Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kahvemi kısa sürede yapmak istiyorum, kapsül kahve makinesi şart mı?

Kapsül kahve makineleri yıllar önce özellikle YouTube videoları ve sosyal medya paylaşımlarıyla popüler olan, pratik ve lezzetli kahve yapmayı sağlayan aletler olarak karşımıza çıkmıştı. Kapsül kahve makineleri profesyonel kahve yapmayı sağlamasa da pratik bir şekilde kahve hazırlamayı sağlıyor. Hazır kahvelere yönelik tartışmalı çalışmalar varken kapsül kahveler, toz ya da granül kahvelere oranla daha lezzetli sonuçlar sağlıyor. Ancak günümüzde bu makinelere sahip olmak da lüks haline geldi. 

Her elektronik cihazda olduğu gibi, yıllar içinde fiyatı artan kapsül kahve makineleri için de öneri sunmak bir hayli zor. Ülkemizde çok fazla kapsül kahve makinesi bulunmuyor, belli başlı markalar öne çıkıyor. Dünyada daha fazla çeşidi bulunan kapsül kahve makinelerinin Türkiye’de farklı tedarikçilerden sağlanan ve öne çıkan markaları şöyle: Nespresso, Tchibo, Philips, Sokany, La Piccola. 

Nespresso, Tchibo ve Philips Türkiye’de satışı olan markalar olduğu için bulmak çok daha kolay. Sokany Çin, La Piccola ise İtalyan markası. 

Hangi makinenin daha iyi olduğuna geçmeden önce konunun bilimsel tarafına değinmek istiyorum. 2011 yılında kapsül kahveler hakkında bilimsel bir makale yayımlanmış. Burada bahsedildiği kadarıyla kapsül kahvelerde zehirli kabul edilen bir bileşik olan furan bulunuyor. Bilmeyenler için furan, kanserojen olarak listeleniyor ve aslında paketli ürünlerin pek çoğunda karşımıza çıkabiliyor. Yiyeceklerde ve içeceklerde oluşan furan ise ısınınca ortaya çıkıyor. Kapalı kaplarda yüksek sıcaklıklara maruz kalan hazır kahve ve kavrulmuş yiyeceklerde sıklıkla karşılaşan furan isimli bileşiğin, fareler ve sıçanlar üzerinde yapılan deneylerde kanserojen olduğu kanıtlanmış. 

Sciencedaily’deki makale bu durumdan bahsediyor ancak kapsül kahvelerde bulunan furan seviyesinin halen güvenli sağlık sınırları içinde yer aldığı aktarılıyor. Barselona Üniversitesi’ndeki araştırmacılar konuya dair detaylı araştırmalar yapmış. Kimya Profesörü Javier Santos, geleneksel kahve makineleriyle kahve hazırlamanın, espresso ya da kapsül kahve makinelerinde kahve hazırlamaktan farklı oranlarda furana yol açtığını söylüyor. 

Journal Food Chemistry’de yayımlanan sonuçlar espressoda, damla kahve makinelerinde yapılan kahveden daha yüksek furan bulunduğunu ortaya koyuyor. Hazır kahvede ise bu seviyeler biraz daha düşük. Bunun sebebi ise Santos’a göre, hermetik yani yalıtımlı olarak kapatılan kapsüllerin, uçucu olan furanın salıverilmesini engellemesi. Bu da kahveyi demlemek için kullanılan kahve makinelerinin daha yüksek basınçlarda sıcak su kullanmasına ve akabinde bunun da bileşik oluşumuna yol açtığı anlamına geliyor. Değerler farklı olsa da tehlikeli olmadığı aktarılıyor. En azından 2011 yılındaki çalışmada bunun aksi söylenmiyor. 

Öte yandan kapsül kahvelerin yapıldıkları materyaller de sağlık açısından tercih sebebi. Tercih edeceğiniz kapsülün plastik olması pek de sağlıklı değil, zira Wellness Mama‘ya göre kahve kapsülleri endokrin bozuculara sahip. Öte yandan hormonları bozabiliyor ve dengesizliklere, kilo alımına hatta doğurganlık sorunlarına dahi sebep olabiliyor. 

