Türkiye’nin çocuk istismarı karanlığı | Sosyal hizmet uzmanları anlatıyor: Her ay yüzlerce yeni vaka, yetersiz destek ve Instagram gerçeği

Türkiye’de çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarındaki artış dikkat çekiyor. İstanbul’daki Çocuk İzlem Merkezi’ne (ÇİM) 3 yaşında vaka da geliyor, armatör çocuğu da… Aynı yurda yerleştirilen mağdur çocuklar da birbirilerini istismar ediyor… En çok istismara uğrayanlar, parçalanmış aile çocukları ve bu çocukların büyük çoğunluğu Instagram kullanıyor. İstanbul’da taciz-tecavüz vaka sayısı bir ayda 250’ye kadar çıkıyor. Türkiye’de çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarındaki artışla birlikte özellikle çocukların ifadelerinin alındığı hastanelerin içindeki merkezlerde neler yaşandığı da merak konusu… Cinsel taciz ve tecavüze maruz bırakılan çocuklarla görüşen uzmanların nelerle karşılaştıklarını araştırdık.

*Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org 

Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre sadece 2012-2019 yılları arasında çocuk cinsel istismarı davalarında yaklaşık yüzde 30’luk artış oldu. 2012’de açılan davaların yüzde 52’si mahkumiyetle sonuçlandı. Medyascope, bu tablonun İstanbul’daki karanlık yüzünü, cinsel taciz ve tecavüze maruz bırakılan çocuklarla görüşen uzmanların nelerle karşılaştıklarını araştırdı. Cinsel istismara maruz bırakılan çocuklarla beş yılı aşkın süredir İstanbul ÇİM’de görüşen ve halen görevde olması nedeniyle ismi bizde saklı olan bir sosyal hizmet uzmanına göre, merkeze gelen başvurularda eskiye göre artış var.


“Önce çocuğun adını unutmaya çalışıyorum, sonra olayı”

— Sosyal hizmetler uzmanı

En fazla istismar Instagram’da

İstanbul’daki dört ÇİM’den birinde beş yılı aşkın süredir görevli olan bir sosyal hizmet uzmanının tanıklığına göre, cinsel istismara en fazla maruz bırakılanlar, Instagram kullananlar ve parçalanmış aile çocukları. “3 yaşındaki vakayla da karşılaşıyoruz, armatör çocuğuyla da” diyen uzman, aynı yurda yerleştirilen mağdur çocukların da birbirlerini istismar ettiklerini söylüyor. Anlatılanlara göre İstanbul’da merkezlere getirilen çocuk sayısı ayda 250’ye kadar çıkıyor. Bu durum çocuklarla doğrudan temas kuran görevlileri de olumsuz etkiliyor ve içlerinden biri, yaşadığı travmayla nasıl baş ettiğini “Önce çocuğun adını unutmaya çalışıyorum, sonra olayı” sözleriyle anlatıyor. Uzman, terapi sürecinin çok iyi olmadığını vurguluyor.

Cinsel istismara maruz bırakılan çocukların sayılarında geçtiğimiz yıllara göre gözle görülür artış olduğunu anlatan uzman, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile de bu tespiti paylaştıklarını söylüyor. Uzman, İstanbul genelinde hizmet veren dört merkeze ayda ortalama 180 ile 250 civarında çocuğun geldiğini belirtiyor.

Aileler çocuklarına yönelik cinsel istismarın açığa çıkmasını, “Dava açılması halinde duyulur ve çocuğun hayatı söner” düşüncesiyle gizlemeyi tercih ettiği için bu veriler buzdağının sadece görünen yüzü.

* Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org 

“Instagram’dan çok vaka geliyor. Çıplak fotoğraf paylaşmak olumsuz sonuçlar doğuruyor”

— Sosyal hizmetler uzmanı

Fail en yakınındaki kişi

Vakaların büyük çoğunluğunda fail çocukların en yakınındaki, güvendiği kişilerden biri olabiliyor. Çocuklar aile bireylerine yaşadıklarını anlatmak istediğinde ebeveynler, onları “yalan söylediğine” ikna ediyor ve olayları reddediyor. İstismara maruz bırakılan çocuklar konuşsa da sesini duyuramıyor…

Medyascope’a konuşan sosyal hizmet uzmanı, bu engeli aşmak için çocuk ve ailelere yönelik cinsel eğitim ve cinsel istismarla ilgili bilinçlendirme çalışmaları yapıldığına dikkat çekiyor. Uzman, aileler bilinçlendikçe, vakaların ortaya çıkışının da arttığını vurguluyor.

