Elif Gökçe Aras yazdı: Allah kimden yana?

12 Aralık’ta meclis kürsüsünden AKP’nin Filistin konusundaki riyakârlıklarını sayıp, dini inancı gereği bunun hesabını vereceklerini, Allah’ın gazabını çekeceklerini söylerken kendisine edilen canhıraş hakaretler karşısında heyecanlanan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, 14 Aralık’ta hayatını kaybetti. Biz ise bir milletvekilinin kürsüde konuşma yaparken fenalık geçirip hayatını kaybetmesine üzülmektense yine her zamanki gibi AKP’nin vicdansızlığını konuşuyorduk. Öyle vicdansızlar ki, hiçbir trajediye onlardan daha fazla zihnimizi meşgul edemiyoruz. En trajik anlarda öyle soğukkanlı, öyle vicdansız, öyle kaba sabalar ki; her seferinde acımızı bir tarafa bırakıp onlara insanlığı hatırlatmak zorunda kalıyoruz. Ne iyi günde neşeyi, ne kötü günde kederi yaşayabiliyoruz. Her günümüzü işgal ediyorlar kendi sığ gündemleriyle.

Gazeteci Metin Cihan’ın çabaları sonucu öğrendik ki; Filistin bombalanırken Türkiye akaryakıt, çelik, içerisinde İsrail askerlerine içlik de barındıran muhtelif malzeme, hatta silah ihraç ediyormuş. Ticaret hiç durmamış. Kamuoyunu ekonomik beceriksizlikleri ve zulümleri yerine Filistin mevzusuyla meşgul etmeye zorlayanlar, kahve zincirlerinde oturan gençlere höyküren AKP’liler, birdenbire ticaretin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu dile getirmeye başladılar. Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın oğullarının ticari faaliyetleri sayfa sayfa dökülünce birden Filistin’i bırakıp kendi kutsallarına sarıldılar.  Ticaret AKP’nin kutsalı çünkü. Ticaret için her şey mübahtır. Ticaret söz konusuysa işçi de ölür, hakları için mücadele eden işçiye jandarma da müdahale eder. Her türlü yolsuzluğa da göz yumulur, cezalar silinir, vergiler düşülür. Tüccarların sırtından indirilen vergiler fakir halka bindirilir. Birdenbire bizim ticaretten anlamadığımız, önemini bilmediğimiz için böyle kolay konuştuğumuzu söyledi AKP trolleri ve yalakşörleri –gazeteci diyemem-. E Starbucks işletmesi de işinde gücündeydi, onların ticaretine neden mani oldunuz? Kola satın alıp yerlere dökerken, belediyeye zeval verip kola üreticisini memnun ettiniz de, kahve zinciriyle ne alıp veremediğiniz vardı?

Elbette sizin derdiniz boykot değil, yaşam tarzına müdahale ve vatandaşı bir şekilde kendinize maruz bırakma, bir şekilde hayatımız burnunuzu sokma. Orada kızlı-erkekli gençler oturup sohbet edince deli oluyorsunuz değil mi? Sizin gençler nargile kafede her masada kartları yeniden dağıtırken, diğer gençlerin bireyselliklerini yaşayabildikleri ortamlar batıyor sizin gözünüze.

İşte Hasan Bitmez de bu ikiyüzlülüklere tahammül edemedi ve meclis kürsüsünden aynı inancı taşıdıklarını düşündüğü AKP’lilerin vicdanına oynamak istedi. Onları insafa davet etti. Dinleri ile uyardı ve “Allah’ın gazabı üzerinize gelir” derken, insafa getirmeyi umduğu AKP sıralarından kendisine haykıran öfkeli yüzleri görünce o insanlara laf anlatmanın nafileliğini anladı belki. Hayatını adadığı yolda, bir zamanlar aynı yolda yürüdüğünü söyleyen insanların dönüştükleri insanları gördü. Suretleriyle birlikte siretlerini gördü. Meclis tutanaklarından anlaşıldı ki; Hasan Bitmez “Allah’ın gazabı üzerinize gelecek” deyip kendinden geçtiği sırada Özlem Zengin’de “İşte Allah’ın gazabı böyle olur” demişti.

