Dünyada yerleşik bireyselliğin tekrar sahiplenilmesini savunan ve aynı zamanda motosiklet tamircisi olan Amerikalı filozof Matthew B. Crawford ile ünlü Fransız gazete Liberation’ın yaptığı yaptığı söyleşi modern hayat tartışmasına yeni bir boyut katıyor. 8 Mart 2016’da Guillaume Gendron imzasıyla yayınlanan ve orijinalini bu linkten okuyabileceğiniz bu söyleşiyi Türkçe’ye Haldun Bayrı çevirdi.
Filozof ve motosiklet tamircisi
“Dalgınlık çağı”na girişimizle, Amerikalı filozof Matthew B. Crawford, dünyaya yeniden daha iyi gelmek amacıyla, gerçekliğe yerleşik bireyselliğin tekrar sahiplenilmesini savunuyor.
Paris’te üç yıldızlı bir otelde, makine yağı kokusundan uzakta buluşuyoruz. Sinekkaydı tıraşlı, Lance Armstrong’u andıran havasıyla Matthew B. Crawford, ancak ABD’de görebileceğiniz türden bir put kırıcı: Hem filozof (Virginia Üniversitesi’nde öğretim üyesi), hem de motosiklet tamircisi (Richmond’daki garajında). El emeğine iade-i itibar eyleyen ve sürpriz olarak ABD’de best-seller listelerine giren (150 bin satan) kitabı Shop Class as Soulcraft: An Inquiry Into the Value of Work (Penguin Press, 2009), yeryüzünün her tarafından çağrılan bir konferansçı haline getirmiş onu. Sonuç: Elli yaşındaki deneme yazarımız dünyanın dört bir yanında, her türden reklam bombardımanı altındaki havaalanlarında çok zaman geçirmiş.
Matthew B. Crawford, filozof ve motosiklet tamircisi, Richmond, A.B.D. (Foto: Adam Ewing)
Buradan yeni bir düşüncenin çıkış noktasını yakalamış; “dalgınlık çağı”ndaki “dikkat bunalımı” diye adlandırıyor bunu.The World Beyond Your Head: On Becoming an Individual in an Age of Distraction” (Farrar, Straus and Giroux, 2015) başlıklı kitabında, Matthew B. Crawford, “beynin serbest zamanı”nın sömürücülerine karşı çıkıyor, sessizliğin özelleştirilmiş bir lüks haline gelmesinden yakınıyor ve bizi hem hafıza kaybına uğratan, hem endişeli ve öfkeli kılan, hem de çoğu zaman kendimizle karşı karşıya getiren zihinsel yaşam parçalanmamıza bir çare bulmayı deniyor. Crawford’a göre bunun tek sorumlusu reklamcılar değil: Daha “cisimleşmiş” bir şekilde tekrar dünyaya dönmek amacıyla bireyselliğe, özgürlüğe ve gerçekliğe bakış tarzımızın tamamını tekrar gözden geçirmemiz gerek.
Çoğu insanın aksine, “dikkat bunalımı”nı doğrudan İnternet’in çıkışına bağlamıyorsunuz.
Crawford: Teknolojinin elbette bir rolü var; ama teknolojiden yararlanabilir olmamız, onu daha eski kültürel eğilimlerin ölçeğine vurduğumuzda anlamlanıyor. Bu kitabın çıkış noktası, süpermarketteki bankamatikten para çektiğim o an. Yaptığım işlemin her aşamasında bir reklama bakmak zorundayım; sırf birisi benim tam o anda algısı açık bir kullanıcı olduğumu anladığı için. Kapitalizmin son ufku bu: Beynimizin her serbest ânının hoyratça paraya çevrilmesi. Dikkatimiz su veya hava gibi sınırsız bir kaynak, fakat bunun pervâsızca sömürülmesine karşı hiç kimse tavır koymuyor. Düşünme ve biriyle konuşma kapasitemiz söz konusu. Bu yüzden, uçucu ve bulanık bir fikir olan özel yaşam hakkı için dövüşmekten ziyade, sorgulanmama hakkını öne çıkarmak gerekir. Kuşkusuz, bu hakkın uygulanma şekillerine gündelik yaşamın her ânında başvurması karmaşıktır; ama kavram olarak daha berrak geliyor bana.