Aynı uzman merkeze gelen çocuklarla ilgili deneyimlerini şu sözlerle anlatıyor:

“Çok farklı sosyoekonomik gruptan ailelerin çocuklarıyla karşılaşıyoruz. Geçmişe göre vakalarda artış var, bunu gözlemliyoruz, bu durumu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’yla da paylaşıyoruz. Bunlar arasında armatör çocuğu da, Bağdat Caddesi’nde oturan çocuk da, mülteci çocuklar da var. Hatta milli sporcu olan bir çocuk da bulunuyor. Daha çok ergenliğin ilk döneminde olanlar dışında 2,5 yaşında, 3 yaşında olan çocuklar da geldi. Kimi ailesi tarafından istismar edilmiş kimi başkaları tarafından. Sosyal medya üzerinden kandırılıp istismar edilen çok fazla çocukla karşılaşıyoruz. Kolay kandırılıyorlar. Maruz kaldıkları ‘Ailenle konuşacağım, onlara söyleyeceğim’ şeklindeki şantaja karşı koyamıyorlar. Sosyal medyadan fotoğraf isteniyor. Özellikle Instagram üzerinden çok vaka geliyor. Popüler hale gelen çıplak fotoğraf paylaşmak ciddi olumsuz sonuçlar getiriyor. TikTok kullanan çocuklar da geliyor. Özellikle parçalanmış aile çocuklarında risk 20 kata kadar çıkıyor. Birinci sırada parçalanmış ailede, ikinci sırada baskıcı ailede cinsel istismar çok görülüyor.”


“Devlet yurtlarından da cemaat yurtlarından da mağdur çocuklar geliyor”

— Sosyal hizmetler uzmanı

Aile baskısı altındaki çok sayıda çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığını anlatan uzman, çocukların aileden görmediği sevilme, ilgi görme gibi ihtiyaçlarını yabancı kişilerle iletişim kurarak gidermeye çalıştığını ve bu durumun da istismara yol açtığını söylüyor. Uzman, bu kişilerin, “Sen beni sevsen dediğimi yapardın” gibi baskıcı cümlelerle çocukları ikna ettiğini, cinsellikle ilgili teşvik edici olumlu ifadeler kullandıklarını, onlara önce sevgi gösterip sonra sevgiyi kesmekle tehdit ettiklerini dile getiriyor.

“Devlet yurtlarından da cemaat yurtlarından da mağdur çocuklar geliyor” diyen sosyal hizmet uzmanı, çocukların yaşadıklarını anlatmakta zorlandığını, bir mağdur çocuğun üç yıl sonra konuşabildiğini ifade ediyor.


İstismar mağduru çocukları aynı kuruluşa yerleştirmek, çocuğun tekrar mağdur olarak karşımıza gelmesi riskini arttırıyor

— Sosyal hizmetler uzmanı

Devlet yurtlarındaki yanlış sistem ve istismar

İstismar edilen çocukların devlet kontrolündeki kuruluşlara yerleştirildiğini hatırlatan sosyal hizmet uzmanı, benzer durumda olan çocukların aynı ortamda bulunmasının yarattığı mağduriyete dikkat çekiyor:

“Bazı durumlarda cinsel istismar mağduru çocukların aile yanında kalmasının sakıncalı olduğu düşünüldüğünden devlet korunmasına alınıyor. Ama burada şöyle bir handikap göze çarpıyor: Tüm istismar mağduru çocukları aynı kuruluşa yerleştirmek, çocuğun tekrar mağdur olarak karşımıza gelmesi riskini arttırıyor. Aynı zamanda bazı çocukların fuhuşa sürüklenmesinde de riski artırıcı bir durum olabileceği düşünülüyor. İlkokul ve ortaokul çağındaki yurt çocuklarında bu durum daha çok akranların birbirine cinsel istismarda bulunması şeklinde karşımıza geliyor. Çoğu vakada olayı başlatan çocuğun daha önceden cinsel istismar öyküsünün olduğu gözlemlendi.”

“Erken evlilikler de çocuk cinsel istismarı”

Türkiye’de sığınmacılar ve farklı etnik gruplar arasında da cinsel istismar ve erken evlilik vakalarının olduğunu hatırlatan uzman yaşanan bir örneği şöyle anlatıyor:

