Adalar’da elektrikli minibüs krizi | Adalılar ne istiyor, “Azmanbüsler” itirazlara rağmen neden getirildi?

Video: Egehan Deniz Koska

İBB’nin Büyükada’da faaliyete geçirdiği ve Ada halkının “Azmanbüs” adını verdiği elektrikli minibüslere tepki devam ediyor. Adalılar, minibüslerin Ada’nın dar sokaklarına uygun olmadığını ve bölgenin tarihi dokusunu bozacağını savunuyor, bu nedenle minibüslerin gitmesi gerektiğini söylüyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Adalar ilçesinde büyük minibüsleri hizmete sokma kararı ile Büyükada günlerdir eylemler ve polis müdahaleleriyle çalkalanıyor. Adalılar tarafından “Azmanbüs” ismi verilen minibüslerin, Ada’nın doğal yapısına zarar vereceği endişesiyle eylemler devam ediyor.

Atlı faytonlar taşımacılığı 16 Ocak 2020’de İBB tarafından iptal edildi. Faytonların kaldırılmasıyla Adalar’daki toplu ulaşım 13 kişilik elektrikli “adabüsler” tarafından sağlanmaya başladı ancak bu araçların süresi doldu ve Ada için yetersiz kaldığı gerekçesiyle yeni bir çözüm bulunmaya başlandı. İBB, bu süreçte daha büyük ve lisanslı elektrikli minibüsleri devreye aldı.

İBB İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel (İETT) Genel Müdürlüğü bünyesindeki minibüslerin 15 Haziran’da Büyükada’da sefere başlaması bölge sakinlerinin tepkisine neden oldu. Adalılar, Adalar’ın İstanbul’da kalan son yeşil alan olduğunu vurgulayarak meydana gelecek kazaların önüne geçilemeyeceğini, bu nedenle doğal yapının bozulacağını söylüyor. Adalılar “azmanbüs” ismini verdikleri minibüsler Adalar’dan çekilene kadar eylemlerini sürdürme kararı aldı.

İBB’den “Azmanbüs” açıklaması

İBB, yaptığı yazılı açıklamada toplu ulaşımın yasal bir zorunluluk olduğu ve Adalar’da özellikle yaz aylarında 60 bine ulaşan nüfus için vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Açıklamada, yeni minibüslerin sıfır emisyonlu, engelli erişimine uygun ve tek şarjla 150 km menzile sahip olduğu vurgulandı.

Ada Dostları Derneği’nden UKOME’ye dilekçe

Ada Dostları Derneği, UKOME’ye Adalar’ın sorunlarının özetlendiği ve özellikle ulaşıma ilişkin kuralların uygulanmasının talep edildiği dilekçe gönderdi. Dilekçede, “İETT tarafından ısrar edildiği anlaşılan azman minibüslerin Adalar’dan derhal çıkarılması, bu araçların Adalar ulaşımında kullanılmasına yol açacak bir karardan kaçınılarak tarihi, kültürel ve doğal mirasımıza ihanet edilmemesi, akülü kaosunun, yasadışılığın ve korsan taksiciliğin ise ivedilikle sona erdirilmesi önemle talep olunur” ifadeleri yer aldı.

Adalılar ne istiyor?

Ancak yerel halkın bir kısmı, bu yeni minibüslerin boyutlarının Adaya uygun olmadığını ve mevcut elektrikli araçların kullanım süresinin uzatılmasını talep ediyor. İBB’nin açıklamasını yetersiz bulan Adalılar, kararın geri çekilmesini istiyor.

Büyükada’ya giderek Ada sakinleriyle konuştuk ve yeni minibüsleri neden istemediklerini sorduk. Konuştuğumuz herkes, bu uygulamanın yanlış olduğunu, minibüslerin kaldırılması gerektiğini, bunların Ada’nın dokusunu bozduğunu söylüyor. Kimine göre bu minibüsler Ada’ya estetik olarak yakışmıyor. Bazıları fayton uygulamasının geri gelmesi gerektiği düşüncesinde. Herkesin ortak fikri ise şu: Ada İstanbullaşıyor.

Bir esnaf, hem hayvanlar hem de Ada’nın geleceği için yeni minibüslerin kaldırılması gerektiğini söyleyerek, “Hem insanlar hem hayvanlar hem de Ada’nın geleceği için çok önemli. Daha modern, daha küçük olabilirdi çünkü sokaklara girmiyor, hayvanlar ezildi birkaç tane biz buna canlı şahidi olduk” dedi.

