Gazze: Artan saldırıların gölgesindeki ateşkes müzakerelerinde kilit anlaşmazlıklar neler?

Gazze’de ateşkes ve rehine takası konusunda yürütülen müzakereler, uluslararası arabulucuların yoğun çabaları ile devam ediyor. ABD Başkanı Joe Biden, Katar’daki görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada “her zamankinden daha yakınız” diyerek iyimser bir tablo çizse de, Hamas’tan üst düzey bir yetkili BBC’ye verdiği demeçte “ilerleme kaydedilmediğini” ve arabulucuların sadece “hayal sattığını” söyledi. Ateşkes görüşmeleri, İsrail’in giderek şiddetlenen hava saldırılarının gölgesinde gerçekleşiyor.

ABD, Katar ve Mısır’ın öncülüğünde 15 Ağustos’ta Doha’da yeniden başlayan ateşkes görüşmelerine şimdilik belirsizlik hakim. Hamas temsilci göndermeyi reddetse de Mısır ve Katarlı istihbarat çalışanları üzerinden görüşmelere mesajlar ilettiği biliniyor. Amerika Birleşik Devletleri Dış İşleri Bakanı Blinken, savaş başladığından beri 10.kez bölgeye gitti. Blinken’ın bu çabaları ABD’nin ateşkes isteğine dair ciddiyetini gösteren bir işaret olarak yorumlanıyor. Henüz ciddi bir sonuca doğru yol alınamamış olsa da özellikle arabulucuların kamuoyuna olumlu sinyaller göndermesi ateşkes umutlarını arttıyor.

İsrail’in ateşkese yaklaşımı

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ofisi, İsrailli müzakerecilerin bir anlaşmaya varma konusunda “temkinli iyimserlik” içinde olduklarını belirtti. ABD, Katar ve Mısır tarafından yapılan ortak açıklamada, İsrail ile Hamas arasındaki “anlaşmazlıkları daraltan” bir teklif sunulduğu belirtildi. Teknik ekiplerin önümüzdeki günlerde önerilen şartların uygulanması konusundaki detaylar üzerinde çalışmaya devam etmesi bekleniyor.

Müzakerelerde son durum

Müzakerelerdeki kilit noktalar, taraflar arasındaki derin anlaşmazlıkları gözler önüne seriyor. Hamas’a yakın bir kaynak, Al-Jazeera’ya yaptığı açıklamada, hareketin Biden Planı olarak da bilinen 2 Temmuz teklifine bağlı kaldığını, ancak dolaylı kanallardan gelen önerilerin beklentilerinin altında kaldığını ve bunları kabul etmeyeceklerini belirtti. Filistinli analist Saeed Ziad, Hamas’ın müzakerelere doğrudan veya dolaylı olarak katılmadığını ve görüşmeleri birkaç gün önce boykot ettiğini açıkladı. Ziad, “Aslında müzakerelerde geri gidiyoruz, ileri değil. Amerikalıların son iki günün müzakereler için en verimli günler olduğu iddiaları tam bir yalan. Müzakerelerin tamamen çöküşüyle karşı karşıyayız” dedi. İsrail’in, arabulucular tarafından önerilen ve üzerinde anlaşılan her şeyden tamamen geri adım attığını belirten Ziad, Katar ve Mısır’ın İsrail’e son iki günde ondan fazla farklı teklif sunduğunu, ancak İsrail’in hepsini reddettiğini açıkladı.

Anlaşmazlık noktaları neler? İsrail ne istiyor?

İsrail’in talepleri, Gazze’nin kontrolü ve güvenliği konusunda geniş kapsamlı yetkiler içeriyor. Öncelikle, İsrail Gazze’nin merkezindeki stratejik Netzarim bölgesi üzerinde tam kontrol istiyor. Bu bölge, Gazze Şeridi’ni ikiye bölen ve İsrail’in kuzey-güney hareketini kontrol etmesine olanak sağlayan kritik bir noktada bulunuyor. İkinci olarak, Gazze ile Mısır’ı ayıran Filadelfiya Koridoru’nun kontrolü de İsrail’in talepleri arasında. Bu koridor, silah ve malzeme kaçakçılığının önlenmesi açısından İsrail için hayati önem taşıyor. Üçüncü kritik nokta, Gazze sınır geçişlerinin kontrolü. İsrail, bu geçişler üzerinde sıkı bir denetim kurmak istiyor. Dördüncü olarak, yerinden edilmiş Filistinlilerin güneyden kuzeye dönüşü konusunda İsrail, güvenlik gerekçesiyle sıkı kontroller ve kısıtlamalar getirmek istiyor. Son olarak, İsrail anlaşmanın her aşamasından diğerine geçiş mekanizmalarını kendi kontrolünde tutmak istiyor. Bu talepler, Filistin tarafının self-determinasyon ve egemenlik talepleriyle çelişiyor. Ayrıca, İsrail’in kalıcı ateşkes ilkesini reddetmeye devam etmesi, uzun vadeli bir barış anlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. Bu anlaşmazlık noktaları, müzakerelerin neden bu kadar zorlu ve karmaşık olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

