Bir siyah bir beyaz kariyer: Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü Fernando Santos kimdir?

Beşiktaş’ta uzun süredir devam eden teknik direktör arayışı sona erdi. Hasan Arat yönetiminin göreve getirdiği ilk teknik direktör, Portekizli tecrübeli teknik direktör Fernando Santos oldu. Portekiz’i EURO 2016 zaferine taşıyan Santos, 14 yıldır bir kulüp takımını çalıştırmıyordu.

10 Ekim 1954’te Portekiz’in başkenti Lizbon’da doğan Santos, profesyonel futbolculuk kariyerine 1973’te Estoril’de başladı. Bir sezon Maritimo forması giyse de kariyerinin çoğunu Estoril’de geçiren savunmacı, 1987’de emekli oldu.

Teknik direktörlük kariyerine de Estoril ile bir sezon sonra başladı. O zamanlar Portekiz 2. Ligi’nde mücadele eden Estoril’i, tekrar en üst lige taşıdı. 1994’te Estrela da Amadora’nın başına geçti. 1998’de kulüp tarihinin en iyi lig sonucu olan yedincilikten sonra takımdan ayrıldı ve Portekiz’in en köklü camialarından birine transfer oldu.

Porto’nun başına geçen Santos, dünya sahnesine çıkma fırsatını yakaladı. 1998-99’da Porto ile Portekiz şampiyonu oldu ve bu ona “Beşlinin Mühendisi” lakabını kazandırdı. Bu hem onun mühendislik eğitimine bir atıftı, hem de Porto’nun arka arkaya beşinci şampiyonluğuna bir atıftı. Santos 2001’de Porto’dan, başka bir Akdeniz ülkesine, Yunanistan’ın AEK takımına gitti. Porto’daki kısa macerasından bir süre sonra kulüp Jose Mourinho önderliğinde 2004 Şampiyonlar Ligi’ni kazandı.

Santos, pek çok başarıya imza atacağı ve iz bırakacağı Yunanistan’daki kariyerine AEK ile başladı. AEK ile ilk sezonunda Yunanistan Kupası’nı kazandı ve averajla lig şampiyonluğunu kaybetti. Kulüp ekonomik sıkıntılar içine girince, AEK macerası sadece bir sezon sürdü ve Santos da komşu takım Panathinaikos’a gitti. Panathinaikos kariyeri sadece 9 maç sürdü, sezon ortasında kendi tercihiyle takımı bıraktı. Kısa bir Yunanistan arasından sonra, evine döndü. Bu sefer Sporting’e.

2003-04 sezonunda Sporting’i çalıştırdı ancak bu da tek sezonluk bir macera oldu. Portekiz’de o sezon Jose Mourinho’nun çalıştırdığı ve aynı sezon Şampiyonlar Ligi’ni de kazanan Porto şampiyon oldu, Santos’un Sporting’i onların 9 puan gerisinde tamamladı. Şampiyon Porto 63, ikinci Benfica 62, üçüncü Sporting 60 gol atmıştı. Yani Santos’un takımı bir şampiyonluk adayı kadar gol atıyordu ancak asıl sıkıntı gerideydi. Porto 19, Benfica 28, Sporting 33 gol yemişti.

Santos yarım kalan hikayeyi tamamlamak için 2004’te AEK’ya geri döndü. Takımın ekonomik sıkıntıları büyük ölçüde çözülmüştü. 2004-05 sezonunu şampiyon Olimpiakos’un 3 puan gerisinde tamamladılar. Aynı senaryo 2005-06 sezonunda da tekrarlandı ancak bu sefer ligi ikinci bitirdiler ve Şampiyonlar Ligi için ön eleme oynama hakkı elde ettiler. Takım Şampiyonlar Ligi’ne gitmek için gerekli elemeleri de geçti ancak o maceranın başında Santos olmayacaktı. Çünkü kendisi, 2006-07 sezonu için Portekiz’in bir başka köklü ekibi Benfica ile anlaşmıştı.

Benfica’ya gitmek onun için özel bir anlam taşıyordu çünkü henüz altyapıdayken, Benfica formasını terletmişti. Takım sezona iyi başlamadı ve ilk 10 haftada 3 kez mağlup oldular ancak ondan sonra hiç mağlup olmadılar. Bu da şampiyonluk için yetmedi, Porto’nun 2 puan gerisinde kaldılar ve üçüncü oldular. Santos’un şanssızlıkları devam ediyordu. Kış transferinde özellikle Ricardo Rocha’nın takımdan ayrılması da dengeleri bozmuştu. Bu “başarısızlıktan” sonra Benfica’daki görevine son verildi ve tekrar Yunanistan’a gitti. Bu sefer Selanik’e, PAOK’a.