“Cinsel istismarın farklı bir boyutu erken evlilikler. Ülkemizde bazı etnik grup ve mültecilerde çok sık karşılaştığımız bir durum. Kimi aile baskısıyla kimi kendi rızasıyla evleniyor. Bu şekilde evlilik, hastane, jinekolog, sosyal araştırmacı, psikolog gibi birimlerin bildirimi ile savcılığa gidiyor. Çocuğun 15 yaşından küçük olması durumunda dava açılıyor. Örneğin Suriyeli bir kız çocuğu, ailesinin kendisini ve kuzenini zorla kendilerinden yaşlı biriyle evlendirmek istediğini, bu nedenle kuzeninin sevdiği kişiyle kaçarken kendisini de çağırdığını, kendisi de onlarla birlikte evden kaçıp, kuzeninin evleneceği kişinin arkadaşı ile, henüz yeni tanıştığı biriyle evlendiğini söylemişti. Olay çocuğun hastaneye muayeneye gitmesiyle ortaya çıktı ve 15 yaşından küçük olduğu için soruşturma başlatıldı. Erken evlilikte, özellikle gebelik durumunda doktor bildirimi sonrası çocuk savcılık yoluyla bize geliyor ve görüşme yapılıyor. Parkta oynayan sekiz-dokuz yaşındaki bir çocuğu kandırarak tecavüz edip kaçan yabancı uyruklu bir kişinin istismarıyla da karşılaştık.”

Terapi yaptığını iddia edip istismar etti

Sosyal hizmet uzmanı karşılaştığı çocuklarla ilgili deneyimlerini anlatırken en çok etkilendiği vakanın babası tarafından içki içirilerek tecavüze maruz bırakılan dört yaşındaki bir çocuğun bunu tarif etme şekli olduğunu anlatıyor.

Bu beyanları cinsel istismarın pornografisi olacağı için yer vermiyor olsak da anlatılanlar, çocuk cinsel istismarının her yerde olabileceğini gösteriyor. Bir keman öğretmeninin öğrencisine, bir başkasının çocuk yaştaki baldızına uyguladığı örnekleri çoğaltmak mümkün.

Bu vakaların açığa çıkması da çoğu kez çocuğun dikkat çeken davranış bozuklukları ya da masumane anlatımlarıyla ortaya çıkıyor. Tıpkı eniştesinin istismarını öğretmenine anlatan ve bu sayede ortaya çıkan vakada olduğu gibi… 

Ruhları temizlediğini, çakraları açtığını anlatan bir adamın eşini de ikna ederek baldızına “Sen depresyondasın, senin çakraların açılmamış. Açmamız lazım. Bunu ben yapabilirim” iddiasıyla cinsel istismarda bulunması ve çocuğun yaşadıklarının çakra açmak olduğunu zannederek öğretmenine anlatması, bu durumun tipik bir örneği. 


“İstismara maruz bırakılan çocuklar çok iyi bir terapi sürecinden geçmiyor, devletin eksikliği var”

Sosyal hizmetler uzmanı

İstismar edilen çocuklar nasıl terapi ediliyor?

Devletin çocuklara verdiği eğitimleri arttırması ve eğitimlerin uzman kişilerce verilmesi gerektiğini vurgulayan sosyal hizmet uzmanı, okullardaki rehberlik hizmetlerinin yeterli ve nitelikli olmadığı görüşünde. Uzmanı, eğitim kurumlarında bu alanı bilen kişilerin görev alması gerektiğinin özellikle altını çiziyor. Uzman, çocukların cinsel eğitim, kendini ve bedenini tanıma, cinsel istismar durumlarında olayı korkmadan paylaşabileceği gibi temel konularda daha fazla bilgi sahibi olmasını gerektiğini düşünüyor. Öğrencilerin yaşadıklarını öğretmenleriyle paylaşmaları sonucu okul idarelerinin bildirdiği çok sayıda vaka bulunduğunu hatırlatan uzman, eğitimciler arasında daha çok beden eğitimi öğretmeleriyle ilgili bildirim alındığını ifade ediyor. Vakaların kendilerine ulaşması sürecinde okullardaki rehber öğretmenlerinin bireysel çabasının öne çıktığını anlatarak bu konuda daha iyi bir sistemin oluşturulmasının önemine değiniyor. İstismar maruz bırakılmış çocukların yaşadıkları süreci aşmaları için çok iyi bir terapi sürecinden geçmeleri gerektiğini vurgulayan uzman, “İstismar edilmiş çocuklar çok iyi bir terapi sürecinden geçmiyor, verilen hizmetin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Devletin eksikliği var” diyor.

Çocuk sevgi ve ilgiyi dışarıda arıyor

Sevgiyi, ilgiyi dışarıda arayan çocukların risk altında olduğunu savunan sosyal hizmet uzmanı, çocukların kimlerle iletişim içinde olduklarının bilinmesinin, baskıcı olmayan yollarla çocukların her açıdan takibinin yapılmasının, onlarla sağlıklı iletişim kurulmasının, güven ilişkisinin sağlanmasının önemine değiniyor.

Uzmanlar kendi imkanıyla psikolojik destek alıyor

Devletin kendilerine psikolojik destek hizmeti vermediğini belirten uzman, kendi çabasıyla terapi aldığını söyleyerek, “Kendimi korumak adına görüşme sonrası çocukların önce adını unutmaya çalışıyorum. Sonra olayı unutmaya çalışıyorum. Bana iyi geliyor. Cinsel istismara maruz kalmış çocukları dinlemek beni, sosyal yaşamımı çok etkiliyor. Küçük çocuklarım var. Özel bölgelerimize gayri ihtiyari bir dokunmada çok fazla tepki veriyorum. Mümkün olduğu kadar kızlarımla fiziksel teması düşürüyorum” diyor.

