Almanya’nın Anayasayı Koruma Teşkilatı, 2 Mayıs itibarıyla Almanya için Alternatif (AfD) partisini “aşırı sağcı bir yapı” olarak tanımladığını açıkladı. Kararın üç yıllık izleme ve bin 100 sayfalık raporun ardından alındığı belirtildi.
Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), Almanya için Alternatif (AfD) partisini “kesin olarak aşırı sağcı bir yapı” şeklinde sınıflandırdığını duyurdu. Kurumun açıklamasında, “AfD’nin etnik köken temelli halk anlayışı, anayasal düzene açık bir tehdit oluşturuyor. Bu anlayış insan onurunu sistematik olarak ihlal ediyor” ifadelerine yer verildi. BfV, partinin yalnızca bir “şüpheli vaka” olmaktan çıktığını ve artık sistematik biçimde anayasal düzene karşı faaliyet yürüttüğünü tespit ettiklerini bildirdi.
Teşkilat, kararın üç yılı aşkın süredir süren izleme faaliyetlerinin, parti yöneticilerinin kamuya açık beyanlarının ve aşırı sağcı yapılarla bağlantılarının değerlendirildiği bin 100 sayfalık kapsamlı bir rapora dayandığını vurguladı.
Kararın gerekçesi ne?
BfV, partinin özellikle Müslüman göçmen kökenli vatandaşları “Alman halkı” tanımına dahil etmediğine, bunun da “eşit yurttaşlığı reddeden ve dışlayıcı” bir ideolojik çerçeveye işaret ettiğine dikkat çekti. Açıklamada, “AfD temsilcilerinin sistematik biçimde kullandığı ‘bıçaklı göçmenler’ gibi ifadeler, belirli grupları şiddetle özdeşleştiren nefret söylemleri içeriyor” denildi.
Teşkilat başkan yardımcıları Sinan Selen ve Silke Willems, “AfD’nin temsilcilerinin açıklamaları ve parti içindeki gelişmeler, anayasal düzenin temel ilkelerine açık bir tehdit oluşturuyor” dedi.
“İnsan onuru ilkesine aykırı”
İçişleri Bakanı Nancy Faeser, kararın “bağımsız bir kurumun, siyasal etkiden arınmış şekilde hazırladığı kapsamlı bir çalışmanın ürünü” olduğunu belirtti. Faeser, “AfD artık açıkça anayasal düzene karşı faaliyet gösteren bir parti olarak belgelenmiştir. Bu, Anayasa’nın 1. maddesindeki insan onuru ilkesine açıkça aykırıdır” açıklamasında bulundu.
AfD nasıl yanıt verdi?
AfD Genel Başkan Yardımcısı Stephan Brandner, kararı “tamamen saçmalık” olarak nitelendirdi.
Brandner, “Talimatla hareket eden BfV’nin bu kararı, hukuk ve yasayla hiçbir ilgisi olmayan, kartelleşmiş partilerin yürüttüğü siyasi mücadelenin bir parçasıdır” dedi. Parti eş başkanları Alice Weidel ve Tino Chrupalla ise kararın “açıkça siyasi saiklerle alındığını” savunarak, bunun Alman demokrasisi için “ağır bir darbe” olduğunu öne sürdü.
AfD’nin seçim başarısı ve gelecek planları neler?
23 Şubat’ta yapılan erken seçimlerde yüzde 20,8 oy oranıyla parlamentoda 152 sandalye kazanan AfD, Almanya’nın ikinci büyük partisi hâline geldi.
Parti yöneticileri, seçim zaferinden sonra diğer partilerle aralarındaki “ateş duvarının” kaldırılması gerektiğini savundu. Chrupalla, “Ateş duvarı örenler arkasında yanar” sözleriyle bu engellere tepki gösterdi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
BfV’nin aldığı karar, partinin daha yoğun biçimde istihbarat takibine alınmasının önünü açarken, AfD’nin yasaklanması tartışmalarını da yeniden alevlendirdi. SPD’nin Genel Başkan Yardımcısı Serpil Midyatli, “Artık siyah beyaz oldu, herkesin bildiği resmîleşti. Yasak süreci başlatılmalı” dedi.