Selanik macerası, Fernando Santos’un kariyerinin en uzun kulüp maceralarından biri oldu. 2007’den 2010’a tam 3 sezon boyunca takımı çalıştırdı. Bir önceki sezonu 6. sırada tamamlayan PAOK, Santos ile ilk sezonunda daha da geriye gitti ve 9. oldu. Kulüp, ekonomik sıkıntılar içindeydi. 2008-09 ile kısmen de olsa çıkış başladı. Sezonu 2. sırada tamamladılar. Ancak play-off ile 4. sıraya gerilediler. Yine de Santos muradına, 2009-10 sezonu sonunda erdi. Takım belki şampiyon olamadı ancak play-off’tan ikinci sırada çıktı ve Şampiyonlar Ligi ön elemelerine katılım hakkı elde etti. Birkaç yıl önce yaşanan ekonomik çöküşün ardından, bu büyük bir atılımdı. PAOK macerası da 2009-10 sezonu sonunda sona erdi. Santos, 14 yıl boyunca bir daha kulüp takımı çalıştırmayacaktı. Beşiktaş’a kadar.

2010 ile Santos’un kariyerinde beyaz bir sayfa açıldı. İnişli çıkışlı, ağırlıklı olarak inişli kulüp kariyerinden başka bir şey yapacaktı. Yunanistan Milli Takımı ile anlaştı. Santos, Yunanistan’da beğenilen bir isimdi. Belki hiç lig şampiyonluğu kazanamadı ancak dört defa ligin en iyi teknik direktörü seçildi. Hatta, 2000-10 arası dönemin en iyi teknik direktörü de seçildi.

2010 Dünya Kupası’nın ardından Yunanistan’ın efsane teknik direktörü Otto Rehhagel’den görevi devraldı. Yunanistan, 2010’da da gruplardan çıkmayı başaramamıştı. Santos ve Yunanistan’ın ilk turnuvası EURO 2012 oldu. Yunanistan’ın Avrupa şampiyonluğunun üzerinden 8 sene geçmişti ve futbolları geri gidiyordu. Bir şampiyonluk olmasa da, yine kendilerini göstermeleri gerekiyordu. Bunu kısmen de olsa başardılar. Çekya, Polonya ve Rusya’nın olduğu gruptan Polonya ile berabere kalıp ve Rusya’yı yenip 4 puanla ikinci çıktılar. Çeyrek finalde şanssızlardı, karşılarına Almanya çıktı. Panzerlere 2 gol atmalarına rağmen 4 gollerine engel olamadılar ve elendiler. Yine de Yunanistan, kendi adına keyifli bir turnuva geçirmişti.

2014 Dünya Kupası’na katılım hakkını da, pek de zor olmayan bir gruptan çıkarak elde ettiler. Eleme grubunda Bosna Hersek’in ardında ikinci oldular, ikinci tur maçında da Türkiye’nin grubunu ikinci bitiren Romanya’yı elediler.

Brezilya’ya Dünya Kupası için gittiklerinde gruplarında Kolombiya, Fildişi Sahili ve Japonya vardı. Her konfederasyondan gelebilecek en zorlu takımlarla eşleşmişlerdi. Kolombiya’ya karşı 3-0’lık ağır bir mağlubiyet alsalar da, Japonya ile 0-0 berabere kaldılar. Fildişi Sahili’ne karşı da destansı bir galibiyet aldılar. Georgios Samaras’ın 90+3’teki penaltı golüyle 2-1 kazandılar ve Son 16 Turu’na çıktılar. Tarihlerinde ilk kez Dünya Kupası grubundan, Fernando Santos önderliğinde çıktılar. Son 16’da penaltı atışları sonucu Kosta Rika’ya elendiler. Bu maçta, uzatmaların sonunda hakem Benjamin Williams tarafından oyundan atıldı. FIFA kendisine sekiz resmi maç ceza verdi ancak altı ay sonra CAS kararıyla ceza kaldırıldı.

24 Eylül 2014 tarihinde Portekiz Futbol Federasyonu tarafından Paulo Bento’nun yerine Portekiz milli takımının teknik direktörlüğüne getirildi. Eleme grubunu lider tamamlayarak EURO 2016’ya katılım hakkı elde ettiler. 2016 Avrupa Şampiyonası’na gelirken Portekiz’in yaşlıların ve gençlerin harmanlandığı bir kadrosu vardı. Futbol tarihinin en büyük isimlerinden biri Cristiano Ronaldo başı çekse de kadroda başka bir süper star yoktu. Ancak Ricardo Quaresma, Nani, Joao Moutinho, William Carvalho, Jose Fonte ve Pepe gibi isimler kadroyu tamamlıyordu. Kadroda Joao Mario, Raphael Guerreiro, Renato Sanches ve Andre Gomes gibi genç yetenekler de olsa, Portekiz’i turnuvanın favorileri arasında görmek mümkün değildi.

Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Hırvatistan, İspanya ve Belçika gibi ülkelerin Ronaldosu yoktu belki ama kadro bütünlükleriyle Portekiz’in ötesindeydiler. Turnuva da Portekiz için iyi başlamadı. Macaristan, İzlanda ve Kuzey İrlanda ile aynı grupta yer alan Fernando Santos’un ekibi, üç beraberlik aldı. En iyi üçüncüler klasmanına girerek gruptan çıkabildi. Son 16’dan itibaren sırasıyla Hırvatistan’ı, Polonya’yı ve Galler’i elediler. Finaldeyse karşılarına Golyat çıktı: Fransa.

