Kendisine özgü platin sarısı saçları, İslam ve göçmen karşıtı agresif söylemleri Geert Wilders’i Hollanda seçimleriyle tüm dünyanın merkezine taşıdı. Kendisi de seçim zaferi kazandığı günü “siyasi hayatının en güzel günü” olarak tanımladı fakat Wilders’in zaferi Hollanda’daki Müslümanlar için alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Oysa Hollanda bir zamanlar “hoşgörünün timsali” olarak görülmekteydi.
Hollanda Devlet ve Müslümanlar Arası İletişim Organı (CMO) Başkanı Muhsin Köktaş, “Bu seçim sonuçları Hollandalı Müslümanlar için şoke edici. Hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına aykırı bir programa sahip bir partinin böylesine büyük bir zafer elde etmesini beklemiyorduk” diyor.
Aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin (PVV) lideri Wilders, uzun zamandır İslam’ı hedef alıyor; Hz. Muhammed’i “pedofil”, İslam’ı “faşist bir ideoloji ve geri kalmış” din olarak nitelendiriyor. 2004’ten beri polis koruması altında olan Wilders, 2016’da Faslıları “pislik” olarak nitelendirmiş ve ayrımcılık suçundan hükûm giymişti.
Wilders, seçim öncesindeki İslam karşıtı söylemini de yumuşattı. Şu anda Hollanda için daha acil konular olduğunu vurgulayan Wilders, camilerin kapatılması, Kur’an-ı Kerim yasağı ve başörtüsünün yasaklanması gibi politikalarını askıya almaya hazır olduğunu söyledi. Fakat parti programında bu vaatler hâlâ duruyor. Seçim zaferinin ardından yaptığı bu ton değişikliği de Köktaş’ı rahatlatmadı. Köktaş, “Hollanda’da İslam’ın ve Müslümanların geleceği konusunda büyük endişelerimiz var” diye konuşuyor.
Köktaş’ın ümidi, ülkenin dört bir yanından insanların hukukun üstünlüğünü savunmak ve korumak için bir araya gelmesi. “Bu sadece Müslümanların geleceği için değil, barışçıl Hollanda toplumunun geleceği için de gerekli” diyor.
“Bizi ikinci sınıf vatandaş olarak göstermesinden korkuyoruz”
Hollandalı Faslıları temsil eden Hollandalı bir kuruluşa liderlik eden Habib El Kaddouri, Wilders’ın zaferinin ardından Faslıların “büyük bir korku” yaşadığını söylüyor: “Wilders Müslümanlar ve Faslılar hakkındaki fikirleriyle tanınıyor. Bizi ikinci sınıf vatandaş olarak göstermesinden korkuyoruz.”
Wilders’in çoğunluğu oluşturacak ya da başbakan olacak kadar destek toplayıp toplayamayacağı henüz belli olmasa da El Kaddouri, “Hollanda’nın Donald Trump’ı” olarak adlandırılan Wilders’in seçim zaferini büyük bir mesaj verdiğine dikkat çekti. Müslümanların Hollanda’da hâlâ güvende olup olmadığını bilmiyorum. Ülke için endişeliyim” diye konuştu.
Türkiye ve Fas kökenli seçmenlerin oy verdiği DENK Partisi lideri Stephan van Baarle, Wilders’i tebrik etmedi. NOS’a verdiği demeçte van Baarle, “PVV’nin en büyük parti olması bir milyon Hollandalı Müslüman için bir tehdittir” dedi ve şunları ekledi:
“Wilders, Hollandalı Müslümanların haklarını elinden almak istiyor. Bu yüzden tebriği hak etmiyor.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Mülteciler ne düşünüyor, ne hissediyor?
Seçim zaferinin ardından “Hollanda’yı geri alacağız” diyen Wilders, “Hollanda’nın umudu, insanların ülkelerini geri alması. Sığınma tsunamisinin sınırlanması ve insanların cüzdanlarına daha fazla para girmesi” ifadelerini kullandı. İltica konusundaki bu tutumu sivil toplum kuruluşları tarafından da endişe ile karşılandı. Hollanda Mülteciler Konseyi yayımladığı açıklamada, “sığınma hakkının iptalini açık bir şekilde savunan bir partinin Hollanda’nın en büyük partisi haline gelmesinden ötürü üzgünüz” ifadeleri yer aldı.
Hollanda Mülteciler Konseyi Başkanı Frank Candel, bir sonraki kabineden isteklerini “Kutuplaşmayı körükleyen siyasete saplanıp kalmamalarını istiyoruz. Vatandaşların kaygılarını giderecek ve mülteciler için iyi olacak çözümler üretmeye çalışsınlar” diyerek anlattı.
Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği (HTİB) Başkanı Mustafa Ayrancı da Wilders’in Hollanda’nın bir sonraki başbakanı olması ihtimalini düşük görenlerden. Yine de kendisi Wilders’a bu kadar çok oy verilmesinin kendisini üzdüğünü belirterek, “Hollanda halkının tercihlerine saygı duymak gerekir” diyor. Ayrancı, “Ümit ediyorum ki sadece Jan ve Piet’in değil, Mustafa ve Ahmed’in de başbakanı olur” ifadelerini kullanıyor.
WhatsApp gruplarında tek soru: Başörtüsü yasaklanacak mı?
Tilburg şehrinin önde gelen Müslüman liderlerinden Muhammed Aknin, Wilders’in seçim zaferinin ardından cemaat üyelerinin WhatsApp’ta şunu konuştuğunu söyledi: “İnsanlar yakında örneğin başörtüsünün yasaklanacağından korkuyor.”
Aknin, Omroep Brabant’a verdiği demeçte, “Tilki tüylerini kaybedebilir ama kurnazlığını kaybetmez. Geçtiğimiz 20 yıl boyunca ne düşündüğü konusunda netti. Bundan sonra ne yapabileceğini bekleyip göreceğiz” diye konuştu.
Kaynak: Guardian