Üniversite tercihlerini artık ekonomik kriz belirliyor | Öğrenciler büyükşehirlerden uzak duruyor

2023 yılı YKS tercih işlemleri başladı. Sınav stresinin ardından bu kez de tercih stresi ile boğuşmaya başlayan 2,5 milyon aday, 1 milyon 111 bin ile sınırlı kontenjanda kendisine yer bulmaya çalışıyor. Ancak bu sene tercihleri belirleyen yalnızca strateji değil. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerdeki üniversitelerin hayalini kuran öğrencilerin önünde ekonomik kriz engeli de var. 8 Ağustos’a kadar tercihlerini tamamlaması gereken üniversite adayları, artan hayat pahalılığı, ev/yurt kiraları, ulaşım ve gıda parasını hesapladığında yaşadıkları ilin dışındaki üniversiteleri tercih etmekte tereddüt ediyor. Medyascope ekibi Anadolu’daki öğrencilerin tercihlerini nasıl belirlediklerini araştırdı.

Tercih dönemi devam ederken küçük şehirlerde ve Anadolu’da yaşayan üniversite öğrencisi adaylarının bazıları yurt ve ev kirası, kentlerdeki ulaşım ve gıdaların pahalılığı nedeniyle tercih listelerinden büyükşehirlerdeki okulları eliyor. 

Örneğin İstanbul’da artık 10 bin TL’ye kiralık bir ev bulmak neredeyse imkansız. Anadolu’nun pek çok kentinde de durum farklı değil. Kimi illerde öğrenciler sadece yatak için bile 6 bin TL’ye yakın ücret ödemek zorunda kalıyor. Üniversitelere yaklaştıkça fiyatlar daha da artıyor. Bir öğün yemek yemenin maliyeti bile neredeyse 150 TL’den başlıyor, 250 TL’ye kadar çıkıyor. Yemeğini evinde pişirmek isteyenler de bu kez market alışverişi sırasında aynı düş kırıklığını yaşıyor. Yaşadığı şehrin dışında eğitim görmek isteyen bir üniversite öğrencisinin ortalama gideri 11 bin 402 lira olan asgari ücretin bile üzerinde.

Öğrenciler ekonomik kriz nedeniyle yaşadıkları şehirde kalmak zorunda 

Bu tablonun tercihleri nasıl etkilediğini Diyarbakır’da yaşayan eğitim koçu İskan Aydeniz’e sorduk. Aydeniz, vakıf üniversitelerinin ücretlerindeki yüzde 100’ü aşan zammı da dikkate alan öğrencilerin tercihlerini yaparken hem bu ücretleri hem de büyük kentlerdeki yaşam maliyetini dikkate alarak “Tercih yaparken dört-beş kez düşünmek zorunda kalıyorlar” diyor:

“Benim dikkatimi çeken en büyük meselelerden bir tanesi sadece vakıf okullarına karşı olan ilginin azalması değil; çocukları 5 binde 7 binde olan velilerle görüşürken dahi ‘Biz çocuğumuzu büyük kente gönderip nasıl bakacağız?’ şeklinde devlet okuluna göndermekten de çekindiklerini gördüm.”

Üniversite sınavında derece yapan ve Türkiye’nin önde gelen üniversitelerindeki tıp ya da mühendislik gibi bölümlere rahatça girebilecek öğrencilerin velileri de kaygılı. Onlar da kara kara başka bir kentte çocuk okutmanın maliyetini düşünüyor:

Genelleme yapmak çok doğru değil ama şunu söylemeye çalışıyorum: Bu sıralamalarda olan öğrenciler, masraflarıyla ilgili, yüksek enflasyondan dolayı farklı düşünmeye başlıyorlar. İnsanlar genelde şunu yapıyorlar; mesela tıp isteyen ve 7 bine giren bir öğrencimin velisi ‘Hocam İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e gitmesin de Dicle’de kalsın, burada okusun’ diyor.”

2003’ten beri tercih danışmanlığı ve öğrenci koçluğu yapan Aydeniz, velilerin çocuklarını büyük kente göndermek konusunda yaşadığı tereddüt ve kaygıyla ilk kez karşılaştığını söylüyor.

2022’de üniversiteyi kazanan 110 bin öğrenci kayıt yaptırmadı

Koronavirüs salgını süreciyle başlayan ve giderek derinleşen ekonomik krizin, öğrencilerin temel ihtiyaçlarını derinden etkilediğini söyleyen Veli Derneği Başkanı Ömer Yılmaz da öğrencilerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilecek olanakların yaratılmadığından yakınıyor.

Yılmaz, geçen yıl yaklaşık 110 bine yakın öğrencinin üniversiteyi kazanmasına rağmen kayıt yaptırmadığını söylüyor:

“Bu sene daha da derinleşen bir ekonomik kriz var. Artık üniversitede okumak çok büyük bir külfet. Yani kazansalar bir türlü, kazanmasalar başka türlü. Dolayısıyla bir an önce çocukların özellikle barınma sorununun çözülmesi lazım. Sonra beslenme problemlerinin çözülmesi lazım.”

Yılmaz, bu tablonun sadece öğrencileri değil velileri de etkilediği görüşünde:

“Bu sene büyük şehirlerde kiralar için 20-25 hatta 30 bin liralardan bahsediliyor. Yani bu gittikçe birçok şeyin olanaksızlaştığı anlamına geliyor. Kontenjandan büyük ihtimalle açık kalacağını düşünüyoruz. Belediyeler işin içine girmeli. Kamu mutlaka işin içine girmeli. Çocuklarımızı güvenli bir şekilde kazandığı üniversitelerde barınabileceği yerlerin yaratılması gerekiyor.”

Eskiden gençlerin yarı zamanlı çalışarak ailesinin yükünü hafifletebildiğini söyleyen Yılmaz’a göre artık bu olanak da ortadan kalktı:

“Şimdi çocuklar tam zamanlı çalışıp asgari ücret alsa bile kazandığı para yetmiyor Hayat çok zorlaştı. Bu zorlaşan hayatın koşulları da çocukların hem eğitimini etkiliyor hem de tabii ki iyi beslenemediği için sağlığını da etkiliyor. Çocuklar sosyalleşmesi de ayrı bir dert. Üniversitede çocuklar sosyalleşir çeşitli ortamlarda, mekanlarda bir araya gelir. Bu olanaklar tam anlamıyla ortadan kalkmış durumda.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.