Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, Kürt meselesinin çözümü için yürütülen süreç devam ederken, atanan kayyumları değerlendirdi. Bucak, “Bu zorlu yolda çelişkiler de açığa çıkacak, daha derin çelişkiler açığa çıkacak. Kolay olmayacak bu süreç. Yani bu süreçte yanlış adımlar da belki atılacak” dedi. Bucak’la Medyascope Diyasrbakır Temsilcisi Ferit Aslan konuştu.
DEM Partinin 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde kazandığı Van Büyükşehir Belediyesine bugün kayyum atandı. Diğer taraftan Devlet-Öcalan-DEM Parti heyeti arasında Kürt meselesinin çözümüne dair yürütülen süreç devam ediyor. 100 yıllık Kürt meselesinin çözümüne dair adımlar atılıp tarihi açıklama beklenirken, diğer yandan DEM Partili belediyelere kayyum atanması kimi çevreler tarafından çelişki olarak görülüyor.
“Zorlu bir süreç, çelişkiler de ortaya çıkacak”
Medyascope’a konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, bir taraftan çözüm ile ilgili yürütülen süreci, diğer yandan kayyum atamalarını değerlendirdi. Bucak, bunun büyük bir çelişki olduğunu, ancak zorlu bir coğrafyada yaşadığımızı hatırlatarak, “100 yıllık Kürt sorunu, 100 yıldır çözülemeyen bir sorun. Çözülmeye niyet ettiğin takdirde, niyet ettiğin zaman dahi önünde tabii ki bir sürü engellerin çıkabileceği, zorlu bir sürecin de aynı zamanda başladığı anlamına gelir değil mi? Dolayısıyla bu zorlu yolda çelişkiler de açığa çıkacak, daha derin çelişkiler açığa çıkacak.
Kolay olmayacak bu süreç. Yani bu süreçte yanlış adımlar da belki atılacak. Önemli olan sabırlı olmak, dirayetli olmak, sürdürebilmek. Ama asıl önemlisi, bu yüz yıllık meseleyi çözmek için gerçekten mevcut iktidarın ve aynı zamanda parlamentodaki muhalif partilerin, muhalefetin, aynı zamanda parlamentoda temsil edilmese bile bir siyasi parti olarak varlık gösteren herkesin aslında ‘evet bu yüzyıllık sorun çözülecekse nasıl çözülmeli’ diye bir yol haritası, bir metodoloji çıkartması ve taşları iyi örmesi. Yani iyi kurgulamadığınız bir şey, öylesine ‘kervan yolda dizilir’ diye kuracağınız bir şey olmayacak, zor bir süreç, ağır bir konu” dedi.
“Türkiye’de süreç devam ederken sancılar yaşanabilir”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Bucak, 2013-15’te yürütülen çözüm sürecini hatırlatarak, “Belki iyi hazırlık yapılmadığı için, belki yasal zeminlere doğru düzgün oturtulamadığı için, hukuki bir zemine oturtulamadığı için, katılımcılık işletilemediği için akamete uğradı. Farklı gerekçeleri de olmuş olabilir. Önemli olan oralardan ders çıkarmak. Ardından 11 yıl geçti, işte bu sürecin zorlu bir 11 yılı geçti, baskılı bir 11 yıl geçti. Dolayısıyla o da kolay olmayacak” dedi.
“Baskı sürecinden birden bire demokratikleşme iklimine geçemeyiz”
Bucak, “Yani bu kadar baskı sürecinden, baskı ikliminden birdenbire hop diye biz demokratikleşme iklimine tabii ki geçemeyiz. Geçerken sancılar olacak. O sancılardan biri de belki bu kayyum atamalarının sürüyor olması diyelim. Ama kabul edilir bir şey değil. Elbette kabul edilir bir şey değil. Yani yerelin demokrasisinin, yerelin seçme ve seçilme hakkının bu kadar yerlerde sürünmesi, bu kadar öncelikli hedefin yerel yönetimler, belediyeler olması tabii ki kaygı uyandırıyor, kuşku uyandırıyor, rahatsızlık veriyor, toplum açısından da çok rahatsız edici” diye konuştu.
“Kayyum kaygısı taşımıyoruz, kayyum atayanlar taşımalı o kaygıyı”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, kendilerinin kayyum atama kaygısı yaşayıp yaşamadığı ile ilgili soru üzerine ise, “Şöyle söyleyeyim: Kayyum bizim çalışırken kaygımız değil. Çalışırken bu kentte hizmet üretmeye çalışırken bizim kaygımız değil. Aksine biz daha çok projelerimize çalışıyoruz. Daha çok somutlaştırmaya çalışıyoruz. Elimizden geleni daha fazlasını yapmaya gayret gösteriyoruz. Yani ben diyemem ki burada bir arkadaşımızın motivasyonu bozuluyor ve işini yapmıyor. Öyle bir şey yok. O kaygıyı bence kayyum atayanlar taşımalı, o kaygı bizde yok” diye konuştu.
“Kayyum politikasının sonucu ortada, kaygıyı hükümet taşımalıdır”
Eş Başkan Bucak, Türkiye’nin belediye siyasetinde, yerel yönetim politikasında kayyumun yerinin olmadığını da ifade ederek, “Bunun yeri olmamalı, bu halklara yapılmış bir zulümdür, seçme seçilme hakkına yapılmış bir darbedir. Bir anlayışı artık oturtmazsak, bu tartışmaların sonunda sistem de bunu kabul edip ‘evet’ deyip vazgeçmediği takdirde bu her zaman asıl hükümetin, iktidarın ayağına dolanan bir şey olacak. Diyelim ki hepsine birden atadı, ne olacak? Bu 8 yıllık kayyum sürecinde demokrasi daha fazla ayaklar altına alındı, hak ve özgürlükler daha fazla ayaklar altına alındı. Sonuçta seçim sandığında halk daha fazla DEM Partiye oy verdi. Şimdi bu ortadayken, bu hesap, matematik ortadayken, bizim toplumumuz kayyumlu bir yönetimden git gide uzaklaşırken, adımını bile buralara atamazken, sivil toplum atamazken, kent dinamikleri buralara adım atamazken, biz nasıl bir kent yönetiminden konuşabiliriz? Bunun sonucu da sandıkta görülüyor. Dolayısıyla bu kaygıyı hükümet taşımalı. Çok büyük bir kaygı onlar için bence” dedi.