Prof. Dr. Erinç Yeldan, Kritik Ekonomi’de Merkez Bankası’nın enflasyon tahmini ile enflasyonun altında zam riskiyle karşı karşıya olan asgari ücret üzerine konuştu. Yeldan beklenen enflasyona göre asgari ücret zammının sosyal barışı bozacak, ciddi bir cezalandırma olduğunu vurguladı. Faiz indirimi beklentileri sorusuna “falcılık oyunu” diye yanıt veren Yeldan, enflasyonun sadece parasal bir mesele değil, güçler savaşının ürünü olduğuna dikkat çekti.
Kritik Ekonomi’nin ikinci bölümünde Özgecan Özgenç’in konuğu Prof. Dr. Erinç Yeldan oldu. Yeldan, Merkez Bankası’nın enflasyon tahmini ile asgari ücrete beklenen enflasyona göre zam tehdidini değerlendirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2024’ün son enflasyon raporunu açıkladı. Yüzde 38 olan yıl sonu enflasyon tahmini, ciddi bir artışla yüzde 44’e çıktı.
Orta Vadeli Program’da (OVP) yüzde 41,5 olan tahminin Merkez Bankası tahminine yakın çıkacağını öngörebiliriz. Ancak ücretli çalışanların en çok dikkat ettiği nokta zam oranlarının ne kadar olacağı.
Enflasyon tahmini tutar mı, TCMB güvenilir mi?
Erinç Yeldan, değişken tahminleri değerlendirirken insanların TCMB’ye güveninin kalmadığına dikkat çekti. TCMB’nin orta vadede enflasyonu yüzde 5’e düşürme hedefini hiçbir zaman gerçekleştiremediğini vurgulayan Yeldan, şunları söyledi:
“Kişisel olarak gözlemim, aslında söz konusu olan olgunun bir enflasyonu düşürme programı olmadığı. Bir istikrar programı değil, AKP’nin ilk iktidara geldiği 2003 sonrası yakın dönemdeki derslere dayanarak, aslında bunun finans sermayesinin, bankacılık kesiminin krizden çıkmasının ve önünü rahatlatmasının programı olduğu yönünde. Merkez Bankası, her şeyden önce yerli ve uluslararası finans kesimine bir güvence vermek istiyor.”
Enflasyon tahmini ve hedefi tutturmada baz etkisi
“Yıl sonunda yüzde 44’lük enflasyon tahmini gerçekçi mi” sorusuna Yeldan, baz etkisiyle yanıt verdi:
“Enflasyon tabii geçen seneki eşdeğer döneme görece fiyat artışını ifade ediyor. Geçen sene eşdeğer dönemdeki, kasım ve aralık ayı fiyat endeksleri ne kadar yüksekse onun artış hızı daha düşük hesaplanıyor. Dolayısıyla dışarıdan veya içeriden çok ciddi bir iktisadi şok olmadığı takdirde, geçen seneki baz etkisinin uyarılması nedeniyle enflasyon yüzde 45’e doğru gerileyebilecektir.”
Erinç Yeldan geçtiğimiz aylarda enflasyonun aylık bazda yüzde 2-2,5 düzeyinde olduğunu hatırlattı. Ayrıca Yeldan “Kasım-aralıkta yüzde 2,5-3’lük enflasyon Türkiye’de aslında fiyat artışlarının aynı tempoda gittiğini gösterecek” dedi.
Enflasyon sadece parasal mesele mi, güçler savaşının ürünü mü?
Yeldan, TCMB’nin enflasyonu talep yönlü, ücret maliyetli enflasyon gibi tasarlayıp, tedbir almasının yeterli olmadığını kaydetti. Ardından “Yanlış teşhis, yanlış sonuçları doğuruyor” diyen Yeldan, şöyle devam etti:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Her ne kadar ana akım ortodoks iktisatın temsilcileri ‘Enflasyon sadece parasal bir meseledir’ diye iddia etseler de, enflasyon aslında ekonomi içindeki yapısal tıkanıklıkların, çıkar çatışmalarının, sınıf savaşlarının bir ürünüdür. Güçler savaşının ürünüdür. Türkiye oligopolcü, tekelci güçlere sahip şirketlerin kârlarını korumak, kâr marjlarını yükseltmek suretiyle, bizim ‘kar itkili’ diye adlandırdığımız bir enflasyon sürecinden geçti. Hala bunun izlerini yaşıyor.”
TCMB’nin yönlendirmek için gayret ettiği beklentiler için “İçeriği boşaltılmış bir söz oyununa döndü” diyen Yeldan, Yıldız Savaşları’ndaki Jedi karakterini hatırlattı. Yeldan “İnsanların zihinlerine hükmeden, zihinsel olarak maddi dünyayı değiştirmeyi beceren şövalyeler. Sanki merkez bankalarının da ellerinde böyle bir Jedi hissiyatı var” dedi.
