Yunanistan’ın Santorini Adası, bir haftadır art arda gelen depremlerle sarsılıyor. Ege Denizi’ndeki depremler, Ege’nin iki yakasında da endişe yaratmaya devam ediyor. Kandilli Deprem Araştırma Enstitüsü, Ege’deki depremlere ilişkin paylaştığı bilgilendirme notunda, “Yıkıcı depremlere neden olabilir” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme merkezi, Ege’de Santorini adası yakınlarında son günlerde yaşanan depremlerle ilgili bir değerlendirme paylaştı.
Değerlendirmede, Santorini ve çevresindeki Hellenik Dalma-Batma Zonu’nun, yoğun volkanik aktivite, deprem riski ve tektonik gerilmeler ile karakterize edilen karmaşık bir jeolojik bölge olduğu vurgulandı. Büyük tsunami ve hasara yol açan 7,7-7,8 büyüklüğündeki 1956 Amorgos Depremi anımsatıldı.
- Santorini sokakları günlerdir devam eden depremlerin ardından bomboş: “Herkes diken üstünde”
- Santorini’de panik dinmedi: Depremler ne kadar sürecek?
“Yıkıcı deprem, patlamalar olabilir”
Bölgede görülen sismik hareketlilik ve magma dinamiklerinin geçmişte yaşanan büyük patlamalar ve depremlerle doğrudan ilişkili olduğu belirtilen açıklamada, “Santorini-Amorgos fay hattı, büyük yıkıcı depremlere neden olabilecek potansiyele sahiptir. Kolumbo Denizaltı Volkanı ve Santorini’deki magma sistemleri, aktif hidrotermal süreçlerle desteklenmektedir ve yeni patlamalar için risk taşımaktadır” denildi.
Açıklamanın devamı şöyle:
“Gelecekte, hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığı yüksek olduğundan, bu bölge çok disiplinli bir izleme sistemi ile sürekli gözlemlenmelidir. Deprem ve volkanik tehlikelerin önceden tahmin edilebilmesi için daha fazla jeofizik, jeokimyasal ve jeodezik araştırmalara ihtiyaç vardır. Özellikle Kolumbo ve Santorini’de denizaltı volkanizması ve hidrotermal aktivitelerin yakından takip edilmesi, bölgedeki yerleşim alanları için kritik bir güvenlik önlemi olacaktır.”
“Tsunamiye karşı gerekli önlemler alınmalı”
Santorini ve çevresindeki diğer aktif fay hatlarının ve/veya bölgede tetiklenebilecek bir heyelanın ile tsunami yaratma potansiyelini barındırdığını hatırlatılan açıklamada, “Bölgedeki deprem aktivitesi ve deniz seviyesi değişiklikleri sürekli olarak izlenmektedir. Bölgede meydana gelebilecek deprem, heyelan vb. kaynaklarla tetiklenebilecek tsunamiye karşı gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır” denildi.
(ANKA)