Teknoloji üretim araçlarını değiştirir, yeni teknoloji yeni bir iktisadi düzenin kurulmasına yol açar, bu düzen de toplumları biçimlendirir.
Bu biçimlenmenin hızı, üretim araçlarının hızına denktir.
Bilgi, sinyal, görüntü vs. üretilen her şeyi toplasanız, Tunç Devri’nin bin senesi ile bugünün birkaç senesinin aşağı yukarı birbirine eşit olduğunu görürsünüz.
Feodalizm tüccar denen yeni bir sınıf ortaya çıkarmıştı.
Bu sınıf çok güçlendiğinde, 1789’da, aristokrasiyle ruhbanın iktidarını alaşağı etti.
Buharın hayatımıza girişi
Ulus-devletler bu dönüşümün sonucu olarak dünya haritasını değiştirmeye başladı.
Buharın üretimde kullanılmasının aynı döneme denk düşmesi tesadüf değil.
Buhar demek, öncelikle ulaşım demekti, yani yeni pazarlara erişme imkânı.
Bu da üretimi artırdıkça daha büyük servetler edinebilmek anlamına geliyordu.
Böylece, üretim, dokuma tezgâhlarından çıktı, eve iş verilmesi yine bu dönemin gelişmelerindendir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Çalışma süresi uzamış, üretim artmıştı.
Birçok kişinin bir arada belli bir düzende çalışması fikri de bu günlerde ortaya çıktı ve ilk fabrikalar kuruldu.
Sermaye birikimi yatırımı teşvik ediyor, icatlar sayesinde bir mesai sorunu olmayan ve maaş istemeyen âletlerle makineler insan gücünün yerini almaya başlıyordu.
Makinelerin parçalanması…
Ned Ludd adında biri, işini kaybetme korkusuyla makineleri parçalamaya karar verdiğinde yanında binlerce işçi bulmuştu.
İnsanların yapageldiği işleri makineler devralırsa aç kalacaklarını düşünen işçiler daha sonra Luddite denecek bir akım başlattıklarını henüz bilmiyorlardı.
Teknolojik gelişmeler bir yönüyle bilinen meslekleri ortadan kaldırıp işsizliği artırsa da çok sayıda yeni meslek de çıkmıştı.
Bugünkü işçi hakları, günde 14 saat çalışılmasının olağan kabul edildiği, çocuk işçiliğinin üretimde ciddi yer tuttuğu bir düzende neredeyse hayal dahi edilemezdi.
Aradan aşağı yukarı iki yüzyıl geçti ve yapay zekâ çağına girdik.
Sadece şu beş-on senede hayatımızdan nelerin çıktığını düşünün…
Mütercim-tercümanlık denen mesleğin muhtemelen son neslini görüyoruz, çok kısa bir süre içinde hiçbir üniversitede böyle bir bölüm kalmayacak.
Çeşitli programlar günbegün çeviri konusunda kusursuzluğa erişiyor.
Dolmakalemin piyasada ne kadar yeri var?
Tabii ki bunun fabrikasyon olduğunu, iyi bir çevirmenin her zaman değer göreceğini, el emeğinin yerinin ayrı olacağını biliyor ve kabul ediyorum, ama ben kitlesel üretimi baz alalım istiyorum; bugün hâlâ çok iyi dolmakalemler üretiliyor ama kalem piyasasında ne kadar yeri var?
Mesela benim bir daktilom var ve roman yazarken daktilonun başına geçiyorum, bittiğinde daktilo şeridi bulmaya çalışıyorum, ama kaç yazı daktiloyla yazılıyor?
Eğer telefonunuzda internet varsa dünyanın en ıssız yerinde bile kaybolmazsınız; insanlık tarihi boyunca kayboldu ama “kaybolmak” artık tarihe karışıyor.
Bahçıvanlık çok önemli bir meslekti ama hangi bitkinin o an neye ihtiyacı olduğunu, neyi nasıl yaparsanız nasıl bir sonuç elde edeceğinizi bir tuşa basarak öğrenebiliyorsunuz.
Bir odayı tasarlamak mı istiyorsunuz, bunun için bir mimara ihtiyacınız yok, sizin için sayısız örnek üretmeye hazır uygulamalar mevcut.
Farkındaysanız, teknoloji savaşları bile değişti, en büyük yatırım insansız hava araçlarına yapılıyor.
Dünyanın en prestijli tenis turnuvası olan Wimbledon’da 147 senedir görev yapan çizgi hakemleri 2025 senesi itibariyle işsiz kalacaklar çünkü yerlerini yapay zekâ aldı.
Çeşitli mesajlaşma uygulamaları dil bilme sorununu tamamen ortadan kaldırdı, meşhur Temel fıkralarını düşünün, bir İngiliz, bir Alman, bir Fransız, bir de bizim Temel kendi dillerinde yazışarak anlaşabilirler zira bütün mesajları ânında istedikleri dilde görebilirler.
Yolculukta okunacak çok değil şöyle altmış sayfa kadar, içinde Marilyn Monroe ile James Bond’un yer aldığı bir kitap mı istiyorsunuz, talimat verin âlet size istediğiniz türde hemen yazsın.
İsterseniz filmini çeksin.
Mesleklerin yapay zekâ ile uyumlu hale gelmesi…
Bildiğimiz bütün mesleklerin ya biteceği ya da yapay zekâyla uyumlu hale gelerek varlığını sürdürebileceği bir dönemin ilk ışıklarını görüyoruz.
Üretim ilişkilerinin değişmesi kaçınılmaz olarak yeni bir toplumsal düzen kurulmasını gerektirecektir.
Bütün mesleklerin kaybolmaya başlaması Neo-Luddite hareketini de doğuracaktır ama geçen seferden farklı olarak bu kez üretimi tamamen robotlar yapabilir bu sayede insanın temel ihtiyaçları karşılanabilir, insanın temel ihtiyaçlarını karşılaması için tarihte ilk kez çalışmaya ihtiyacı kalmayabilir.
21. yüzyıl, bu belirsizlikler çözüldükçe şekillenecektir.