Gazeteci Fatih Altaylı’nın 1997’de Lübnan’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı röportajın 2. bölümünü yayınlıyoruz. Terörle Mücadele Kanunu’nun 8. ve 30. maddeleri nedeniyle o dönem yayınlanmayan görüşmenin bu bölümünde Öcalan, dönemin iktidarının Kürt meselesine bakışını kendi perspektifinden anlatıyor, PKK’nın nasıl para bulduğunu açıklıyor, esir alınan askerlere değiniyor, Susurluk döneminde atıfta bulunmaya devam ediyor. Öcalan, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’dan da bahsediyor.
Öcalan’a suikast girişimi
Abdullah Öcalan röportajın bu bölümünde kendisine yönelik suikast girişimden bahsediyor. Bu konuda dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ı eleştiriyor, emrini verip vermediğini açıklamasını istiyor. Mesut Yılmaz 2020’de hayatını kaybetmişti:
“Mesut Yılmaz’la mektup olayı oldu. Mesut Yılmaz Iğdır’da ‘Kürt meselesini çözeceğiz’ diyordu, ama suikast olurken ellerini ovuşturuyordu. Sanıyorum beklentisi vardı. Çetelerin işiyse açıklaması lazım. Madem çeteleri açıyor, kendi başbakanlığında çok ciddi bir suikast oldu. Bunun emrini verip vermediğini açıklaması lazım. Abdullah Çatlı adı geçiyor. 500 milyar kayıp biliyorsunuz. Tansu Çiller ‘Kayıp 500 milyarı açıklarsam savaş çıkar’ diyordu.”
PKK’nın gelirleri, uyuşturucu ticareti
Öcalan röportajda PKK’nın uyuşturucu ticaretini yapmadığını iddia ediyor, PKK’nın yılda 100 milyon dolar gelir elde ettiğini anlatıyor:
“PKK’de bir tek kişi uyuşturucudan yakalansın, her türlü hakareti kabul etmeye hazırım. Kesinlikle yabancı devlet desteğimiz yok. Suriyelilerle en ufak ekonomik ilişkimiz yok. Yıllık harcamamız 100 milyon dolar kadar. PKK’nin 10 yıllık bütçesi cebimizde. Bağış kanallarımız açık. PKK fedai bir harekettir.”
Tansu Çiller’in “Örgütün maddi kanallarını kestik” sözü hakkında da Öcalan, “Öyle bir şey yok. Parayı çok sevdiklerini biliyorum, Çiller ve kocası gelsin bir çuval para vereyim onlara” diyor. Fatih Altaylı ise “Kabul etme ihtimali var” diyerek gülüyor.

Rehin askerler meselesi
Abdullah Öcalan bu videoda 1995 Şemdinli baskınına da değiniyor. PKK saldırısında 13 asker şehit olmuş, 8 asker de kaçırılmıştı. Askerler bir yıl sonra, 1996’da, dönemin Refah Partisi Milletvekili Fethullah Erbaş’ın girişimleriyle serbest bırakılmıştı. Şöyle diyor Öcalan:
“Rehin askerler konusunda Fethullah Erbaş’ın girişimleri vardı, başka girişimler de var. Aç kaldık, susuz kaldık fakat bu Anadolu çocuklarına tek fiske vurmadık. Bunu bir siyasi diyalog sürecine çevirmek için bilinçli olarak uzattım. Türk halkı bunu böyle anlayabilmeli. Birkaç askeri bıraktık, insan hakları gününe denk getirdik. Basın huzurunda halkın kardeşlik talebini göstermek istedik. Son yılların en acı sahnesi, o ana ile o askerin kucaklaşmasıdır. Bu çok önemli. Yürekleri paramparça gittiler. PKK’nin asker vurma gibi bir sorunu yok. Biz çok doğal, insani, demokratik talepler peşindeyiz. Biz bunun yolunun açılmasını istiyoruz.”
Öcalan’ın dönemin siyasetçilerine eleştirileri
Öcalan Fatih Altaylı’ya Kürt sorununun nasıl çözülmesi gerektiği konusundaki düşüncelerini de aktarıyor. Bunu yaparken PKK’nın eylemlerini savunuyor, dönemin siyasetçilerini eleştiriyor. İşte söyledikleri:
“Günümüz sorunları ‘yok etme’ ile çözülür mü? Benim durumumu bir şans olarak değerlendirilmeli. Siyasi sorunları çözebilecek durumdayım. Bu Kürt işlerini geliştirirken, Türk işlerine daha sağlam el atmak için yaptım. Biz çok doğal insani, demokratik talepler peşindeyiz. İnsanın dili elinden alındı mı haysiyeti, namusu, her şeyi elinden alınır. Çocukken ‘Türk doğsaydım’ diyordum. Böyle anılarımı hatırlıyorum. Bu çok alçaltıcıydı, aydınlanınca gördüm. Kendimi inkar etmek beni küçük düşürür. Türkiye’de halk siyasilerin hiçbir sorunlarını çözmediğini söylüyor. Çok ciddi ve halisane niyetimle söylüyorum, geniş bir uzlaşı büyük kazandırabilir. Erbakan’ı biraz beklemek lazım. Bazı girişimleri var gibime geliyor. Bugünlerde açığa çıkabilir. Bazı sondajlar yapacağım. Sonra bir basın toplantısı ile gerçek niyetini ortaya çıkarmasını isteyeceğim.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
![]()
Abdullah Öcalan röportajda öğrencilik yıllarını da anlatıyor. Videoda şöyle diyor:
“Ankara Siyasal’da çok başarılıydım. Siyasal’da Mehmet Ağar gibi 10 tanesini cebimden çıkarırdım. Siyasal’ın tüm hocaları beni tanır.”
Röportaj nasıl gerçekleşti?
PKK’nın haziranda yayına aldığı Özgür Düşünceler adlı internet sitesinde, Fatih Altaylı’nın 1997’de Abdullah Öcalan ile yaptığı röportajın ilk bölümü yayınlandı. O dönem Kanal D’de çalışan Altaylı, 5 Eylül 2023’te katıldığı Flu TV programında bu röportajın ayrıntılarını anlatmıştı. PKK mensupları ekibi Lübnan’ın Bar Elias kentindeki bir eve götürmüş, ardından camları kapalı bir araçla başka bir yere nakletmişti.
Kahverengi Mercedes 500S ve 200E marka iki araçla Öcalan ve beraberindekiler geldikten sonra röportaj gerçekleşti. Sabah erken saatte başlayan görüşme uzun sürdü ve masada 7-8 kişi yer aldı. Öcalan, Altaylı’nın hükümetle temas sorusuna “Direkt temasım yok ama Erbakan Hoca bana temsilciler yolladı, görüştük” yanıtını verdi.
Altaylı, İlker Canikligil’e görüşmenin neden yayınlanmadığını şöyle açıkladı: “Terörle Mücadele Kanunu’nun 8. ve 30. maddelerinden dolayı eğer yayınlansaydı kanal kapatılacaktı.”
Röportajın ilk bölümüne dair haberimiz buradan okuyabilirsiniz.








