DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: “PKK ile ilgili tartışmalar tabii ki Öcalan’la yürütülmeli”

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, atanan kayyumlara ve Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına gelerek selam vermesiyle başlayan tartışmalara dair Medyascope’a konuştu. Koçyiğit, Tunceli ve Ovacık belediyelerine atanan kayyuma ilişkin “AKP-MHP iktidarının aslında demokrasiye düşman olduğunun açık ve net göstergesi. Sandığa sadece kendi adayları sandıktan çıktığı, kendileri seçildiği sürece saygı duyuyorlar” dedi. Kürt meselesinin çözümünde herkesin bir rolü olduğunu ve iyi tanımlamak gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, “Sonuçta PKK’nin lideri o ve bu sorun çözülecekse sayın Öcalan’ın muhataplığıyla çözülecek” diye konuştu. Kürt meselesinin içerisinde silah ve örgüt gerçeği olduğunu söyleyen Koçyiğit, “PKK ile ilgili ilişkilerin ve tartışmaların tabii ki sayın Öcalan ve PKK ile yürütülmesi gerekiyor” dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Medyascope’un sorularını yanıtladı

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına gelerek selam vermesiyle başlayan yeni çözüm süreci tartışmalarını, kayyum atamalarını Medyascope‘a değerlendirdi.

“Tunceli ve Ovacık için kayyum hazırlığı yapılıyordu”

31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından 3 Haziran’da bu yana DEM Parti’nin beş CHP’nin ise iki belediyesine kayyum atandı. En son 22 Kasım’da Tunceli Belediyesi ve Ovacık Belediyesi’ne kayyum atandı. DEM Partili Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak görevden alındı, yerine Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu belediye başkanvekili olarak atandı. Görevden alınan CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yerine de Ovacık Kaymakamı Hüseyin Şamil Sözen yerine atandı. 

Kayyum atamalarını “darbe” olarak değerlendirdiğini söyleyen Koçyiğit, “Bu AKP-MHP iktidarının demokrasiye düşman olduğunun açık ve net göstergesi. Sandığa sadece kendi adayları sandıktan çıktığı, kendileri seçildiği sürece saygı duyuyorlar. Ama muhalefet sandıktan çıktığında, halk kendi yerel yöneticilerini seçtiğinde kayyumla oradaki yerel iradeyi gasp etmeyi tercih ediyorlar” diye konuştu.

Koçyiğit, “Dersim halkı asla bu kayyum uygulamasını kabul etmeyecektir. Dersim, Türkiye’de hukuksuzluklara maruz kalan ama bunlara karşı da en fazla direnen kentlerden birisi. Kayyumun asla kalıcılaşmasına, meşrulaşmasına, normalleşmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

İktidarın üç dönemdir kayyum atadığını hatırlatan Koçyiğit, “Valiliğin ceza çıkması için mahkeme üzerinde baskı oluşturduğuna dair duyumlarımız var. Yine onların soruşturmalarını istediğine dair elimizde resmi yazı var. Bunların her birisi kayyum hazırlığı olarak değerlendirilebilir” diye konuştu.

“Süreç değil, Kürt sorunun çözümüne dair tartışmalar”

Koçyiğit, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de TBMM açılışı sonrasında DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmasıyla başlayan dönemi “yeni çözüm süreci”nden ziyade Kürt sorunun demokratik çözümüne dair tartışmalar olarak nitelendirdiklerini söyledi. 

Bu tartışmaların somut adımlar barındırmadığı ve söylem düzeyinde kaldığı için bunu süreç olarak değerlendirmediklerini belirten Koçyiğit, şöyle konuştu:

“Çünkü ‘süreç’ çok kapsamlı bir kavram, yol haritasına pratik, hukuki ve politik adımlara ihtiyaç duyuyor. Aynı zamanda karşılıklı tartışmayı ve diyaloğu da içeren bir şey olduğu için biz bu dönemi süreç olarak değerlendirmiyoruz. Ama genel olarak yürüttüğümüz şeyde yeni dönem açısından tartışmalar, Kürt sorununun demokratik çözümü açısından tartışmalar olarak ifade edebiliriz.”

“Bahçeli’nin adımı yeni bir sürecin başlamasına vesile olur”

Koçyiğit, Bahçeli’nin başlattığı dönemin bir sürecin başlamasına vesile olabileceğine değinerek “Bu tartışmaları olumlu görüyoruz. Bu tartışmaların başlamış olması ve birçok siyasi partinin bu tartışmalar ekseninde kendi görüş ve düşüncelerini ifade etmiş olması bizim açımızdan önemli anlamlı” dedi.

“Tek başına el sıkışma ve çağrıdan bir süreç çıkmaz”

Bu tartışmaların daha da geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, “Bunu bir başlangıç olarak kabul etmek ve bu başlangıcı ilerletmek için de herkesin üzerine düşen sorumluluğu yapması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa tek başına el sıkışma ve çağrıdan bir süreç çıkmaz. Ama Kürt sorununun demokratik çözümü etraflı bir şekilde konuşulabilirse kendi bakış açısıyla tabii ki bir sürece evrilmesinin önünde hiçbir engel yok” diye konuştu.