Turnuvaya net favori olarak katılan ev sahibi Fransa’nın epey gösterişli bir kadrosu vardı: Antoine Griezmann, Paul Pogba, Ngolo Kante, Dimitri Payet, Olivier Giroud, Blaise Matuidi, Hugo Lloris… Final iki takım için de gergin geçerken, 25. dakikada Cristiano Ronaldo sakatlandı, yerine Ricardo Quaresma girdi. Bu andan itibaren takımın teknik direktörü Santos değil de, Cristiano gibiydi. CR7 teknik direktörünün yanında, onunla birlikte takıma taktik ve motivasyon veriyordu. Portekiz’in tüm şansı bitmiş olarak görülüyordu ancak Fransa bir türlü engeli geçemedi. Uzatmalara giden maçta sessizliği sürpriz bir isim bozdu.

79. dakikada oyuna giren Portekiz’in kadrosunun ne kadar “mütevazı” olduğunun en büyük göstergelerinden biri olan Eder, 109. dakikada neredeyse 30 metreden, yerden yaptığı vuruşla Lloris’i gafil avladı ve ülkesini Avrupa şampiyonluğuna taşıdı. Portekizliler, 12 yıl önce kendi başlarına geleni Fransızlara yaşattı. Fernando Santos’un kariyerinin zirvesi, memleketini tarihinde ilk kez Avrupa şampiyonu yapmak oldu. Bazıları tarafından oyun stili “savunmacı ve sıkıcı” olmakla suçlansa da, Santos’un takımı başarıya ulaşmıştı. Lig gibi uzun maratonlarda elde edemeyeceği başarıyı, milli takımlarla turnuvalarda gösterebileceğini tüm dünyaya ispatlamıştı.

2016 yılında IFFHS tarafından “Dünyanın En İyi Teknik Direktörü” seçildi ve Globe Soccer tarafından “Yılın Teknik Direktörü” ödülüne layık görüldü.

Portekiz, 9 galibiyet ve 1 mağlubiyetle grubunu lider bitirerek Rusya’daki 2018 Dünya Kupası’na katılmaya hak kazandı. Ancak son Avrupa şampiyonu apoletiyle çıkmalarına rağmen, Rusya’dan Son 16’da Uruguay’a elenerek döndüler.

2019’da Santos önderliğindeki Portekiz, ilk UEFA Uluslar Ligi’ni kazandı. Bir Avrupa şampiyonluğu değildi belki ama, Santos’un Portekiz’le hanesine yazdırdığı ikinci kupa olması yönünden ayrı bir önemi vardı.

2022 Dünya Kupası ile, Fernando Santos ve Portekiz birlikteliği sona erdi. Portekiz’in artık tecrübe kazanmış genç futbolcuları, Cristiano Ronaldo ve diğer tecrübeli oyuncularla Portekiz, şampiyonluğa çok da uzak bir aday değildi. Bunda, diğer takımların da çok tehditkar olmamasının katkısı vardı. Güney Kore, Uruguay ve Gana’nın olduğu gruptan lider çıktılar. Son 16’da ise İsviçre karşısında 6-1’lik bir galibiyet alarak gövde gösterisi yaptılar. Çeyrek Final’de rakipleri, turnuvanın sürpriz takımı Fas oldu. İsviçre karşısındaki şovdan sonra herkes, Portekiz’in rahatlıkla yarı finale çıkmasını bekliyordu ancak böyle olmadı. Portekiz, Fas’a mağlup oldu. Portekiz, beklenenden erken bir şekilde Katar’a veda etti. Turnuvanın ardından, Santos’la yollar ayrıldı. EURO 2016 zaferi ve ellerde yükseldiği anlar, hatıralarda kaldı.

Santos Ocak 2023’te, Czesław Michniewicz’in yerine Polonya’nın yeni teknik direktörü olarak açıklandı. Oyun stili, oyuncu seçimleri ve EURO 2024 elemelerinde Moldova ve Arnavutluk karşısında aldığı yenilgiler, Polonyalıların Santos’un görevden alınmasını talep etmesine yol açtı. Ocak’ta başlayan Polonya kariyeri, Eylül’de sona erdi. Hemşerileri ve Yunanlar tahammül etse de, Polonyalılar Santos’un savunma odaklı oyununa tahammül edememişti.

Şimdi Santos, milli takım kariyerinin ardından 14 yıllık bir araya son verdi ve Beşiktaş’ı çalıştırma kararı aldı. Hem Beşiktaş hem Santos, tekrar kendilerini dünyaya duyurmak istiyor. Birbirleri için doğru tercih olup olmadıklarını ise zaman gösterecek.

Editör: Mehmet Ali Yıldırım

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.