“Adanın dokusuna uygun araçlar gelebilirdi”

Faytonlar kaldırıldıktan sonra Ada’ya getirilen eski minibüslerde iki sene çalıştığını söyleyen bir Ada sakini, o araçların elektrikli olması sebebiyle zorluk yaşandığını ancak nispeten daha iyi olduğunu vurguladı. Ada sakinine göre yeni minibüsler buranın ruhuna uygun değil. Ada’nın dokusuna uygun araçların gelebileceğini söyleyen sakin, “Şu anda gelen yeni araçlar gerçekten Çınar Meydanı için korkunç bir katliam. O iki aracın yan yana geçmesi imkânsız. Daha küçük, Ada’nın dokusuna uygun araçlar gelebilirdi” diye konuştu.

“Estetik olarak adaya yakışmıyor”

Başka bir esnaf, yeni minibüslerin estetik olarak da Ada’nın ruhuna uymadığını söyledi:

“Faytonlardan sonra gelen araçlar biraz daha görseli farklı olduğu için kabul gördü. Ama bu gerçekten rahatsız eden bir görüntü sergiliyor. Onun için ben hak veriyorum tepki gösterenlere. Ben de esnafım, burası gitgide sanki İstanbullulaşıyor gibi bir durum oldu. İnsanlarda Ada kendi özelliğini yitiriyor diye endişeleniyor.”

“İETT para kazanacak diye getirilen bu ulaşım sistemine karşıyız”

Adalar’ın doğal yürüme ve sit alanı olduğuna dikkat çeken esnaf, sit alanında tekerli araç olmaması gerektiğini vurguladı:

“Burası tamamen yaya ve yürüme bölgesidir. Buraya daha fazla turist çekmek için yaptırılan bu ulaşım sistemine tamamen karşıyız. Adalar, İstanbul tarihi kadar eski bir yapı. Bugüne kadar kalabalığı nasıl hallediyorlardı? Onun cevabını versinler. Ona göre oturalım, konuşalım. Biz ulaşıma karşı değiliz ama merkezde Adalılar olmalı. İETT para kazanacak, 10 liralık şeyi 80 liraya satacak diye getirilen bu ulaşım sistemine tamamen karşıyız.”

“Faytonlar geri gelmeli”

Esnafa göre faytonlara geri gelmeli. Ama daha kontrollü, atlara zulüm yapılmadan bu uygulamaya geçmeli. Esnaf bu görüşünü şu sözlerle anlattı:

“Daha kontrollü, zulüm yapılmadan Ada yapısına uygun bir şekilde faytonlar geri getirilmeli. Burası yaya bölgesi ama artık araç kirliliği olmaya başladı. Ada’nın yolları o minibüslere uygun değil, iki tane minibüs yan yana geçemez. Faytonları kaldırmak yerine insancıl düzende yeniden getirseler daha güzel olurdu. Elektrikli araçlar Ada’nın kötü görünmesini sağladı.”

“Kuş sesleriyle yürümek istiyoruz”

Yeni minibüslere “azmanbüs” diyen Ada sakinleriyle de konuştuk. Çocuklarının geleceği için bu eylemleri düzenlediklerini söyleyen Adalılar, bu uygulamanın derhal geri çekilmesi gerektiği konusunda hemfikir:

“Çok büyük minibüslerin gelmesi bizi çok şaşırttı ve çok üzdü. Çünkü zaten Ada’nın yolları daracık, orada kuş sesleriyle ağaçların arasından yürümek istiyoruz ama bu minibüs geçtiği zaman, yanından hiçbir şekilde geçemiyorsun, bütün yolu kaplıyor, yarın öbür gün bunlar yollara sığmadığı için ne yapılacak? Yol açılacak. Nereden açılacak? Ormandan açılacak. Trafiğe mi açılıyor? Adalara gelip trafikten uzakalaşamayacak mıyız? Şurada oturup bir piknik yapamayacak mıyız? Bir yürüyüp denize giremeyecek miyiz? Bu bizim elimizden gidiyor ve çok üzgünüz.”