Ekim ayı her ne kadar tokalaşmayla başlasa da Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine kayyum atamalarıyla devam etti. Koçyiğit, gelinen noktada DEM Parti’nin tutumunda bir değişiklik olmayacağını belirterek “Tabii ki kayyum atama meselesi ve sayın Öcalan’a yönelik altı aylık avukat görüş yasağı bu tartışmaları engelleyen ve geriye götüren pratikler. Eğer başlayan tartışmalar gerçekten samimiyse bu tarz pratiklerden uzak durmak gerekiyor” dedi.

DEM Parti için her şeye rağmen Kürt meselesinin çözümü önce geliyor 

Kürt meselesinin konuşulmasından, tartışılmasından ve çözülmesinden yana olduklarına dikkat çeken Koçyiğit, “Hiçbir şekilde barış ve çözüm iradesinden geri adım atmamız mümkün değil” diye ekledi:

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli ile mutabık olduğunu söyledi. Bahçeli ise TBMM Grup Toplantısı’nda her hafta ‘söylediklerinin arkasında olduğunu’ belirtiyor. 

“Söylenen sözün gereği yapılmalı, sorumluluk Cumhur İttifakı’nda”

Erdoğan ve Bahçeli’nin ne kadar mutabık olduğunu ve bu tartışmaların gereğini nasıl, ne zaman yapacaklarını bilemeyeceklerini vurgulayan Koçyiğit, şöyle konuştu:

“Çünkü kamuoyunu açıklanan bir şey yok. Ama en nihayetinde söylenen sözün gereğinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Şimdi çokça samimiyet tartışmaları yürütüyor. Evet, tam da burada bir güven arttırıcı adımlara ihtiyaç olduğunu görüyoruz.  Yani bu tartışmaları besleyecek, tartışmaları geliştirecek, olumluya evriltecek bir diyalog kapısına ihtiyaç var. Bu adımlar atacak olan da tabii ki hükümetin kendisidir. Bu anlamıyla sorumluluk aslında hükümette ve tabii ki Cumhur İttifakı’nda.”

“Kürt meselesinin çözümü tartışmalarının samimiyetinden şüphelerimiz var”

Koçyiğit, hükümetin henüz bu adımları atmayıp tam da bu tartışmaları ve söylemleri içeren aksi adımlar atmış olmasının toplumda ciddi bir güvensizlik yarattığını belirterek “’Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’. Açıkçası samimiyet konusunda şüphelerimiz var” dedi.

“Bahçeli de Öcalan’ın muhataplığını kabul etti”

Bahçeli’nin doğrudan Öcalan’a çağrı yapmasıyla DEM Parti’nin bu tartışmaların neresinde olduğu merak ediliyor. “Kürt sorununun demokratik çözümü için bir süreç başlatacaksa tabii ki DEM Parti’de bu sürecin paydaşlarından birisidir” diyen Koçyiğit, sorunun kalıcı çözümün İmralı’daki tecridin kalkması ve Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanmasından geçtiğine dikkat çekti. 

Koçyiğit, aynı şekilde Bahçeli’nin de bunun altını çizdiğini belirtti:

“Sayın Öcalan’ın muhataplığı herkes tarafından kabul görmüş durumda.”

“PKK ile ilgili ilişkilerin ve tartışmaların tabii ki sayın Öcalan ve PKK ile yürütülmesi gerekiyor”

DEM Parti’yi dışlayarak ya da bu sorunun diğer aktörlerini dışlayarak Kürt meselesinin çözümü için diyaloğun ilerletilemeyeceğini vurgulayan Koçyiğit şunları dedi:

“Bu sorunun çözülmesinde herkesin bir rolü var. Rolleri iyi tanımlamak lazım. Temel rol burada tabi ki sayın Öcalan’ın. Sonuçta PKK’nin lideri o ve bu sorun çözülecekse sayın Öcalan’ın muhataplığıyla çözülür. Ama bunun Meclis’te ve toplumsal zeminin de tabii ki DEM Parti de muhataptır. DEM Parti Meclis’te ve toplumsal alanda Kürt sorununun demokratik çözümü için elinden gelen bütün çabayı harcar, bunun sözünü kurar. Ama en nihayetinde bu meselenin içerisinde silah ve örgüt gerçeği var. PKK ile ilgili ilişkilerin ve tartışmaların tabii ki sayın Öcalan ve PKK ile yürütülmesi gerekiyor. Bizim o alana müdahil olmamız, söz söylememiz gibi bir şey asla söz konusu olamaz. Biz kendi durduğumuz yerden, siyasi parti olarak siyasi meselelerde Meclis zemininde söz söyleyebiliriz. Aslında Bahçeli’nin de bunu çok iyi kavradığını düşünüyorum. Sayın Öcalan’a çağrı yaparak aslında muhatap olduğunu, Kürt sorununun demokratik çözümünün onunla yapılacağını teyit etmiş oldu.”

