Gezi Parkı ruhu Malta’da: “Gezi olmasa, Türkiye çok daha kötü bir yerde olurdu”

Serkan Zihli, Gezi Parkı eylemlerinde çadırlar ilk kurulduğunda oradaydı. Türkiye’yi değiştiren eylemlerde yer aldı. 2014’ten sonra hayatına yurtdışında devam etme kararı alan Serkan, Gezi ruhunu gittiği yerlerde görmeye devam ediyor. Bir süredir yaşadığı Malta’da halk, önemli bir meydanda yaşanan ağaç katliamı yüzünden hükümetle karşı karşıya geldi. Serkan Zihli ile Malta’da yaşananları, olayların arka planını ve Gezi Parkı eylemlerinin bıraktığı etkiyi konuştuk.

“Ağız tadıyla direnemedik, bir biber gazı bile yiyemedik…”

Serkan Zihli sözlerine biraz esprili, biraz da Türkiye’de sık sık gördüğümüz manzaralara bir göndermeyle başlıyor.

Avrupa’nın ufak ada ülkesi Malta, bir süredir ağaçların kesilmemesi için ayaklanan halkın protestolarını konuşuyor. Aynı 2013’te, Türkiye’de olduğu gibi.

Malta’da da halk adeta bunaldıkları siyasi iklime ve ülkelerinin gittikçe karanlıklaşan iç işlerine bir tepki ortaya koyuyor.

Mosta

“Malta bir muz cumhuriyeti ama Avrupa standartlarında…”

Serkan Zihli dokuz yıldır Türkiye dışında yaşıyor. Gezi’den döneminde verdiği bir röportajdan sonra, yurtdışına çıkma kararı aldı. Önce bir sene Uruguay’da, sonra dört sene Yunanistan’da yaşadı. Dört yıldır da Malta’da: “Akdeniz’in ortasında boz bir ada… Kendine özgü, ‘Malta taşı’ adlı bir taşı var ve tüm eski evler bu taştan yapılıyordu. Sapsarı görünen bir ada…”

Malta’ya hiç gitmeseniz de, fotoğraflara baktığınızda yemyeşil bir yer olmadığını göreceksiniz. Çoğu Akdeniz toprağı gibi Malta da, bodur ağaçların ve sararmış otların bulunduğu bir yer. Böyle olunca da, Malta halkı ellerinde kalan ağaçları korumak için daha hassas hale gelmiş.

Maltalılar yeşili korumaya çalışırken, hükümetleri onlara pek de yardımcı olmuyor.

Yarım milyon nüfuslu ülke, 2004’te Avrupa Birliği’ne girdi. Önce AB üyeliği, sonra da 2013’te İşçi Partisi’nin iktidara gelmesi ile Malta’ya gelen yabancı yatırım büyük miktarda arttı.

Malta’nın şu anki Başbakanı Robert Abela

Serkan, aynı Türkiye gibi Malta’da da bir inşaat çılgınlığı olduğunu söylüyor. Hepimizin yakından bildiği gibi, hızlı ve büyük yatırım her zaman iyi sonuçlar doğurmuyor:

“Deli gibi inşaatlar var. Türkiye gibi. Yapılaşmaya açılmaması gereken yerlerin de açılması için sermaye çalışıyor. Kiralar korkunç şekilde artıyor. İşçi Partisi’nin de yakaladığı damar, büyük teknoloji şirketlerini adaya getirme ve adaya para gelmesini sağlama. Böyle olunca, kirli ilişkiler de ortaya çıkıyor.”

Malta yozlaştıkça, bu konuya ilgi duyan gazeteciler de arttı. Bunlardan biri de, Daphne Caruana Galizia’ydı.

1964 doğumlu Caruana Galizia, eski Malta Başbakanı Joseph Muscat ve eşinin Panama Belgeleri’nde yer aldığını ortaya çıkarmıştı. Birilerini rahatsız etmiş olacak ki, bu da onun sonunu getirdi.

Başarılı gazetecesi, 16 Ekim 2017’de arabasına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Serkan bu suikasti hem yöntem hem de nedenleri yüzünden, “Malta’nın Uğur Mumcu cinayeti” olarak tanımlıyor: “Bu tarz kirli işleri ortaya çıkardığı için Galizia’yı öldürdüler. Sonra insanlar sormaya başladı: ‘Malta nereye gidiyor?’… Özellikle gençler.”

