Kobani davasında tahliye edilen Sebahat Tuncel: “Kürdü köleleştirirseniz toplumda demokrasi olmaz”

DEM Parti Kadın Meclisi, Kobani davasındaki mahkûmiyet kararlarını protesto etmek için buluştu. Buluşmaya davada tahliye edilen siyasetçiler Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel de katıldı. Her iki siyasetçi de gündemi değerlendirerek, Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasına tepki gösterdi.

DEM Parti Kadın Meclisi, Kobani davasındaki mahkûmiyet kararlarını protesto etmek için bugün (4 Haziran), İstanbul’da buluşma düzenledi. Buluşmaya, Kobani Davası nedeniyle yedi yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan siyasetçiler Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak da katıldı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekteri Fidan Ataselim, DEM Parti milletvekili Çiçek Otlu, eski HDP milletvekili Çağlar Demirel, DEM MYK Üyesi Sevtap Aktan ve Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan katılımcılar arasındaydı.

Forumun açılış konuşmasını DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu yaptı. Türkoğlu, biat etmeyeceklerini söyleyerek, “Biz cezaevindeki arkadaşlarımıza söz verdik. Son sözü direnenler söyler, son söz bugün burada kuruluyor” dedi.

“Ciddi bir demokrasi krizi var”

Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasına tepki gösteren Gültan Kışanak, ülkede ciddi bir demokrasi krizi olduğuna dikkat çekti, “Seçimlerin üzerinden çok kısa bir süre geçtikten sonra kayyum darbesiyle karşı karşıya kaldık. Van’da yapamadıklarını bugün Hakkari’de hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu ülkede çok ciddi demokrasi krizi olduğunu gösteriyor” dedi.

 “Bu davalar birer semboldü”

Kışanak, Kobani davasının sembol bir dava olduğunu tutsaklıkların ve ardından gelen sürecin asıl hedefinin toplumun sesini çıkarmaması için olduğunu söyledi. Adalet, özgürlük ve eşitlik mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Kışanak, şöyle devam etti:

“Bu davalar ve bizler bu birer semboldü. Bu davalar üzerinden yürüttükleri politikalara meşruiyet kazandırmaya çalıştılar ama başaramadılar. Çok güvendikleri mahkeme heyeti bile Kobani sürecinde yaşanan şiddet olaylarıyla bizlerin ilgisi olmadığını söylemek zorunda kaldılar. Ama biz bugün bunu konuşamıyoruz çünkü arkadaşlarımıza çok ağır cezalar verdiler. Söylediklerinin üstünü kapatacak başka araçlar bularak hukuksuzluğu sürdürüyorlar.”

“Kürdü köleleştirirseniz toplumda demokrasi olmaz”

Demokrasinin önemine dikkat çeken Kışanak, “Kadınlar özgür olursa toplum özgür olacak” dedi ve “Demokrasi ya vardır ya yoktur. Batıya demokrasi var doğuya yok, erkeğe var kadına yok olmuyor. Adaletsizliğe, haksızlığa karşı hepimiz için demokrasiyi, adaleti, özgürlüğü savunmalıyız. Toplumun yarısını köleleştirerek, Kürdü köleleştirirseniz toplumda demokrasi olamaz, özgürlük olmaz. Demokrasi mücadelesi bir bütündür” cümlelerini ekledi.

“Mahkemeler adaletli karar mı veriyor?”

Sebahat Tuncel, Hakkari’ye kayyum atanmasını “soykırım politikası”na benzeterek, Kürtlerin kendi kendini yönetme hakkının gasp edildiğini vurguladı:

“Hakkari’de kayyum soykırım politikasıdır. Türkiye’de Kürt olup demokrat olup da hakkında dava açılmayan kimse var mı? Hangi mahkeme adaletli karar veriyor. Türkiye’de bağımsız yargı olmadığı sürece Kürt siyasetçiler, feministler, sosyalistler hakkında verilen mahkeme kararları taraflıdır, tanımıyoruz. CHP’liler diyor ki mahkeme karar versin iyi de bu mahkemeler adaletli karar mı veriyor?”

“Bu ülkede çözülmemiş Kürt sorunu var”

Türkiye’de çözülmemiş bir Kürt sorunu olduğunu söyleyen Tuncel, “Berkin’i yaşamını yitirmeden kısa bir süre önce hastanede ziyaret etmiştim 15 yaşında bir çocuğun hak etmediği bir şey. Diğer tarafta Halise annenin oğlunun kemiklerini postayla gönderdiler. Bu ülke insanlara bunu yaşatıyor. Halise anneye yas tutma hakkı tanımadı. Bu ülke Kürtlere yas tutma, cenazelerini defnetme hakkı tanımıyor. Bunların hepsinin nedeni Kürt sorunudur. Bu ülkede çözülmemiş bir sorun var, Kürt sorunu. Kürt sorunu var olduğu sürece biz bunları konuşmaya devam edeceğiz” diye devam etti.

Hakkari’ye kayyum atanmasının hukuki değil siyasi bir mesela olduğunun altını çizen Tuncel, Kürtlerin kendi kendini yönetme hakkının gaspa uğradığını şu sözlerle vurguladı:

“Belediye başkanı, milletvekili seçiyorsunuz cezaevine atıyor, dernek başkanını, sivil toplum örgütlerinin üyelerini yöneticilerini cezaevine atıyor. Bu yasa olduğu sürece herkes terörist. Bizden sonra beş arkadaşımıza aynı iddialarla dava açıldı. Aynı iddialarla Kobani davası devam ediyor. Bunlar soykırım davası.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.