Allah da sizin gibi güçlüden mi yana Özlem Hanım? O da sizler gibi ticareti her şeyin üzerinde mi tutuyordur? Onun için de para deyince akan sular duruyor mudur? O da söz konusu ticaretse her şey mübahtır mı diyordur? Hayır, yani, dünyada egemen sistemlerin kapitalizm, hard kapitalizm, liberalizm olduğu düşünülünce sorasım geldi. Dünya düzeninde mazlumun imdadına yetişen görünmez bir güç görmedim ben. Piyasayı dizayn eden görünmez eli duyduk ekonomi derslerinde ama mazlumu kollayan görünmez bir el bilmiyoruz. İşçi hakkını aramadığı müddetçe köle gibi çalışmaya mahkûm bütün dünyada. Yeterince ürün toplayamadığı için çocuğunun eli ayağı kesilip önüne konan Afrikalı köylü gördük. Altın madenlerinde çalıştırılan çocuk işçiler gördük. Köle pazarları gördük. Organları için kaçırılıp öldürülen çocuklar duyduk. Savaşlarda toplanıp satılan kadınlar gördük, daha yeni, Suriye’de. İş güvenlikleri sağlanmadığı için her gün onlarca işçi ölüyor bu ülkede. Özellikle denetlemediğiniz hatta teşvik ettiğiniz tarikat yurtlarında çocuklar öldürülüyor, tecavüze uğruyor. Hep eş-dost-akraba işlettiği için denetimlerini aksattığınız madenlerde yüzlerce madenci öldü iktidarınızda. Yapı denetimi yapmadığınız, rüşvetle iş gördüğünüz için her depremde binlerce insan bir gecede hayatını kaybediyor. Onlar dondurucu soğukta günlerce “kimse yok mu” diye bağırırken neden Allah’ın gazabı onları o hale düşüren müteahhitleri, iş insanlarını, valileri, bakanları, belediye başkanlarını, bürokratları hatta en tepedeki sorumlu sizleri bulmadı? Dolara yaptığınız müdahalelerle bir gecede zengin ettikleriniz değil de birdenbire fakirleşen, günlük yemeğini bile karşılayamaz hale gelip intihar eden vatandaşı buldu Allah’ın gazabı. Bu saydığım masumlara eziyet eden sizler Allah’ın gazabını çekmedi de, sizi vicdana, merhamete davet eden Hasan Bitmez paratoner gibi Allah’ın gazabını çekti öyle mi?

Nasıl olsa yalan olmadığı müddetçe hiçbir şeye inanamayan kitleniz var, dilediğiniz gibi çalıp oynuyorsunuz. Ama bu ülkenin diğer yarısının gözü üstünüzde. Yaptığınız her zulüm, girdiğiniz her hak, yıktığınız her yuva, döktüğünüz her kanın zaptı tutuluyor. Bakalım, iktidarınız değiştiğinde de Allah’ın gazabı sizi uyaran vicdanları mı bulacak?

Belki de hiç öyle bir şey yoktur ve siz de bunu içten içe bildiğiniz için böyle kolay kul hakkına giriyorsunuzdur ne dersiniz? Öte dünyada sizi bekleyen bir ateşin olmadığını öyle iyi biliyorsunuz ki, kendi bakanlığını dolandıran eski bakanınızı yargılama gereği duymuyorsunuz. Kula hesap vermedikçe her türlü suçtan yırtabileceğinizi öyle iyi biliyorsunuz ki, eski içişleri bakanının sebep olduklarını yeni içişleri bakanı temizlemek için kollarını sıvayıp beline kadar çizme çekiyor da eski bakana hesap soran olmuyor.

Sadece kendinizi ve birbirinizi kandırıyorsunuz. Bunu gözlerimizin önünde yaptığınız için sahnede hiçbir şey yokmuş gibi coşup eğlenmeniz, yalnızca şov bitene kadar. Bu dünyada yaptığınız tüm kötülüklerin hesabını bu dünyada çektiğinizi görmeyi dilerim. Bunu sağlayabilmek için bir vatandaş olarak elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Zira, dualarıma cevap verecek merhametli bir tanrı olmadığını biliyorum. Öldükten sonra hiçbir şeyin hesabını vermeyeceğinizi de.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.