Aile çocuğunun istismara uğradığını nasıl anlar?

Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Kasım Karataş, çocuklara yönelik istismar, şiddet ve cinsel istismar suçlarında artış olduğunu söyledi. Karataş, Adalet Bakanlığı’nın 2021 yılındaki 20 bin 459 dosyanın “çocuğa karşı cinsel istismar” suçu olduğu verilerini hatırlattı. Çocukların cinsel istismarının az rastlanılan bir durum olmadığını anlatan Karataş, bu durumun daha çok aile içinde ve ailenin yakın çevresinde yaşandığını vurguladı.


“Çocuklar utandığı, kendini suçladığı için gizleyebilir”

— Prof. Dr. Kasım Karataş

Geleneksel toplumlarda erkek çocukların daha fazla cinsel istismara maruz bırakılabildiğini vurgulayan Karataş, “Herkes olabilir. Çocuğun en yakınında olan, en güvendiği kişiler, kendi yaşıtlarıyla cinsel ilişki kurmada zorluk yaşayanlar, normal cinsel yaşamı sorunlu olanlar, geçmişte istismar edilmiş kişiler ve benzeri” diyor.

İstismara maruz bırakılanların sadece yetişkinler olmayabileceğini hatırlatan Karataş, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Cinsel istismarı tetikleyen durumlara bakıldığında çocuğa ilişkin risk etmenleri önemli. Engelli, hayır deme becerisi gelişmemiş, yaşıtlarından daha erken gelişmiş, aşırı çekingen ya da sokulgan çocuklar gibi. Çocuklar cinsel istismara uğradıklarını genellikle gizler. Ailenin bunu anlaması da zordur. Çocuklar böyle bir durumu neden gizler? Çünkü utanır, kendini suçlar. Kendi hatası yüzünden olduğunu düşünebilir. Nasıl baş edeceğini bilemez. İstismarla sevgiyi ayırt edemez. Korkutulmuş olabilir. O kişiyi veya o kişiye bağlı olarak aileden başka büyükleri kaybetmek istemeyebilir. İstismar edilen çocuklarda ani davranış değişiklikleri gözlenebilir. Çocuk içe kapanır, okul başarısızlığı gelişir ya da artar. Okula gitmek istemez. Gece korkuları gözlenebilir. Yaşından beklenmeyecek sözler, davranışlarla karşılaşılabilir. Altını ıslatma görülebilir.”

Prof. Dr. Karataş, çocuğu cinsel istismara maruz bırakıldığını anlayan ailenin vakit kaybetmeden emniyet veya jandarmaya gitmesi gerektiğini, savcılığa, üniversite hastanelerinin çocuk koruma merkezlerine, genel sağlık kuruluşlarına, ÇİM’lere, bakanlığın en yakın birimlerine başvurulabileceğini söyledi.

Cinsel istismarın önlenmesinde aileye düşen görevleri de hatırlatan Karataş, çocukların ve aile üyelerinin, özellikle anne ve ablaların daha iyi eğitilmesinin önemine değindi. Karataş, çocukların bedenine kendisi istemedikçe dokunulamayacağının öğretilmesi gerektiğinin altını çizdi.

  • Not: Haberde yer alan verileri ve sosyal hizmetler uzmanının anlattıklarından yola çıkarak merkezlerde yaşananları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sorduk. Ancak haber yayımlandığında bakanlık sorulara henüz cevap vermemişti.

Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) nedir?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM), cinsel istismara uğramış veya uğrama şüphesi altındaki mağdur çocukların, ifade alma, adli muayene ve diğer işlemlerinin tek merkezde yapılması için Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler bünyesinde kurulmuş birimler olarak faaliyet gösteriyor. Gizlilik esasına göre hizmet veren bu merkezlerde çocuğun ve ailenin kimlik bilgisi hiç kimseyle paylaşılmıyor. Çocuğa bedensel ve ruhsal sağlığı açısından destek hizmetleri sunuluyor. Bu merkezlerde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’ndan da uzman personel görev yapıyor. Türkiye genelinde 61 ilde 64 ÇİM bulunuyor. Bu birimlere getirilen çocuk, başına gelen olayı yalnızca bir defa ifade ediyor ve anlattıkları kayıt altına alınıyor. Tüm müdahale tek merkezde toplanıyor. Böylece çocuğun tekrar travma yaşamasının önüne geçiliyor. Uzmanlar bu merkezlerin sayısının arttırılmasını istiyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.