İsrail’in saldırıları şiddetleniyor

Öte yandan ateşkes tartışmaları, son günlerde İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını arttırmasıyla da bir çıkmaza giriyor . 16 Ağustos Cuma akşamı Gazze’deki bir okul yerleşkesini bombalayıp onlarca sivili öldüren İsrail, 17 Ağustos Cumartesi sabahı erken saatlerde de Gazze’nin merkezindeki el-Zevayda mahallesine bir hava saldırısı düzenleyip, 9’u çocuk ve 3’ü kadın olmak üzere 15 kişiyi öldürdü. Aynı gün Lübnan’ın güneyindeki Nabatiye kentinde gerçekleşen bir İsrail saldırısında 10 Suriyeli mülteci öldü. İsrail, Nabatiye’deki saldırının Hizbullah’a ait bir silah deposunu hedef aldığını iddia ederken, tesis sahibi bunun “yüzde 100 sivil bir tesis” olduğunu söyledi. Bu saldırılara karşılık olarak Hizbullah, İsrail’in kuzeyindeki Ayelet HaShahar kibutzuna ve bir askeri noktaya toplam 55 Katyuşa roketi fırlattı. Saldırılar sonucunda iki İsrail askeri yaralandı. Öte yandan Hamas, İsrail’in güneyindeki yerleşim yerlerine ve askeri tesislere yönelik roket saldırılarını sürdürdü ve İsrail’in Gazze sınırındaki Misgav Am askeri üssüne “iki intihar bombacısı” ile saldırı düzenlediğini iddia etti. İsrail ordusu, Kuzey Han Yunus ve Deir el-Balah’taki bazı bölgeler için yeni tahliye emirleri yayınladı, bu durum insani bölgenin daha da küçülmesine neden oldu. Artan gerilim ve devam eden çatışmalar, bölgede yaşayan sivillerin güvenli bir yer bulma çabalarını uzun zamandır imkansız hale getirdiği biliniyor.

Savaşın 10.ayı: Hayatını kaybeden Gazzeli sayısı 40 bini aştı.

Gazze’de çatışmalar 10. ayını doldururken, can kayıpları artmaya devam ediyor. Hamas’ın kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda en az 40 bin 5 Filistinli hayatını kaybetti. Bu sayı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri tarafından “dünya için kasvetli bir kilometre taşı” olarak nitelendirildi. İsrail ordusu ise “17 binden fazla teröristi etkisiz hale getirdiklerini” açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın bölgeye yapacağı ziyaret, diplomatik çabaların yoğunlaştığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Blinken’ın İsrail’de Başbakan Netanyahu ve diğer üst düzey yetkililerle görüşmesi bekleniyor. ABD Başkanı Biden, “kapsamlı bir ateşkes ve rehine serbest bırakma anlaşması görünür hale geldiğinde, bölgede hiç kimsenin bu süreci baltalayacak eylemler yapmaması gerektiğini” vurguladı.

Derinleşen insani kriz: BM, polio ve çocuk felci salgınına karşı uyarıyor

Ateşkes anlaşmasının aciliyetini artıran bir diğer faktör, Gazze’de ortaya çıkan sağlık tehditleri. Birleşmiş Milletler, İsrail’in belirlediği insani bölgede çocuk felci virüsünün dolaşımda olduğunu açıkladı. BM Genel Sekreteri António Guterres, “Açık olalım: Çocuk felcine karşı nihai aşı, barış ve acil bir ateşkestir” dedi. Guterres ayrıca, 640 binden fazla Filistinli çocuğun çocuk felcine karşı aşılanması için 14 günlük bir ateşkes çağrısında bulundu.

Gazze’deki insani kriz derinleşirken, yerinden edilmiş Filistinliler güvenli bir yer bulmakta zorlanıyor. İsrail ordusu, Kuzey Han Yunus ve Deir el-Balah’taki bazı bölgeleri boşaltma emri verdi. Bu durum, binlerce yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı insani bölgenin daha da küçülmesine neden oldu. BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), “Aileler gidecek bir yer bulamadıkça korku yayılmaya devam ediyor” açıklamasını yaptı.

Ateşkes mümkün mü? Bundan sonra ne bekleniyor?

Gazze’deki çatışmanın 10. ayına girerken, uluslararası arabulucuların ateşkes ısrarı şüphesiz ki büyük önem taşıyor. ABD, Katar ve Mısır’ın ortaya koyduğu “anlaşmazlıkları daraltan” teklif, tarafları uzlaşıya bir adım daha yaklaştırma potansiyeline sahip. Ancak, geçmiş deneyimler bize iyimserliğin temkinli olması gerektiğini gösteriyor. Hamas’ın şüpheciliği ve İsrail’in “temkinli iyimserliği” arasındaki uçurum, anlaşmanın önündeki zorlukları gözler önüne seriyor. Bölgesel tansiyonun yükselmesi, özellikle İran’ın olası misilleme tehditleri, ateşkes ihtiyacını daha da acil hale getiriyor.

Hamas’ın son dönemde askeri ve finansal kaynaklarının ve uluslararası desteğinin azalması ise, örgütü taviz vermeye zorlayabilir. Gazze’de süren yıkım ve yerinden edilmiş nüfusun durumu, Hamas’ı halk desteğini koruma adına daha ılımlı bir tutum almaya ikna edebilecek bir başka faktör. İsrail ise Blinken’ın bölge ziyareti ve ABD’nin arabuluculuk rolünü güçlendirirmesiyle, üstündeki ateşkes baskısını daha fazla hissedebilir. Her ne kadar mevcut şartlar altında bir ateşkes anlaşmasına varmak hala zorlu görünse de, Hamas’ın değişen koşulları ve uluslararası toplumun yoğun diplomatik çabaları, beklenmedik bir ilerleme sağlanabileceğine dair umutları canlı tutuyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.