2020 yılında National Library of Medicine tarafından yayımlanan başka bir çalışmada, kapsül kahvelere yönelik bazı tespitler yapılmış. Bu ürünlerde yer alan bazı endokrin bozucuların, özellikle belirli hormonları inhibe ederek ya da taklit ederek hormonal sisteme zarar verebileceği aktarılıyor. Cinsiyet hormonu olarak bilinen östrojenin etkilerini de taklit ettiği söyleniyor.

French Press yöntemiyle yapılan kahvelere kıyasla kapsül kahvelerin, belirli kimyasalları içermesine rağmen, tehlikeli oranın altında kimyasal içeriğe sahip olduğu aktarılıyor. O yüzden sağlık açısından henüz bir sorun yok gibi duruyor. 

Peki, alüminyum daha mı sağlıklı? 

Plastiğe kıyasla alüminyum çok daha sağlıklı olsa da geri dönüştürülebilir yönü daha iyi değil. Bu sebeple daha sağlıklı ancak çevreci tarafı zayıf. Bu konuda en iyi seçenekler ise kompostlanabilir/biyobozunur kapsüller oluyor. Bunlar çevre için en iyi seçenekler, aynı zamanda sağlık açısından da diğerlerine kıyasla daha iyiler. Türkiye’de bu konuda fazla bir seçenek yok ancak denediğim ve oldukça beğendiğim Kronotrop Coffee’nin Nespresso uyumlu kapsülleri buna örnek verilebilir. 

Kompost edilebilir bu kahve kapsülleri yüzde 45 oranında doğal kaynaklardan ve aynı zamanda yüzde 30 daha az enerji tüketimiyle üretiliyor. 

Rakamlara göre her dakika 29 bin kahve kapsülü çöpe gidiyor ve neredeyse tamamı çevreyi kirletecek materyallerden oluşuyor. Buna karşılık alanın en bilinen ismi olan Nespresso da bazı çalışmalar yapıyor.

Nespresso’nun da kendi kahve kapsülleri konusunda ülkelere göre değişen çalışmaları bulunuyor. Örneğin İsviçre ile yapılan işbirliği ile Caran d’Ache kalemi üretildi. Bu kalemin gövdesi yüzde 25 geri dönüştürülmüş Nespresso kapsüllerinden oluşuyor. Arjantin’de ise kırsal bölgelerdeki okullarda sebze bahçeleri inşa etmek için Huerta Nino Vakfı ile işbirliği yapılıyor. İspanya ve İtalya gibi ülkelerde ise tarım odağında çalışmalar yapılıyor. Singapur’da ise yerel geri dönüşüm girişimi kapsamında 2016 Dünya Çevre Günü başlatıldı. 

Gelelim bu bilgiler ışığında benim Nespresso deneyimime.

Yaklaşık 1 yıldır Nespresso Essenza Mini’yi kullanıyorum. Kullandığım cihaz adından da anlaşılacağı üzere tek seferde bir kahve yapabiliyor ve su haznesi de yaklaşık 10 fincan kahve yapmayı sağlıyor. Çok daha büyük ve süt köpürtme fonksiyonun olduğu cihazlar da var ancak bana uygun olanı tercih ettim. Öte yandan cihazda yerleşik olarak süt köpürtme özelliği olmadığı için yanında sıcak ve soğut süt köpürtme özelliğine sahip Aeroccino 3’ü kullanıyorum. 

Cihazın fiyatı mevcut zamlarla beraber artmış olsa da profesyonel kahve makinelerine kıyasla halen alınabilecek fiyatlarla karşımıza çıkıyor. Bir süredir kullandığım bu kahve makinesi sabah kahvelerimin vazgeçilmezi olmuş durumda. Neden mi? Çünkü kısa sürede tek tuş ile kahveyi hazırlayabiliyor olmanızdan dolayı. Filtre kahve makinesi de kullanıyorum ancak pratik olması ve zaman kazandırması açısından kapsül kahve makinesi oldukça önemli fark atıyor. 

