Formula 1’de 2023 sezonunun 19. yarışı ABD-Austin GP, geçen pazar günü (22 Ekim) koşuldu. Medyascope Spor yazarı Muhammed Kaya, yılın 19. yarışında hayal kırıklığı yaratan ve beklentilerin ötesinde performans gösterenleri yazdı.
Düşenler ve çıkanlar: Formula 1 ABD-Austin GP analizi
Formula 1, hatta doğru tabir ile Liberty Medya’nın hedeflediği pazar olan Amerika’da bu hafta keyifli bir yarış yapıldı. Yarış içerisinde üç takımın da kazanma ihtimali vardı, ki bu durum Formula 1’de pek yaşanmaz. Üstelik sonrasında Lewis Hamilton ve Charles Leclerc’e gelen diskalifiye ile işin magazin boyutu iyice derinleşti.
Liberty Medya daha fazla ilgi çekmek için bazı olayları ayarlasa ancak bu kadar olurdu. Sonuç olarak Amerika yarışı tüm görkemi ile geldi ve geçti. Gelin, bu afili yarışın düşenlerine ve çıkanlarına beraber bakalım…
Düşenler
Lewis Hamilton
Lewis Hamilton belki de bu sezonun en iyi performanslarından birini sergiledi ancak aracın zemindeki aşınmasından dolayı tahta yapı olan plank sınırının aşılması nedeniyle diskalifiye edildi. Yarış içerisinde takımın yaptığı pit hatası olmasa belki galibiyete bile uzanabilirdi ancak olmadı. Hatta son turlarda Max Verstappen’e çokça da yaklaştı, birkaç tur olsa belki Verstappen-Hamilton mücadelesini tekerlek tekerleğe izleyecektik.
Yarış tempolarında Max Verstappen, Lewis Hamilton’dan yalnızca 0,04 saniye daha hızlıydı. Hatta birebir karşılaştırmalara baktığımızda da yarışın genelinde Lewis Hamilton üstün bir performans ortaya koymuş.
Sergio Perez’i Pilotlar Şampiyonası‘nda yakalama adına büyük bir hayal kırıklığına uğratsa da Mercedes’in doğru yolda olduğu ortaya koyuldu. Takım arkadaşı Geroge Russell’ın önünde damalı bayrağı gören Lewis Hamilton, Russell’dan yaklaşık yarım saniye daha iyi tempoya sahipti. Lewis Hamilton çıkanlar kısmını hak etse de diskalifiye kararı düşüşünü başlattı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Charles Leclerc
Charles Leclerc, diskalifiye olmasa bile kendisini bu bölümde bulurdu muhtemelen çünkü performansı bunu gösteriyordu. Sprintte de 2. başlamasına rağmen 3. sırada yarışı tamamlayan Monakolu pilot, pole pozisyonundan başladığı yarışı ancak 6. sırada tamamlayabildi.
Bu durumu tek pit stop yapması ile kısmen açıklayabiliriz ancak benzer performans Sprint yarışında da vardı. Henüz startta Norris’e geçilmesi ile işler bozulmaya başladı ardından 6. ve 7. sıralara kadar düştü. Zaten strateji konusunda Ferrari onu tepetaklak etmişken Sainz’a takım emri ile yol vermesi de düşüşünü mental olarak pekiştirdi. Leclerc de Sainz’dan yarış temposunda yaklaşık yarım saniye daha yavaştı.
Lando Norris
McLaren’in bu sezon yaşadığı süreç ileride ders olarak okutulacak nitelikte. Gelişimlerinin matematiği araçlarına ve pilotlarının performanslarına direkt olarak yansıyor. Podyuma çıkan hatta üst üste dördüncü podyumu olduğu göz önüne alındığında düşenler kısmında olmasına anlama veremeyebilirsiniz ancak daha iyisini yapabilecek tempoyu bulmuşken gerilemek, düşüşün en büyük göstergesi.
Önünde bulunan Hamilton ve Verstappen ikilisinden yalnızca 0,22-0,25 saniye dolaylarında daha yavaş yarış temposu olan Lando Norris beklenen galibiyetini burada alabilirdi. Oscar Piastri’nin de yarış dışı kaldığı göz önüne alındığında McLaren için daha fazlası çok daha kıymetli hale gelmişti.
George Russell
Lewis Hamilton, galibiyet için yarışırken George Russell’ın daha altlarda mücadele etmesi onun adına büyük bir kayıp oldu. Sprint yarışında da ancak 1 puan alan Russell için Amerika pek de iyi geçmedi; sprint sıralamada 11. sırada olmasına rağmen.
Güncellemeler ile hızlanan araca daha iyi adapte olan Hamilton’a karşı yarış temposunda yarım saniye daha yavaş kalan Russell, lastik kullanımında da zorlandı. Ferrari’nin sert hamurlu lastiklerinden rahatsız olduğu göz önüne alındığında Leclerc’i avlayabilirdi ancak Russell’ın da sert hamuru çalıştıramadığı aşikârdı. Geroge Russell, aracın bu haline alışması gerekecek.