“‘Her şey çok güzel olacak’ diyen bir zihniyet azmanbüs getirdi”

Ada’da 12 senedir yaşadığını söyleyen Ada sakini, yolların tamamının yayalara ait olduğunu ve yaya kaldırımı olmadığını söyledi. “Türkiye’nin tamamı yaya kaldırımı olan tek yeri Adalar’dır” diyen Ada sakini, faytonların kaldırılmasının bilinçli bir çalışma olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

“Elektrikli araçları getirdiler. Elektrikli araçların şimdi tescilsiz olduğunu iddia ediyorlar. Onların kanunsuz çalıştırıldığını kabul ediyorlar. Bunun gayesi insanları ayakta taşımak ve bundan para kazanmak. Adabüse 62 liraya biniliyor. Her yeri bedava yapıyorlar, bunu niye bedava yapmıyorlar? Gayeleri bedava yapmayarak İETT’nin para kazanması. Biz çocuklarımızın, kirpilerimizin, kedilerimizin, köpeklerimizin azmanbüslerin altında kalmalarını istemiyoruz. Ayrıca 4 bin 500 tane imza toplandı. ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen bir zihniyet 4 bin 500 imzaya rağmen 13 tane azmanbüs getirdi. İnsanlar buna karşı ayaklanınca buna karşı tepki gösterince halkla inatlaşır gibi 30 tane daha getirdiler gece yarısı çıkartma gemisiyle.”

Adalar Vakfı Başkanı: “Ada İstanbul’un herhangi bir mahallesi haline geldi”

Adalar Vakfı Başkanı Yüksek Mimar Ali Erkurt da yeni araçların dokuya ters olduğunu vurguladı, “Ada yolları aşağı yukarı 150 yıldır hiç değişmedi. Bu araç gelsin demeye devam ederseniz size bu yollar yetmez. Size bu yollar yetmezse olan ağaçlara olur. Ağaçlara olunca kaldırımlara olur. Ada şu anda yavaş yavaş İstanbul’un herhangi bir mahallesi, bir kent parçası haline geldi” dedi.

“Bir kültürü, kimliği yok edersiniz”

Ada’nın kent parçası haline gelmesini istemeyen Erkurt, yolların yaya yolu olmasının, Ada’nın kutsalı olduğunu belirtti. Bu güzelliğin yok edilmesinin Ada kimliğinin yok edilmesi anlamına geldiğini söyleyen Erkurt, Adalılar’ın ulaşımda hizmet istediklerini ancak Ada ruhuna uygun olması gerektiğini söyledi:

“Böyle bir ihtiyaç varsa bugün kullanılan mini taksiler var mesela. Mini taksiler yetmiyor, belki onlar yeter hale getirilmesi gerekir. Adalar, sürü insanın her gün hemen hemen yaz boyu geldiği çok büyük bir alan, çok büyük bir nüfus geliyor buraya. Bu insanların da hepsini siz alıp da Ada’da gezdirmeye kalkarsanız, o zaman size araç da yetmez. Siz gezdirdikçe insan gelir. Onlar geldikçe siz araç getirmeye başlarsınız. Böyle bir sarmalın içinde de bir coğrafyayı, bir kültürü, bir kimliği yok edersiniz.”

“Verdiğimiz oylar boşa gidiyorsa çok yazık”

İBBnin “adabüs” olarak adlandırdığı minibüslerden 60 tane yapıldığını, bunlardan 13’ünün Büyükada’ya geldiğini aktaran Erkurt, “Hepsinin burada çalıştığını düşünemiyorum” dedi. Erkurt, aynı zamanda resmî bir açıklama yapılmadığını ve bir travma içinde olduklarını söyledi:

“Azmanbüslerden 60 araç için yapılmış bir ihale var. Bunun 13’ü Büyükada’ya geldi. Daha henüz diğer Adalar’a çıkmadı bu araçlar. Ama daha önceki getirilmiş olan o golf tipi araçlar ise 40 tane. Onların belli bir bölümü Büyükada’da ve diğer Adalar’da çalışıyor. Yeni gelen o büyük araçlar 60 tane. Yani 60 tanenin yine 40 tanesinin burada çalıştığını düşünemiyorum. Adalılar bu hayatı benimsemiş, bu sokakları, bu ölçekleri, bu ebatları yaşamış, bunlara alışmış. Bunun dışında ona bir şey dayatılmasını istemiyor. Biz kimse bize bir şey dayatmasın diye oylar verdik bundan üç ay önce. O verdiğimiz oylar boşa gidiyorsa çok yazık ve çok üzülüyoruz bütün bunlara. Aslında bir travma içindeyiz şu anda.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.