçundan altı yıl beş ay hapis cezasına çarptırıldı. Anne Hatice Can, mahkemenin kararını Yargıtay’a taşıdı ama sürecin adaletsizliğine dayanamadı ve 2014 yılının mart ayında yaşamına son verdi. Bu süreçte sağlığı bozulan baba Mevlüt Can da 2019’da hayatını kaybetti.

Can’ı intihara sürükledikleri iddiası ile yargılanan dört polis ve bir bilirkişi hakkında Haziran 2023’te verilen kararda sanık polis memurları Hakan Aydın, Muhammet Ongun, Onur Ülker ve Yunus Başay hakkında “resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçundan altışar yıl hapisle cezalandırıldı, “gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık”, “resmî belgede sahtecilik” ve “resmî belgeyi yok etmek” suçlarından yargılanan Zafer Kökdemir ise beraat etti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.