Lübnan’da ve Suriye’de Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları neredeyse eş zamanlı olarak patladı, en az 15 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Hizbullah, patlamalardan İsrail’i sorumlu tuttu ve “uygun bir zamanda” karşılık vereceğini söyledi. İsrail’den bu konu ile alakalı resmî bir açıklama gelmedi ama uzmanlar, saldırıyı İsrail’in düzenlediğine hemfikir.
Peki Hizbullah yanıt verecek mi? Bu yanıt, Ortadoğu’da tansiyonu artırır mı? Gazze savaşını nasıl etkiler? Bölgesel savaş tehlikesi arttı mı? Senem Görür Yücel’in haberi.
Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarının eş zamanlı patlamasında Lübnan’da 8, Suriye’nin başkenti Şam’da 7 kişi öldü. Lübnan Başbakanı Necip Mikati ve Hizbullah, saldırılardan İsrail’i sorumlu tuttu. Hizbullah, “Bu hain ve cani düşman, bu günahkâr saldırının cezasını kesinlikle çekecektir” dedi.
Patlamalarla ilgili henüz kimse sorumluluk üstlenmedi, İsrail’den de resmî bir açıklama yapılmadı.
Hizbullah-İsrail çatışması büyür mü: “Patron izin vermez”
Hamas lideri İsmail Haniye‘nin 31 Temmuz’da İran’ın başkenti Tahran’da ve Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükrü’nün Lübnan’da düzenlenen suikast sonucu öldürülmesinin ardından gözler İran ve Hizbullah’a çevrilmişti. İran ve Hizbullah’ın İsrail’e bir yanıt vereceği, bu saldırının da bölgesel bir savaşa dönüşme riski olduğu üzerinde duruluyordu.
Hizbullah, İsrail’in baş düşmanı İran ile müttefik. Örgüt, “Direniş Ekseni” adını verdiği ittifakın bir parçası. Hizbullah aylardır İsrail ile düşük yoğunluklu bir savaş sürdürüyor.
Medyascope’a konuşan emekli büyükelçi Selim Kuneralp, dünyanın 2 aydır İran’ın vereceği cevaba odaklanmış olduğunu hatırlattı.
Kuneralp, İran’ın Batı ile ilişkileri düzeltmeye çalıştığını ve bunun için bazı adımlar attığını söyledi:
“İran bölgede bir tırmanma istemiyor. İran, Hizbullah’ı da dizginliyor” dedi.
İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından İran’da yapılan seçimleri reformist aday Mesud Pezeşkiyan’ın kazandığını ve Pezeşkiyan’ın daha ılımlı bir kabine kurduğunu hatırlatan Kuneralp, “İran, Batı ile ilişkileri düzeltmeye çalışıyor. Tabii İran içerisinde Batı ile barışı istemeyenler de var. İran gibi bir ülkede kimin egemen olduğunu bilmek kolay değil. Ancak kahir ekseriyet, Batı ile kavga çıksın istemiyor” diye konuştu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kuneralp’a göre, Hizbullah İsrail’e bir yanıt vermek isteyecek fakat İran izin vermeyecek.
Lübnan’da durum: “Gazze savaşının yayılmışlık halinin tescili”
Konuştuğumuz DEM Parti Diyarbakır Milletvekili ve Ortadoğu uzmanı Cengiz Çandar’a göre bu saldırı “savaşın zaten bölgeye yayıldığı” anlamına geliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun savaşın tırmandırılması olasılığını göze aldığını ve Gazze’de Hamas’a karşı yürütülen operasyonun kuzey cephesinin oluşacağına dikkat çeken Çandar, “Bu saldırı, İsrail’in kararlı bir şekilde İran’ın nüfuz alanına doğru saldıracağı anlamına geliyor” dedi.
Çağrı cihazlarının patlatılması, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 5-6 Kasım tarihlerinde düzenlenecek başkanlık seçimlerinden önce Gazze’de ateşkes çağrılarının arttığı bir dönemde geldi. Çandar Netanyahu’nun siyasî kariyerinin bu savaşın sürmesine bağlı olduğunu ifade etti.
Cengiz Çandar saldırının “Gazze savaşının yayılmışlık halinin tescili” olduğuna vurgu yaptı. Çandar, “Savaş çeşitleri değişiyor, siber savaşlar dönemine geçiyoruz” dedi.
Konvansiyonel savaşlar yerini siber savaşlara mı bırakacak?
Bu sorunun cevabı için görüşlerine başvurduğumuz Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Bıçakcı, Lübnan ve Suriye’de yaşananların “siber saldırı” değil “elektronik harp” olduğunu söylüyor:
“Bir cihazı patlatıyorsunuz, bir şeyi etkisiz hale getiriyorsunuz ve insanları öldürüyorsunuz. Siber saldırı yapılmış olabilir ama bu taktiksel olarak elektronik harp.”
Peki bu saldırı Hizbullah-İsrail çatışmasını daha da tırmandırır mı?
Bıçakçı Netanyahu’nun büyük bir oyun oynadığını ve bu oyunu askerler üzerinden kurguladığına dikkat çekti. Bıçakcı’ya göre Hizbullah militanlarının çağrı cihazlarının patlatılmasının arkasında MOSSAD değil, UNIT 8200 var.
UNIT 8200, İsrail’de siber, dijital istihbarat toplamak ve kod çözmekten sorumlu.
Bıçakçı’nın iddiasına göre bu operasyon yapılırken Netanyahu Tel Aviv’deki HakiRya karargâhındaydı. Netanyahu’nun operasyonu muhtemelen izlediğini söyleyen Bıçakcı, “Bu saldırı, askerlerin cevabı” dedi.
Bir hafta önce Hizbullah’ın İsrail’deki komutanlardan birine bombalı saldırı düzenlemek istediğini ve bombaların yakalandığını hatırlatan Bıçakcı, “İsrail, buna cevap olarak çağrı cihazlarını patlattı. ‘Benim komutanlarıma saldırı yapmayı planlarsanız, size maliyeti yüksek olur’ demek istedi. İsrail’in yüksek caydırıcılık politikası hâlâ geçerli” dedi.
Hizbullah’ın bundan sonra kendi çapında, kendi imkânlarıyla İsrail’in kuzeyine saldırmaya devam edeceğini söyleyen Bıçakcı, “Bu bir bölgesel savaşa döner mi? Zannetmiyorum. Öyle bir aktör yok. İran’ın ekonomisi çok kötü. ABD zaten Doğu Akdeniz’de. Körfez ülkelerinin, ABD’nin ve Avrupa’nın durumu zaten çok net” diye konuştu.
Peki İsrail?
“İsrail istediğini, istediği gibi yapacak. Netanyahu kendisini kurtarabilirse kurtaracak” diyen Bıçakcı, Netanyahu’nun kendisini kurtaramaması halinde İsrail’in kendi içinde hızla bir çöküşe doğru gideceği görüşünde.