Fernando Alonso
Pit yolundan başlayan Fernando Alonso puan alacak potaya kadar yükselmişti ancak araç zemininde yaşadığı hasar bu zorlu haftada bu kadar yükselmesine rağmen puan almasını engelledi. Lance Stroll’e karşı bu sezon kurduğu inanılmaz üstünlük de bu yarışta son buldu. Stroll, Alonso’dan 0,30 saniye dolaylarında daha yüksek yarış temposuna sahip olarak damalı bayrağı gördü.
Bu yarışta art arda sıralama seanslarında son seansa kalma rekorunu da 2023 yılında tüm yarışları tamamlama rekorunu da kaybetti. Aston Martin için sezonun bu yarışları gelecek sezon adına oldukça önemli bu nedenle Fernando Alonso’nun araç ile ilgili geri dönüşleri çok kıymetli. Bu sağlaması için de yarışı tamamlaması gerekiyor.
Oscar Piastri ve Esteban Ocon da düşenler kısmında değerlendirilebilir. Her iki isim de temastan dolayı yarışın bir bölümünde garaja çekmek zorunda kaldı.
Çıkanlar
Williams
Başlangıçta Williams için sancılı bir 11. ve 12. sırayı tamamlanacak olan süreç, takım için 2021 yılında Belçika yarışından bu yana ilk kez çift puanlı bitişe dönüştü. Austin yani COTA, Williams için hiçbir zaman puan alınabilecek bir yer olmadı ancak Hamilton ve Leclerc ikilisinin diskalifiye edilmesi ile hem Logan Sargeant ilk puanını aldı hem de takım Alex Albon’un da 9. sıraya yükselmesiyle çifte puana ulaşmış oldu.
Logan Sargeant’ın tıpkı Nicholas Latifi gibi komedi unsuru olma yolunda belki de bu puan önemli bir kilometre taşı olacak. Performansını arttırırsa eğer başka bir noktadan kariyeri gelişebilir. Üstelik çok üstün olarak görünen Alex Albon ile Logan Sargeant 0,07 saniye tempo farkına sahip olarak yarışı tamamladılar.
Yuki Tsunoda
Diskalifiyeleri ve yarış dışı kalmaları bir kenara bırakın, Yuki Tsunoda şansını kendi oluşturdu. Bunun temeli, AlphaTauri’yi tekrar sıralamada üçüncü seansın eşiğine getirmek ve daha sonra toparlanan Aston Martin’lerle eşleşecek hız olmasa bile Alfa Romeo, Haas ve Williams pilotlarından oluşan arka takip grubuna karşı önemli bir fark yaratmaktı. Daniel Ricciardo’nun da sol ön frenlerde sorun yaşaması ile AlphaTauri adına puan alabilecek pozisyonda tek başına kaldı.
AlphaTauri’ye de cesur olduğu ve Tsunoda’ya “kalp krizi” yaşatmasına rağmen en hızlı turu attığı için teşekkür ederiz. Ek olarak temiz bir şekilde 1 puan daha aldı. Takımlar şampiyonasında son sırada mücadele eden dört takım için de puan fırsatları en zayıf olan takım AlphaTauri ancak bunun gibi şans puanlarının hepsi bir araya geliyor. Yuki Tsunoda böyle ekstra performans ortaya koymaya devam ederse AlphaTauri’yi masadan kaldırma şansı var.
Lance Stroll
Aston Martin’in en güçlü hafta sonu değildi ama Stroll’ün sezonun ikinci yarısında şu ana kadarki en iyi hafta sonuydu. Sprint yarışını Fernando Alonso’nun önünde bitirdi ve yarışta da Alonso’nun sadece birkaç saniye gerisinde kaldı. Fernando Alonso zeminde arıza yaşayınca da önünde yarışı tamamlamış oldu.
Lance Stroll, 12. virajın çıkışında Logan Sargeant ve Daniel Ricciardo ikilisini aynı anda geçişi de yarışın en klas hareketiydi üstelik bu hamle puan almasının en büyük nedeni oldu. Pit yolundan başlamak uğruna yapılan güncelleme Aston Martin’in puan almasına neden oldu. Risk alındı ve değdi.
Max Verstappen
En iyiler, sorun yaşadığında hâlâ kazanmanın bir yolunu bulma eğilimindedirler. Max Verstappen ve Red Bull’un Austin’de yaptığı da buydu.
Elbette bu biraz da Mercedes ve McLaren’ın pit stop konusundaki kararına da bağlıydı. Ancak Red Bull, Verstappen’i pite çağırarak bu kararsızlık sorununda ilk zarı attı. Kazanma potansiyeli olan üç pilot içerisinde en hızlı kararı Verstappen yani Red Bull verdi ve meyvelerini topladı. Lewis Hamiltıon ile benzer (-0,04 saniye) tempolara sahip olmalarına karşın Verstappen, bu strateji hızı ve Hamilton’un pit-stop yavaşlığı sayesinde damalı bayrağı ilk sırada görmeyi başardı.
Bu sezon kazandığı tüm yarışları büyük üstünlük ile tamamlayan Max Verstappen, iki yarışta ikinci sıradaki pilotla çok yakın damalı bayrağı gördü. İki yarışta da rakip Lewis Hamilton idi: Avusturalya (0,18 saniye) ve Amerika (2,23 saniye) bu mücadeleye tanıklık ettiğimiz yerlerdi.
Yazan: Muhammed Kaya
Editör: Doğa Üründül
