Türkiye’deki ekonomik kriz üreticileri etkiliyor. Çay üreticileri, 2024 yılı yaş çay alım fiyatının kilogram başına 17 TL, üreticilere verilen destekleme bedelinin ise 2 TL olarak belirlenmesine tepkili. Maliyetlerini karşılamada zorluk çektiğini söyleyen üreticiler, Çaykur’un fiyatını yeterli bulmuyor, özel sektördeki düşük alım fiyatlarından da şikâyet ediyor.
Rize’de çay üreticileri, üçüncü sürgün hasat dönemi için çay bahçelerine girmeye başladı. Üreticiler ve esnaf, maliyetlerin her geçen gün artmasına rağmen fiyat artışlarının yetersiz kaldığını dile getiriyor. 2024 yılı yaş çay alım fiyatı kilogram başına 17 TL olarak belirlenirken, üreticilere verilen 2 TL’lik destekleme bedeli ise daha sonra ödeniyor. Böylelikle üreticilerin eline kilogram başına 19 TL geçiyor.
Çaylarını Çaykur’a satamayan üreticiler, özel sektörün düşük fiyatları nedeniyle mağdur oluyor. Üreticiler, “‘Ekmesin’ diyorlar ama ekmezsek ne yiyeceksiniz, ne içeceksiniz?” diyerek duruma tepki gösteriyor.
Rize çay üreticileri fiyatlardan memnun değil
Rize’de konuştuğumuz bütün üreticiler çay fiyatının yetersiz olduğunu söylüyor. Üreticiler, “Fiyat 17 TL olsa ne olur ki, çarşıya indiğin anda paran bitiyor” diyerek ekonomik sıkıntılara dikkat çekiyor. Çaylarını bahçelerinde bırakmamak için topladıklarını ancak masraflarını bile karşılamakta zorlandıklarını belirtiyorlar:
“Bundan üç-beş sene önce masraflarımızı çıkarıp üstüne para kazanabiliyorduk, ancak şu an maliyeti ancak dengeleyebiliyoruz. Çay en az 25 lira olacak ki emeklerimizin karşılığını alalım. Gübre, mazot, benzin, yağ derken bize bir şey kalmıyor; çektiğimiz çileye değmiyor. Çaykur’un almadığı çayı özel sektöre götürmek istiyoruz, onlar da 10 TL’den alıyor. 10 TL’ye çay satarsam bana ne kalacak? Döksem de, tarlada bıraksam da yazık; mal sahibine yazık.”
Çay üreticileri devletten daha fazla destek bekliyor
20-25 yıldır kendi mahsulünü toplayan bir üretici, asıl sorunun çay fiyatının düşük olması değil, üreticinin yeterince bilinçlendirilmemesi olduğunu söyledi. Ücretin düşük olduğunu da kabul eden üretici, örgütlenme ve planlı bir program oluşturulması durumunda sorunun çözülebileceğini dile getirdi:
“Çayın 25 lira ya da 50 lira olması önemli değil. Çünkü asgari ücret her arttığında, fahiş fiyatlar ortaya çıkıyor. Bu sorun çözülmedikten sonra çaya isterseniz bir milyon dolar fiyat biçin, fark etmez. Altın olsa bile bizim için bir değeri olmayacak. Devletin, taban ve tavan fiyat konusunda ısrarcı olması gerekiyor. Eğer devlet, taban fiyat olarak tavan fiyatı belirlerse bu olumsuzlukların da önüne geçilecektir.”
“Üretici elini tarımdan çekmek zorunda kalacak”
Üreticiler, devletin özel sektördeki fiyatlara müdahale etmesi gerektiğini belirterek, bu konuda bir kanun çıkarılmasını talep etti. Üreticiler, böyle bir kanunla, kimsenin belirlenen fiyatın altında çay satın almasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Üreticilere göre bu adımlar atılırsa sorunlar çözülebilir.
Rize Fındıklı Ziraat Odası Meclis Başkanı Şendoğan Baltacı, “Bu şekilde devam ederse üretici tarımdan elini çekmek zorunda kalacak” dedi:
“İşçilik maliyetleri 7-8 lira civarında. Buna gübre, çay makası, çay bezi gibi ek masraflar da eklenince üreticinin eline neredeyse hiçbir şey kalmıyor. Böyle giderse yakında işçiler de tarımdan çekilmek zorunda kalacak. O zaman sofralarımızda domatesi, patatesi, soğanı, şeker pancarını ve çayı bulmak zorlaşacak. Taban fiyatın altında çay alımına izin vermeyen bir çay kanununun çıkarılması gerekiyor. Üreticiye gübre desteği ya da başka teşvikler yapılmalı. İki yıl önce bir kilo yaş çay parasıyla üç ekmek alabiliyorduk. O zaman çay 7 lira, ekmek 2 liraydı. Şimdi özel sektör çayı 10-12 liradan alıyor, bu neredeyse bir ekmek parası. İki yıl içinde çaydan elde edilen gelir, üç buçuk ekmekten bir ekmeğe düştü. Bu gidiş hiç iyi değil.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.