Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sadullah Ergin’den “DEM Parti’nin Öcalan talebi” yanıtı: “Demokratik standartlar çerçevesinde olursa arzu edeceğimiz bir gelişme olur”

Medyascope’un “Çözüm sürecinin kıymetli olduğunu fakat sabote edildiğini söylemiştiniz. Yerel seçim sürecinde DEM Parti’nin doğuda yükselen Öcalan talebi desteklenmeli mi?” sorusu üzerine konuşan DEVA Partisi Ankara Milletvekili Sadullah Ergin “Tarafların samimi olarak konuyla ilgili iradeleri oluşmuşsa ve şiddetin sonlanması, silahların susması için demokratik standartlar çerçevesinde bir çalışma başlatılırsa bunlar elbette ki arzu edeceğimiz, gönlümüzün hoş olacağı gelişmeler olur” dedi.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Genel Başkanı Ali Babacan gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. DEVA Partisi Ankara Milletvekili Sadullah Ergin,Ekonomi Politikaları ve Siyasi İşler Başkanı İbrahim Çanakçı, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Celal Mümtaz Akıncı gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Medyascope‘un “Adalet Bakanı olduğunuz dönemde yaşanan çözüm sürecine ilişkin yakın zamanda ‘Toplumun yüzde 70’inin desteğini almıştı, kıymetliydi’ demiştiniz. Bugün yerel seçimlerde de DEM Parti’nin doğuda yükselen Öcalan talepleri var. Desteklenmeli mi?” sorusuna bugün konuya dair arka planı bilmeden ve muhalefet partisinde siyaset yapan biri olarak yanıt vermenin zor olduğunu vurgulayarak konuşan DEVA Partisi Ankara Milletvekili Sadullah Ergin şunları söyledi:

“Akan kan dursun, şiddet bitsin’ ve ‘Analar ağlamasın temennilerine bu ülkede karşı çıkacak kimse olduğunu düşünmüyorum”

“Kamuoyunda o dönem yapılan faaliyetlerle toplumun bildiği, sevdiği simaların Anadolu’nun dört bir yanına dağılarak sürecin anlatılması noktasında yaptığı çalışmalar sonucunda kamuoyunda geniş bir hüsnü kabul bulmuştu.Bu sürece toplumsal destek ciddi manada yükselmişti. Hatırlayınız o süreçte yola çıkılırken temel iki tane cümle kullanılıyordu: ‘Akan kan dursun, şiddet bitsin’ ve ‘Analar ağlamasın.’ Bu temennilere bu ülkede karşı çıkacak kimse olduğunu düşünmüyorum.”

“Görmediğimiz bilmediğimiz arka planları değerlendirmek mümkün değil”

“Ancak bugün olur olmaz vesair tartışmalarına bu noktadan katılmak, bizim görmediğimiz, bilmediğimiz arka planları değerlendirmek mümkün değil. Ne var ki tarafların samimi olarak bu konuyla ilgili iradeleri oluşmuş ise ve şiddetin sonlanması, silahların susması için demokratik standartlar çerçevesinde bir çalışma başlatılırsa bunlar elbette ki arzu edeceğimiz, gönlümüzün hoş olacağı gelişmeler olur. Şimdilik bulunduğumuz noktadan, bir muhalefet partisinin içerisinde siyaset yapan bir kişi olarak söyleyebileceklerim bunlar.”

Medyascope‘un “Genel seçim sürecinde Kürtçe eğitim talebiyle ilgili vaatleriniz vardı. Aynı zamanda Anayasa’nın 66. Maddesi’ndeki vatandaşlık tanımının değiştirilmesi gerektiği yönünde açıklamalarınız sebebiyle oldukça tepki görmenize rağmen geri adım atmamıştınız. Bu vaatleriniz hala geçerli mi ve bu başlıklarla ilgili DEM Parti ve HÜDA PAR’ın taleplerini destekler misiniz?” sorusu üzerine konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün de aynı noktada olduklarını söyledi. Avrupa Birliği’ni referans alan, farklı toplum kesimlerini kapsayan ve göstermelik olmayan bir demokrasi modeli benimsediklerini dile getiren Babacan, konuyla ilgili kırmızı çizgileri olduğunu da şu sözlerle vurguladı:

“Seçimlerden sonra kendimizi sorguladık, kurulduğumuz günkü ilkelerimiz, değerlerimiz ve ideallerimiz neyse bugün de aynı noktadayız”

“Genel seçimlerden sonra partimizin yetkili kurullarında ve bütün teşkilatlarımızda çok yoğun bir iç değerlendirme yaptık. Aynı zamanda dışarıdan bağımsız gözlemcilerin, siyaset bilimcilerin ve toplum bilimcilerinin de katılımıyla dış istişare süreçleri çalıştırdık. Kendimizi tepeden tırnağa sorguladık “Bütün bu hazırlıklarımız, partimizin duruşu, ilkelerimiz, değerlerimizde bir hatamız var mı” diye. Bütün çalışmaların sonucunda şu noktaya vardık. Siyaset nihayetinde bir tercih. Yani kendiniz için bir politika ve demokrasi kalitesi seçiyorsunuz. Diyorsunuz ki ‘Ben tam demokrasi istiyorum.’ Ya da diyorsunuz ki ‘Ben demokrasiyi araç olarak kullanırım. Seçimle iş başına gelirim. Sonra da elime sopayı alır, istediğimi yaparım.’ Demokrasiden anladığınız nedir? Avrupa başta olmak üzere dünyadaki akımları değerlendirdik. Nihayetinde dönüp dolaşıp Türkiye’de bizim yaptığımız siyasetin, DEVA Partisi’nin siyasetinin mutlaka ideal bir noktada durması gerektiğini tekrar teyit ettik. Yani bizim ideallerimiz ve hedeflerimizde hiçbir değişiklik yok. Kurulduğumuz günkü ilkelerimiz, değerlerimiz ve ideallerimiz neyse bugün aynı noktadayız.”

“Kırmızı çizgilerimiz var”

“Partimizin, ne parti programından ne de açıklamış olduğumuz temel ilke ve değerlerden herhangi bir sapması söz konusu değil ama başka partilerden bahsettiniz. Bu siyasi partiler Anayasa’ya uygun şekilde mevcut kanunun bir düzenlemeler çerçevesinde çalıştıkları sürece, meşru alanda faaliyet gösterdikleri sürece her bir partinin kendi özgürlük alanıdır. Hep beraber saygı duymamız lazım ama bizim bir de kırmızı çizgimiz var. Biz, meşru demokratik siyasetin bir çerçevesi olduğunu düşünüyoruz. Kırmızı çizgilerin olduğunu düşünüyoruz. Meşru demokratik siyasetin kırmızı çizgileri nedir? Şiddettir. Şiddeti övmektir. Nefret suçu işlemektir. Şimdi bunlar kırmızı çizgiler. Yani ‘Ben özgürüm, istediğimi konuşurum’ deyip kimse şiddeti övemez. ‘Ben özgürüm, istediğimi konuşurum’ diye kimse hakaret suçu işleyemez. Dolayısıyla başta söylediğim gibi Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’ni referans alan bir hukuk, adalet, insan hakları ve demokrasi uygulaması bizim temel esasımız.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.