Washington yönetimi, Suudi Arabistan’ın Yemen’de sebep olduğu insan hakları ihlalleri gerekçesiyle uyguladığı silah satışı yasağını, Yemen’deki ateşkesin ardından sona erdirme kararı aldı. Bu karar, Gazze çatışması, İran tehdidi ve bölgesel dengeler bağlamında stratejik öneme sahip.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan’a saldırı amaçlı silah satışlarını yeniden başlatma kararı aldığını duyurdu. Bu adım, Yemen’deki çatışmalar nedeniyle yıllardır süren satış yasağını sona erdiriyor. Bakanlık sözcüsü Vedant Patel, “Suudi Arabistan ile silah satışlarına düzenli bir şekilde, uygun kongre bildirimi ve istişaresi ile geri döneceğiz,” açıklamasında bulundu.
ABD’nin Suudi Arabistan’a saldırı silahları satışını yeniden başlatma kararı, bölgesel güvenlik, enerji politikaları ve İran’a karşı denge oluşturma çabalarının bir sonucu olarak görülüyor. Bu karar, aynı zamanda Gazze çatışmasının çözümü ve İsrail-Filistin barış sürecinde Suudi Arabistan’ın potansiyel rolünü artırma amacı taşıyor. Ancak insan hakları konusundaki endişeler ve bölgedeki diğer aktörlerin tepkileri, bu yeni politikanın uygulanmasında zorluklara neden olabilir.
Biden’ın değişen Suudi politikası
ABD Başkanı Joe Biden, 2021 başında göreve geldiğinde Suudi Arabistan’a yönelik insan haklarını merkeze alan yeni bir yaklaşım vaat etmişti. Bu doğrultuda, uzun süredir ABD’nin müttefiki olan krallığa yalnızca “savunma” amaçlı silah gönderileceğini duyurmuştu. Bu karar, Yemen’de İran destekli Husi isyancılara karşı yürütülen kampanyada binlerce sivilin hayatını kaybetmesinin ardından gelmişti.
Ancak jeopolitik dengeler son üç yılda önemli ölçüde değişti. Birleşmiş Milletler, ABD’nin desteğiyle 2022 başlarında Yemen’de bir ateşkes sağladı ve bu ateşkes büyük ölçüde korundu. Patel, “Ateşkesten bu yana, Suudi Arabistan’ın Yemen’e tek bir hava saldırısı olmadı ve Yemen’den Suudi Arabistan’a sınır ötesi ateş büyük ölçüde durdu,” dedi.
Gazze Savaşı ve İsrail-Filistin sorunu bağlamında ABD-Suud ilişkileri
ABD’nin bu kararı, Gazze Savaşı’nın 10. ayına girerken Suudi Arabistan’ı yeniden kilit bir oyuncu olarak gördüğünü gösteriyor. Washington, Riyad’ın bölgesel çatışmaların çözümünde ve İran’a karşı dengeleme politikasında önemli bir rol oynayabileceğini düşünüyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze’deki çatışmanın uzun vadeli çözümü için Suudi Arabistan’a defalarca seyahat etti. Bu görüşmelerde, krallığın İsrail’i tanıması karşılığında sunulacak ABD teşviklerini içeren bir paket ele alındı. Suudi Arabistan, ABD güvenlik garantileri, sürekli silah akışı ve potansiyel olarak bir sivil nükleer anlaşma karşılığında İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyi değerlendiriyor.
Suudi Arabistan, İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için Filistin meselesinde ilerleme şartını öne sürüyor. Suudi Krallığı, İsrail-Filistin çatışmasının iki devletli bir çözümle sonuçlanması gerektiğini vurguluyor. Bu durum, ABD’nin Gazze savaşından diplomatik bir çıkış yolu ararken Filistin devleti fikrini desteklemesine yol açıyor. Ancak İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve aşırı sağcı müttefikleri Filistin devletine şiddetle karşı çıkıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İran Tehdidi ve bölgesel işbirliği
Suudi Arabistan, son dönemde İran’ın bölgedeki faaliyetlerine karşı ABD ile işbirliğini artırdı. Nisan ayında İran’ın İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği 300 füze ve insansız hava aracı saldırısının püskürtülmesinde Suudi Arabistan, ABD, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte hareket etti. Bu işbirliği, bölgesel güvenlik dengelerinde yeni bir dönemin işaretçisi olarak görülüyor.
İnsan hakları endişeleri artıyor
ABD’nin Suudi Arabistan’a yönelik bu yeni politikası, insan hakları savunucuları ve bazı Demokrat Parti üyeleri tarafından eleştiriliyor. Texas’tan Demokrat Temsilci Joaquin Castro, “Suudi Arabistan’ın insan hakları konusunda hala sorunlu bir sicili var,” diyerek endişelerini dile getirdi ve “Suudi Arabistan’ın davranışlarını değiştirdiğine dair ikna edici kanıtlar görmeyi umuyorum,” açıklamasında bulundu.