Tat tarafında elbette tazecik çekirdekten çekilmiş ve demlenmiş kahvenin tadı apayrı ancak burada süre devreye giriyor. Filtre kahve makinesinde kendi çektiğiniz kahvenin olmasını beklemek en az 15-20 dakika sürüyor. Eğer o kadar zamanınız yoksa pratik bir şekilde kahve yapmak da elzem oluyor. 

Kapsül tarafında çok seçenek var. İsterseniz sert-gövdeli kahveleri tercih edin isterseniz hindistan cevizi aromalı olanı. Artık o size kalmış.  

Ancak gerçekçi olmak gerek ki, Nespresso’nun kapsülleri oldukça pahalı. Yani günde 3-4 fincan kahve içen birisiyseniz Nespresso oldukça pahalı bir kahve deneyimi sunacaktır. Onun yerine filtre kahvenin demlenmesini beklemek çok daha mantıklı olacaktır. Hatta sabah uykunuzdan biraz feragat etmeniz bile gerekebilir!

Yine de benim gibi günde 2 ya da 3 fincan kahve içiyorsanız özellikle üşengeç olduğunuz zamanlarda günün kahvesine kapsül kahve ile başlayabilirsiniz. 

Pek çok yerli ve yabancı markanın kapsül kahveleri var ve Nespresso ile uyumlu. Nespresso’da tek bir kutuda 10 kapsül bulunuyor ve fincanı en uyguna 17 TL’ye geliyor (14 Temmuz 2023 itibarıyla) ama farklı bir marka alacağım derseniz de fincanı en uygun 7-8 TL’ye gelecektir. İtalya’dan ve Avusturya’dan satın aldığımız farklı markaların kapsüllerinin tanesi 4 TL’ye kadar gelmişti ancak şu anda kur farkı bu değeri yakalamayı imkansız kılabilir. 

Diğer kahve makinelerinde kapsül çeşitliliği biraz daha az ancak Nespresso’ya göre daha donanımlı makineler var. 

Nespresso kahve makinesi almalı mıyım almamalı mıyım?

Artılar 

  • Şipşak kahve yapmak için oldukça ideal. Kısa sürede hem espresso hem de lungo hazırlayabilirsiniz. 
  • Toz kahvelere kıyasla çok daha lezzetli.
  • Aromalı kahve seçeneği fazla. 
  • Köpük kıvamı fazla. (Tercih edilen kahveye göre değişse de genel anlamda dengeli bir köpüğü oluyor)
  • Farklı markaların farklı fiyatlarda ve miktarlarda kapsül seçenekleri var.

Eksiler

  • Türkiye’de fazla seçenek yok, olanlar ise oldukça pahalı. Makinenin kendi fiyatının yüksekliğine ek olarak kapsül kahveler de yüksek fiyatta. 
  • Filtre kahve kadar lezzetli değil. (Taze çekilmiş ve demlenmiş kahve kastediliyor)
  • Çevreci tarafı çekirdek kahve kadar iyi değil.

Eğer bütçeniz el veriyorsa ve kahve çeşitlerini farklı farklı denemeyi seviyorsanız kapsül kahve makinesi alabilirsiniz. Türkiye’de üç markanın makineleri öne çıkıyor olsa da eğer farklı ülkelerden almayı düşünüyorsanız, seçeneklerin sayısı çok daha fazla olacaktır. 

Nespresso almasaydım hangi markayı tercih ederdim? Tchibo. Çekirdek kahvelerini oldukça sevdiğim Tchibo’nun kapsül kahve makine sistemi de oldukça iyi. Farklı zamanlarda deneyimlediğim Caffissimo kapsül kahve makinelerindeki kahveleri de beğendim. Fiyatları Nespresso’ya göre daha uygun olan Cafissimo’lar maalesef kapsül tarafında eksi alıyor. Çünkü başka bir marka tarafından kapsül üretilmiyor, Tchibo’nun kendi kapsül kahvelerini almanız gerekiyor. Eğer bu sizin için sorun değilse Caffissimo alabileceğiniz en uygun fiyatlı ve makinelerden olabilir. 

Faydalanılan kaynaklar:

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.