Dünyadan, tam olarak da o sorgulamalardan korunmak için her yerde kendi mahremiyet kabarcığını arama yönündeki çağdaş eğilimi eleştiriyorsunuz.
Crawford: Bu bir silahlanma yarışı haline geldi! Herkes kaskını, telefonunu, kitabını çıkarıyor; elimizde etrafımızdakilerle bağlantımızı kesebilecek ne varsa her şeyi. Bunu yapınca da kamusal mekânlar saygınlıklarını yitiriyorlar; bu mekânların bütün toplumsal boyutlarını, her tür öngörülmeyen tesadüf imkânını silmiş oluyoruz.
Yoğunlaşma zorluğumuz sadece reklam istilasından gelmiyor…
Crawford: Buzdağının sadece görünen kısmı o. Çoğu zaman sorun, yaşamlarımıza ve beyinlerimize soktuklarımızdan geliyor: İster video oyunları olsun, ister sosyal ağlar; hatta pornografi… Bütün bu şeyler neredeyse mekanik olan uyarılma açlığımızı tatmin ediyorlar. Beyinlerimizin böyle (tekrar tekrar) kabloya bağlanması endişe verici, çünkü etrafımızda bulunan insanlara ve şeylere bağlanmamızı engelliyor. Bütün bu sun’î tecrübeler özel olarak bizi oyalamak için, bize gerçek dünyadan kaçacak bir yol sunmak için yaratılmışlar. Bu davranış türü bizi daha kırılgan, yoksunlukla yüzleşemez, ama aynı zamanda da özellikle bu cisimsiz tecrübelerin yapımcıları tarafından daha kullanılabilir kılıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Can sıkıntısı ile yoksunluk ve bunların nasıl aşılacağı üzerine çok yazmış olan yazar David Foster Wallace’ın[1] yaklaşımı sizi ikna etmiyor…
Crawford: David Foster Wallace, ünlü denemesi “Bu Sudur”da (This Is Water: Some Thoughts, Delivered on a Significant Occasion, about Living a Compassionate Life, Little, Brown and Company, 2009), akşam işten eve dönerken süpermarket kuyruğunda bekleyip trafikteki sıkışıklığa takıldıktan ve bir araba tarafından hızla sollandıktan sonra eve bitkin bir halde girdiğinde, sürüp giden bu kızgınlık ve sıkıntı evresini aşma amacıyla başvurduğu zihinsel usulleri açıklıyor. Ona göre, sürekli olarak dünyanın bizim küçük şahsımız etrafında döndüğünü düşündüğümüz için mutsuzuzdur; bunun cevabı da şeyleri başka türlü algılamaktır. Bizi hızla sollamış olanın belki de çocuğunu hastaneye götürdüğünü, marketin kasasındaki kişinin evde sorunları olduğunu tahayyül etmemizi öneriyor. İyi bir strateji gibi görünüyor bu. Ötekilere gösterdiği dikkat diye düşündüğü şeyin sâfî hayal mahsulü olmasındadır sorun. Adamın arabada ne yaptığı hakkında hiçbir fikri yok. “Kendi gerçekliğinizi kendiniz inşa etmekte özgürsünüz” diyor. Dikkat ahlâkının zıddıdır bu. Dikkat, şeyleri berrak bir biçimde görmektir; dünyaya ve orada yaşayanlara, oldukları halleriyle katılmaktır. Foster Wallace etkileşim yerine kendi tahayyülüne sığınmayı tercih ediyor. Süpermarket kuyruğundaki durumu değiştirme maksadıyla insanlarla hasbıhal etmesine engel olan hiçbir şey yok. Sonunda, kaçmaya uğraşırken, kafasındakilere daha da fazla kapanıyor.
