Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin acısı aradan geçen iki yıla rağmen hâlâ hissediliyor. Depremin olduğu gece, ikiz kardeşi Ayhan Sapdüzen’i, onun eşi ve iki oğlunu, bir de ablasının iki çocuğunu kaybeden Mustafa Sapdüzen, yüreğindeki tarifsiz sızıyla hayata tutunmak için İkizler Çayevi’ni açtı. Ancak burası sıradan bir çay ocağı değil…
İkizler Çayevi’nin duvarlarında depremde hayatını kaybeden tam 264 kişinin fotoğrafı asılı. Her biri bir hikâye, her biri yarım kalmış bir hayat… Yaklaşık 16 aydır faaliyet gösteren çayevinde, sadece çay servisi yapılmıyor; burada acılar paylaşılıyor, kaybedilenler anılıyor.
Zamanla buraya gelenler, kendi kaybettiklerinin fotoğraflarını da getirip duvara asmaya başladı. Mustafa Sapdüzen’in özenle yerleştirdiği bu fotoğraflar, çayevini adeta bir anıta, bir yas evine dönüştürdü. Sapdüzen, gözleri dolarak yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Depremde diğer yarımı kaybettim. İkiz kardeşim, eşi, çocukları… Hayatımın yarısı o enkazın altında kaldı. Bir de ablamın 2 çocuğunu depremde kaybettim. Şimdi onların fotoğraflarıyla acımı hafifletmeye çalışıyorum ama olmuyor. Gelenler de benim gibi, her biri bir kayıp vermiş, her biri hüzünlü. Burası bizim için bir buluşma noktası oldu. İnsanlar ‘Biz de resim getirebilir miyiz?’ diye sorduğunda ‘hayır’ diyemedim. Duvarlarda yer kalmadı ama gelen fotoğrafları biriktiriyorum. Günün birinde daha büyük bir çayevim olursa, hepsini asacağım.”
“Deprem her eve bir ateş düşürdü”
İkizler Çayevi’nin müdavimleri de buraya sadece bir çay içmek için değil, acılarını paylaşmak, kaybettikleriyle birlikte bir an olsun zaman geçirmek için geliyor.
Bir müşteri duygularını şöyle dile getiriyor:
“Deprem her eve bir ateş düşürdü. Hepimizin kayıpları var ama burada oturduğumuzda, bizim gibi hüzünlü insanları görüyoruz. Onların hikâyelerini dinleyip çayımızı içiyoruz. Burada hüzün var ama aynı zamanda yalnız olmadığımızı bilmenin tesellisi de var.”