Faiz indirimi beklentisine “falcılık oyunu” yanıtı
Ayrıca Erinç Yeldan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü (8 Kasım) demecine de değindi. “Benim yaklaşım tarzımı biliyorsunuz, inşallah faizle birlikte enflasyon da düşecek” sözlerini hatırlatan Yeldan, faiz indiriminin yalnızca iktisadi değil, siyasi bir olgu olduğuna dikkat çekti. “Önümüzdeki süreçte faiz indirimi bekliyor musunuz” sorusuna Yeldan “Kristal küre çok bulanık” yanıtını verdi. Politika tahminlerini “falcılık oyununa” benzeten Yeldan şöyle konuştu:
“Merkez Bankası artık ‘bağımsız’, Merkez Bankası ve enflasyon hedefine kilitlenmiş durumda. ‘Bunun dışında herhangi bir görevi olamaz. Bu görevi yerine getirmek için de bir tane aleti var: politika faizi.’ Bu çok basit karikatürize edilmiş, son derece karmaşık, parasal iktisadın reel ekonomiyle olan ilişkilerini ve her şeyden önce uluslararası finans sermayesinin günümüzde ulaştığı trilyon dolarlara varan akışkanlığı karşısında çaresizliğini dile getiriyor.”
“TCMB kaçınılmaz olarak 2025’te faizi düşürmeye adım atmak zorunda kalacak”
Türkiye’nin yapısal bir işsizlik yaşamasının, reel ekonominin çarpık, disiplinsiz, plansız, rekabetçiliğe kapalı, uluslararası şoklara çok açık bir hale gelmesi sonucunu doğurduğunu belirten Yeldan, ekonomik durgunluk riskine dikkat çekti. Ardından Yeldan “Bu şartlarda TCMB kaçınılmaz olarak 2025’te faizi düşürmeye adım atmak zorunda kalacaktır” dedi.
Enflasyonun sadece bir parasal mesele olarak değerlendirilmesinin etkilerinin reel ekonomiye yansıyacağını belirten Yeldan şunları söyledi:
“İç siyasette rekabetinin artacağı, erken seçimlerin tartışılacağı, anayasadaki yeni düzenlemelerin gündeme geleceği ve AKP’nin de kitlelere yepyeni bir rant, hediye sunmasının gündeme geleceği bir Türkiye yaşayacağız. Bu şartlarda yüksek faiz, yüksek enflasyon döngüsünü kıracak adımları atılmasını ben çok zor görüyorum.”
Asgari ücrete enflasyon tahmini oranında zam tartışmalarına Yeldan “Asgari ücret enflasyonla mücadele aleti değildir” dedi. TCMB Başkanı Karahan’ın bu konuda yatırımcılara güvence verdiği iddialarına da değinen Yeldan şöyle devam etti:
“Asgari ücret, ailesiyle beraber bir emekçinin insan onuruna yakışır yaşamını sağlayacak ücretin tanımıdır. Pazarlığa tabi bir olgu değil bu. Burada gelir gruplarına göre yaşanan enflasyon önemli. DİSK Araştırma Merkezi çalışmalarını paylaştı. Türkiye’deki gelir gruplarına göre en yoksul yüzde 20’nin yaşadığı gıda enflasyonu yüzde 77 düzeyinde. TÜİK’in ortalama enflasyonunun da, TCMB tahminlerinin de kat kat üstünde.”
“Beklenen enflasyona göre asgari ücret zammı ciddi bir cezalandırma”
TCMB Başkanı Karahan “Asgari ücrette karar mercii değiliz” dedi. Ancak Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay “ileriye dönük endeksleme” diyerek beklenen enflasyona göre artış çağrısı yaptı. “İleriye dönük endeks” ile beklenen enflasyona işaret edilmesi üzerine Yeldan şunları söyledi:
“Asgari ücret böyle bir muhtemel, olasılık hesapları üzerinden kurgulanan bir rakama dayandırılırsa, burada emekçiler aleyhine çok ciddi bir cezalandırma, onların gelirlerine el koyma söz konusu olacaktır. Bu, Türkiye’deki sosyal barışı çok zedeleyecek. Emeğin gelirleri üzerine çok büyük baskı getirecek bir uygulama olacaktır. Sosyal eşitlik açısından kabul edilemez bir adım olacaktır.”
“Sadece ücretli üzerinden enflasyon mücadelesi tasarlamak Türkiye’nin gerçekleriyle uyuşmuyor”
Siyasi müdahalelerin enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığını ve beklentileri çıpaladığını dile getiren Yeldan, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin enflasyon dinamiklerini irdelediğiniz vakit, talep ve ücret artışlarından değil. Kamu maliyesinde yap iş devlet işlet devret modellerinin yarattığı muazzam israf, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi altında israfın denetlenmesinin ortadan kalktığı ve neredeyse ucu açık bir harcama potansiyelinin kamunun elinde olduğubir ortamda, enflasyonla mücadeleyi bütün buralara dokunmadan, gelir eşitsizliğini, vergi adaletsizliğini hiçbir şekilde göz önüne almadan sadece asgari ücretli, yoksul ücretli üzerinden bir enflasyon mücadelesi tasarlamak sosyal adalet ilkesine hiçbir şekilde uymuyor. Türkiye’nin gerçekleriyle uyuşmuyor.”