Yerel seçimler 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak ve yedi ay kaldı. İktidar bloğunu oluşturan Cumhur İttifakı’nda bu konuda bir sorun görünmüyor. Erdoğan ve Bahçeli tek yetkili olarak süreci yönetiyorlar ve burada bir sorun beklenmiyor.
Millet İttifakı’nda ise durum karışık çünkü seçim kaybedilince böyle bir ittifak kalmadı. Sonuçta yerel seçimlerde “ittifak” diyemeyen muhalefet partileri, “işbirliği” sözcüğüyle yeni arayışların kapısını açık tutmak isterken kendi pozisyonlarını ve pazarlık alanlarını geniş tutma arayışındalar.
İYİ Parti’de bu konuda tam bir kafa karışıklığı var ve süreci yönetmekte zorlanıyorlar. İstanbul ve Ankara’nın büyükşehir belediye başkanları dün, 30 Ağustos nedeniyle yapılan etkinliklerde aday adayı olduklarını açıkladılar ve burada “Partiler üstü bir yaklaşım” sergilemeye çalıştılar. Onlar da bu açıklamalarıyla yerel ittifak-işbirliği kapılarını açık tutmak istiyorlar. Bu durumda İYİ Parti tamamen bir açmazda kalıyor ve gerek İmamoğlu, gerekse Yavaş’ın karşısına aday çıkarma konusunda nasıl bir yol izleyecekler belli değil. Aday çıkarır ya da işbirliğinden kaçınırlarsa kaybın faturasının İYİ Parti’ye çıkacağını görmeleri gerek.
İlçe kongreleri bitiyor, CHP’de durum ne?
CHP’nin kurultay süreci devam ediyor ve 3 Eylül’de ilçe kongreleri tamamlanacak. 10 Eylül’de başlayacak il kongreleri ise 15 Ekimde tamamlanacak.
İmamoğlu “değişim” diyerek genel başkanlığa adaylık sinyali verse de süreç içinde kendini geri çekti ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Bu durumda gözler CHP Grup Başkanı Özgür özel’e çevrildi. Özel de her ne kadar açıklamalarında, “Görevden kaçmam” dese de adaylık konusunda kesin bir şey söylemiş değil. Önümüzdeki hafta bir açıklama yapması bekleniyor, muhtemelen ilçe kongrelerinden çıkan sonucu değerlendirip ona göre bir yol haritası belirleyecek.
CHP’de kurultay süreci tamamlanmadan Kılıçdaroğlu’nun ittifak-işbirliği konularını görüşmek üzere başka parti liderleriyle görüşmesi mümkün değil. Muhalefet doğru politika izlemez ve yerel seçimlerde de kaybederse Türkiye’nin muhalefetsiz kalma riski ortada ama erdoğan’ın istediği de tam bu.
Gazeteci Sedat Bozkurt ve Hıdır Göktaş politikAnkara programında değerlendirdi.