Bilgehan Uçak yazdı: Trafik cezaları ve vergi bilinci

Farkındaysanız, bayram öncesi otoyolların yapay zekâ destekli radar sistemleri ile donatılması epey bir öfke çekti.

İnsanlar bulabildikleri her yerden şikâyetlerini dillendirdiler.

Muhalefet de duruma kayıtsız kalamadı ve pek çok partiden yeni radar sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğine dair tepkiler geldi.

İçişleri Bakanı’nın “her 30 kilometrede bir radar var” açıklaması, bir anda “devlet, ilave gelir elde etmek için vatandaşına tuzak kuruyor” gibi bir tartışma doğurdu.

İktidara yakın kişi ve kuruluşlar da bu sistemin “abartılı” olduğu konusunda açıklamalar yaptı.

Bana göre “Padişah’ın yasağı üç gün sürer” fehvasından da bildiğimiz üzere, bu sistemin kısa bir süre sonra bugünkü haline nazaran epey gevşetilecektir.

Şimdi bu yeni radar sisteminin ilk mağduru olanlar yüklü birer cezayla karşılaşınca korku duvarının da derhal yıkıldığını gördük.

Demek ki, haksızlığa karşı ses çıkarabilmek bu kadar kolaymış.

Oysa, aynı insanların, hukuksuzluklara, israfa ve yolsuzluğa böylesine içten ve güçlü bir ses çıkardığını görmemiştik.

Vergi bilinci

Bu da beni yeniden “vergi bilinci” kavramını düşünmeye sevk etti.

Türkiye vergi toplama becerisi çok düşük bir ülke.

Toplanan verginin üçte ikisinin dolaylı vergilerden elde edildiğini düşündüğünüzde durumun vahameti iyice belirgin hale gelir.

Dolaylı vergi, toplumun en zenginiyle en yoksulunu eşitlediği için büyük bir haksızlıktır.

Etrafımızda “vergi beyannamesi” dolduran muhtemelen kimse yoktur.

Taksiciler, bakıcılar, özel muayenehane sahipleri gibi bazı meslek gruplarının vergi ödememesi ise kanıksanmıştır.

Büyük şirketlerin de gereken miktarın çok altında bir vergi ödediğini biliyoruz, “vergi harcaması” denen kalem genellikle bu şirketlerin vergi ödememesi için kullanılır.

Böyle olunca bütün yükü çalışan kesim üstleniyor.

Vergi, maaş ödenirken kaynağında kesilip tahsil edildiği için kimse “brüt maaşının” peşine düşmüyor, herkes hesabını “net maaş” üzerinden yapıyor.

Maaştan vergi olarak alınan para cebe hiç girmediği için kolaylıkla yok farz ediliyor.

O zaman da kimse o paranın hesabını sormuyor.

“Devletin parası” diye bir laf ediliyor mesela, ama radar kurulduğu için öfkelenen insanlardan “devletin parası olmaz, devlet o parayı çalışmış da mı kazanmış, o para benim param ve bana hesabını kuruşu kuruşuna vermek zorundasınız” diye bir talep gelmiyor.

“Vergi bilinci” dediğim bu.

Devlet, doğalgazı ve akaryakıtı sübvanse edip insanların cebinden daha az para çıkmasını sağlıyormuş mesela.

Bunu övünerek söylüyorlar.

İyi de, devlete o parayı kim verdi, diye soran yok.

Bir başka örnek vereyim; TÜİK, enflasyonu ölçmekte kullandığı kalemleri açıklamıyor.

Açığı kim kapatıyor?

TÜİK’te çalışan memurların maaşını kim ödüyor?

Tarımı güçlendirmek ve çiftçiyi desteklemek için kurulmuş bir devlet bankası, hiç alakası olmayan bir iş için bir holding patronuna karşılıksız dev bir kredi veriyor ve geri ödenmediği halde bunu mesele etmiyor.

Peki, bu açığı kim kapatıyor, bu zarar kimin parasıyla karşılanıyor?

Bütün gelirini vergilerden sağlayan bir kurum, “ticari sır” diyerek parayı nereye harcadığını gizlemeye çalıştığında, pahalı bir projedeki yanılma payı yüzde 99 çıktığında veya bir belediye, zararına yemek satan bir lokanta zinciri kurduğunda “benim paramın hesabını bana vermek zorundasın!” dendiğini ne yazık ki duymuyoruz.

Devletin parası yoktur.

Belediyenin parası yoktur.

O para herkesindir.

Vatandaş parasının hesabını kararlılıkla sorduğunda, o parayı yönetmesi için görevlendirilenlerin kendilerine çekidüzen vermeleri kaçınılmazdır.

Maalesef, “vergi bilincinin” oluşması için her şeyden önce paranın cebe girmesi ve oradan çıkması gerekiyor.

Bu yeni radar sistemi ve trafik cezaları böyle bir bilinçlenmenin fişeğini ateşleyebilirse devletin yaptığı en muhteşem proje olarak tarihe geçer.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.