TBMM’deki 10 siyasi partiden kayyum uygulamalarına karşı ortak kanun teklifi

TBMM’de yer alan 14 partiden 10’u “kayyum uygulamasının” sonlandırılması için 21 Kasım Perşembe günü ortak kanun teklifi sundu. Son 10 yıl içinde toplamda 147 belediyeye kayyum atanırken, bu uygulamaların gerekçeleri ağırlıklı olarak “terörle iltisak veya terör örgütlerine destek verme” suçlamaları oldu. 

Koçyiğit, kayyuma yasal dayanak yapıldığını ileri sürerek Belediye Kanununun değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Olağanüstü Hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnamesiyle (KHK) kanuna eklenen maddenin çıkarılması gerektiğini savunan Koçyiğit, şunları söyledi:

“Bunu yapmak kayyum atamaya dayanak oluşturan yasal argümanı AKP’nin elinden almış olmak anlamına geliyor. O yüzden herkesin bu konuda söz söylemesi ve AKP’nin daha fazla hukuksuzluk yapmasının önüne set çekmesi gerekiyor. Bunu yapmadığımız sürece ülkenin dört bir yanına kayyum atayabilecek, kendisini yaşatmak için her yerde hukuksuzluk yapabilecek bir iktidar gerçeği var. Bizim açımızdan birlikte mücadele edip birlikte demokrasiyi savunmaktan başka bir seçenek yok.”

TBB, siyasi partilere kanun teklifi için metin gönderdi

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine atanan kayyumların ardından Ankara kayyuma yönelik bir toplantı yaptı. Daha sonrasında ise randevu talebini kabul eden siyasi partilerle Belediye Kanununun da değişiklik yapılmasına ilişkin TBMM’de çalışma yapılması önerisini görüştü. 

TBB’nin Meclis’teki siyasi partilere kaldırılması gereken maddeyle ilgili kanun teklifi metni ilettiğini belirten Koçyiğit, “Biz de o teklif metnini inceledik. Ama o teklif metnini değil bütün partilerin ortaklaştığı bir teklif metnini sunduk” dedi. 

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kayyumlara ilişkin “Savcının şu an soruşturma ve kovuşturması olmayan bir sürü DEM’li belediyeler var. Biz hukuk devletiyiz, 1408 belediyemizin sandıkla gelip, sandıkla gitmesini savunuyoruz” dedi. Bakan Yerlikaya’nın cevabını “Trajikomik” olarak nitelendiren Koçyiğit, kovuşturma ve soruşturmaların talimatlı olduğunu çok iyi bildiklerini söyledi.

Koçyiğit, AKP’nin yerel teşkilatlarının “kayyum atansın” diye Bakanlık ile diplomasi yaptıklarını öne sürerek “Bakanlığa gelip ziyaret edip ‘kayyum atayın’ baskısı uyguladıklarını da çok iyi biliyoruz. Bu anlamıyla burada büyük bir rant var, büyük bir talan var” dedi.

“Kürt meselesinin muhatabı iktidardır”

Muhalefetin “Yine AKP ile bir araya gelecekler” eleştirilerine yönelik Koçyiğit, bunun haksız bir değerlendirme olduğunu söyledi. Koçyiğit, “Biz AKP ile ne zaman ittifak yapmışız?” diye sorarak “Önce herkesin bu sorulara cevap vermesi gerekiyor. Sonuçta 100 yıllık bir sorun var. Bu sorunun çözülmesi için tabii ki iktidarla konuşulur. Hükümet bu konuda sorunun çözümüne muhataptır” diye konuştu.

“Kürt sorunu demokratik ve barışçıl bir şekilde çözülsün, gerekirse günün sonunda DEM Parti olmasın”

“Bu kadar ucuz bir değerlendirmeyi kabul etmiyoruz” diyen Koçyiğit, bu değerlendirmeyi yapanların önce kendi durduğu yeri iyi tarif etmesi gerektiğinin altını çizdi. Koçyiğit, Kürt meselesinin iktidarsız çözümünün olamayacağını belirtti:

“Bunu söyleyenlerin Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için nasıl bir formülleri var? Mesela hükümet olmadan da çözülebilir mi bu sorun? Bunu sormaları gerekiyor. ‘Bir beş yıl daha bekleyelim. AKP belki gider o zaman konuşuruz. Beş yıl daha Kürtler acı çekmeye devam etsin’ demek büyük bir haksızlık değil mi? Bu hakkı kendilerinde nasıl görüyorlar? Kürt sorunu demokratik barışçıl bir şekilde çözülsün gerekirse günün sonunda DEM Parti olmasın. Sorun değil. Biz toplumdan, halktan, halkın sorununun çözülmesinden yana meseleye bakıyoruz. Bizim önceliğimiz sorunun çözülmesi ve halkımız. Bu meseleye dar, kişisel ya da partisel çıkarları esas alarak gündelik siyasete hapsolan bir yerden asla bakmıyoruz. Bundan sonra da bakmayız.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.