Daphne Caruana Galizia

İşte burada sahneye Moviment Graffiti sahneye çıkıyor. Malta’nın siyasi bilinci kuvvetlenen gençlerin bir eseri: “Moviment Graffiti, çoğunluğu gençler tarafından kurulan sol bir sivil toplum kuruluşu. Çevre ve cinsiyet gibi konularda sokağa çıkıp eylem yapıyorlar. Tuttuğunu kopartan bir hareket.”

Moviment Graffiti, Malta’nın Mosta Meydanı’nda yaşanan ağaç katliamında oraya ilk giden gruplardan. Yeşil için ortaya koydukları direniş, ada tarihinde daha önce görülmemiş türden. Serkan Zihli, Rotunda Kilisesi önündeki Mosta Meydanı’na “Düzenleme çalışmaları” adı altında yapılanlardan bahsediyor ve neden Gezi’yi hatırlattığını anlatıyor.

Mosta’nın Gezi’ye benzemesinin nedeni, Mosta Meydanı’ndaki proje başladıktan sonra ağaçların sert bir şekilde budanması. Mosta’da yaşayanlar ‘Ne oluyor’ diyor. Yetkililer söz konusu ağaçların taşınacağını söylendi ama ağaçlar ölecek kadar budanmış.”

Aynı Gezi Parkı eylemlerinden önce duyduğumuz söylemler, bu sefer de Malta’da tekrarlanmış. Ağaçların kesildiğini duyan Moviment Graffiti, hemen olay yerine gitmiş. Serkan o anları anlattı.

“Bu olay halkta yayılınca Moviment Graffitti oraya gitti. Hemen örgütlendiler ve gece çadır kurdular. Aynı Gezi gibi. Her gelen de bir şey getirdi. Tam Gezi ruhu! O gece iş çok büyüdü. Malta fazla aksiyon olan bir yer olmadığı için böyle şeyler hızlı yayılıyor.”

Olayların büyümesinde etkisi olan başka bir şey de, Moviment Graffiti sözcüsü Andre Callus’un polis tarafından gördüğü sert müdahale. Serkan bu olayı, Gezi’deki “Kırmızı Elbiseli Kadın’a” benzetiyor. İki sert müdahalenin de, insanları mobilize ettiğini söylüyor.

Rotunda Kilisesi’nin önünde kurulan çadırlar

Belki Malta ve Türkiye’yi ayırt eden şey de burada ortaya çıkıyor. Moviment Graffiti’nin Mosta Meydanı’na çadırlar kurması ve birkaç gün süren protestoları, hükümeti endişelendirmeye yetmiş. Başbakan Robert Abela, projeden vazgeçildiğini açıkladı ve çevreciler zafer kazanmış oldu. Türkiye’de süreç maalesef böyle ilerlememişti.

Serkan’ın Malta için kullandığı sözler akla geliyor: “Burası bir Muz Cumhuriyet ama Avrupa standartlarında bir Muz Cumhuriyeti…”

Serkan Zihli ile, onuncu senesinde Gezi’yi de konuştuk. 27 Haziran 2013 gecesi parka ilk gidenlerden.

Gezi Parkı eylemlerinin amacına ulaştığını düşünüyor.

“Gezi şu açıdan başarılı oldu. Şu açıdan başarılı. Özellikle 40 yaş ve altı kesimin belleğinde bir şey bıraktı: İnsanlar bir araya gelince, bir lidere ihtiyaç duymadan bir şeyleri başarabilir ve yapabiliriz. Bir kırılma var. Türkiye’de hiçbir protesto 81 ile yayılıp da milyonlarca kişiyi gönüllü şekilde sokağa dökmemiştir. İnsanlara başka türlü bir siyaset yapılabileceği gösterildi…”

Serkan, Gezi Parkı eylemlerini sert bir dille eleştirenlerin ve kriminalize edenlerin de, bunu korkularından dolayı yaptığını söylüyor: “Gezi’den beri, Gezi’nin karşısında duran herkes büyük bir endişede. Gezi olmasa Türkiye şu an çok daha kötü bir yerde olabilirdi.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.