2023 yılında Kanada’da yaşanan orman yangınları, normal koşullarda on yılda görülecek emisyon miktarını neredeyse tek bir sezonda üretti. İklim krizinin etkisiyle şiddetlenen yangınlar, küresel ısınmaya dair ciddi uyarılar veriyor.
Kanada’nın 2023 yılında yaşadığı “rekor kıran” orman yangınları, ülkenin tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştı. 14 Ağustos 2024 çarşamba günü yayınlanan “Orman Yangınlarının Durumu” raporuna göre, yangınlar normal koşullarda on yılda beklenen sera gazı emisyonlarını neredeyse tek bir sezonda üretti. 2023’te Kanada’da yanan ormanlar yaklaşık 2 milyar ton karbondioksit salınımına neden oldu. Bu miktar, 2023’te küresel orman yangınlarından kaynaklanan dünya genelindeki toplam emisyonların yaklaşık dörtte birine tekabül ediyor.
Global Forest Watch girişimi ve Maryland Üniversitesi‘nden araştırmacılar, 2023’te Kanada’da yaklaşık 7,8 milyon hektar ormanın yandığını tespit etti. Bu oran 2001’den bu yana yıllık ortalamanın 6 katından fazla. Bu miktardaki ağaç örtüsü kaybının, tahminleri daha da yukarı çekerek yaklaşık 3 milyar ton karbondioksit salınımına neden olduğu düşünülüyor.
Kanada’nın “en vahşi sezonu” olarak nitelendirilen 2023 yangınları, sadece emisyonlar açısından değil, yanmış alan bakımından da rekor kırdı. Veriler, yangınların normal bir yıla göre altı kat daha büyük bir alanı etkilediğini gösteriyor. Bu durum, iklim değişikliğinin orman yangınları üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyuyor.
Yangınların uzun vadeli etkileri neler?
Yangınların sağlık etkileri de uzun yıllar hissedilmeye devam edecek. Orman yangınları sadece insanları, yaban hayatını ve çiftlik hayvanlarını öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda ağaçları ve diğer peyzajları tahrip ediyor ve yaygın ve tehlikeli hava kirliliğine neden oluyor. Ayrıca, sera gazı emisyonları ve bitki örtüsünde ve toprakta depolanan karbonun yok olması yoluyla iklim krizine giderek daha önemli bir katkıda bulunuyor.
Tyndall İklim Değişikliği Araştırma Merkezi‘nden Matthew Jones, raporun baş yazarı olarak, dünya sera gazı emisyonlarını azaltmayı başaramadıkça, yoğunlaşan orman yangınlarından kaynaklanan hasarın artmaya devam edeceği konusunda uyarıda bulundu.
Küresel ölçekte orman yangınlarının etkisi
Dünya Kaynakları Enstitüsü‘nden elde edilen ayrı veriler, 2023’te dünya genelinde orman yangınları nedeniyle yaklaşık 12 milyon hektar alanın yandığını gösteriyor. Bu alan, Nikaragua büyüklüğünde bir bölgeye eşdeğer ve 2016’daki önceki rekordan yaklaşık yüzde 25 daha fazla. 2001 ile 2023 arasında yanan alan yılda yaklaşık yüzde 5,4 artış gösterdi. Sonuç olarak, orman yangınları artık 2001’e göre yılda yaklaşık 6 milyon hektar daha fazla ağaç örtüsü kaybına neden oluyor – bu da yaklaşık Hırvatistan büyüklüğünde bir alan.
Yangınları tetikleyen faktörler nelerdir?
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Yangınlar sadece yüksek sıcaklıklar değil, aynı zamanda bol miktarda kuru bitki örtüsü ve başlamak ve şiddetle yanmaya devam etmek için bir tür ateşleme – insan kaynaklı veya doğal – gerektiriyor. Yazarlar, gelecekte daha fazla orman yangınını önlemek için sera gazı emisyonlarını azaltmanın en büyük öncelik olması gerektiğini, ancak daha iyi arazi yönetimi ve erken uyarı sistemlerinin de yardımcı olabileceğini belirtti.
Gelecek nesiller için ne ifade ediyor?
Araştırmacılar, bugün doğan bir Kanadalının, 1940’larda doğan birine kıyasla, ömrü boyunca geçen yılki yangın felaketine benzer büyüklükte başka bir yangın görme olasılığının yüzde 50’den fazla olduğunu tespit etti. Bu bulgu, iklim değişikliğinin orman yangınları üzerindeki etkisinin gelecek nesiller için ne kadar ciddi olabileceğini gösteriyor.
İklim krizi ve orman yangınları arasındaki bağlantı
Kanada’nın 2023 orman yangınları, iklim değişikliğinin etkilerini ve orman yangınlarının küresel ısınmaya katkısını açıkça ortaya koyuyor. Bu durum, iklim krizi ile mücadelede daha etkili önlemler alınması gerektiğini ve orman yangınlarının emisyon hesaplamalarında daha doğru bir şekilde ele alınması gerektiğini gösteriyor. Aksi takdirde, yangınlar ve iklim değişikliği arasındaki geri bildirim döngüsü, gelecekte daha büyük felaketlere yol açabilir.