Özgürlüğü olumsuz bir kavram gibi tanımlıyorsunuz.
Crawford: Ortalığa hükmeden özgürlük kavrayışı, pazarda bize sunulanlar arasında kendi tercihlerini tatmin etme gücü anlamına geliyor artık. Bunun da yaygınlaşmasıyla, özgürlüğümüzü azamiye çıkartmak, seçim sayısını azamiye çıkartmak anlamına geliyor. Dolayısıyla da bize bu tercihleri sunan kimseler bizi daha özgür kılmış oluyor. Özgürlüğe sâfî araçsal ve ekonomik bir bakış bu. Tercih, nev’i şahsına münhasır ve özerk bir kendiliğin saf tezahürü telakki ediliyor, dolayısıyla da her tür akılcı sınamanın elinden kurtuluyor. “En iyi” ile “beter” arasında hiyerarşi yok artık; bir şeyin özünde iyi olduğunu dile getirme korkusuyla bütün zevklere saygı gösteriliyor. Buna koşut olarak, bu tercih bolluğunu bir anlığına da olsa kenara itmek ve iyice belirgin bir şeye yoğunlaşmak için, kendimizi disiplin altına almakla geçirmek zorundayız zamanımızı. Özgürlüğe bu bakış, eyleme kapasitemizi kısıtlıyor.
“Dikkat bunalımı”na cevabınız, gerçeklik içinde yerleşik etkinliklerle yüzleşmek.
Crawford: Filozof Iris Murdoch’un Rusça öğrenmesini tekrar ele alıyorum. Bir yabancı dili öğrenmek, bilinç yoluyla içte eritilmeye direnen ve adına dil denen o otoriter ve dışsal yapıya boyun eğmenizi talep eder. Iris Murdoch, Rusça öğrenirken kendisinden ve narsisizminden çıktığı izlenimindedir. Dikkat bunalımımızdan çıkmanın çözümü, bir etkinlik alanı seçmektir –ister spor yapmak olsun, ister müzik, bir dil öğrenmek, ya da mekanikle uğraşmak, kısacası girişimi değerli kılacak düzeyde karmaşık her tür etkinlikle uğraşmak– ve o konuda muayyen bir hâkimiyet sağlamak. Böyle yaparak, bence gerçek bireysellik olan hüküm verme bağımsızlığını geliştirirsiniz. Bireysellik tamamına erdirilen bir şeydir, doğuştan değildir. Bunu becermek için, irademize direneni öğrenmeye boyun eğmemiz gerekir. Gerçek dünyayla sanal dünya arasındaki farktır bu. Sanal genellikle direnmez size.
Kapitalizme bakışınız sizi aşırı sola yerleştiriyor, fakat tercihler arasında muayyen bir hiyerarşiyi savunmanız ve sizce daha geleneksel bilgilere nazaran “aşağıda” kalan sanal etkinlikleri eleştirmeniz muhafazakârca…
Crawford: İki durumda da haklısınız. Tüm dertlerimizin çaresinin daima daha fazla özgürleşme olduğu fikrine saldırıyorum. Mesela liberteryenizm[2] esastan nihilisttir. Ayrıca, kitabımın son bölümünü geleneğe vakfediyorum. Mirastan söz etmenin beni bir gerici haline getirdiğinin iyi bilincindeyim; hele Fransa’da! [Gülüşmeler.] Cevaplar ya da açıklamalar aramak için geçmişe bakar bakmaz bir düşünce hatası işlendiği minvalli genel reflekse direniyorum. Geçmiş bize eleştirel mesafe sunar; geleceği hayallememizi, dolayısıyla yenilik getirmemizi mümkün kılar. Beni asıl ilgilendiren, gelenekteki ilerici olanaklardır. Org imalatçısına övgü düzdüğüm zaman, bir antikacıdan söz etmiyorumdur. Sürekli bir biçimde tecrübe eden, illâki seleflerinin bıraktığı mirası temel alan iyileştirmeler geliştiren insanlardır bunlar; fakat mirasa atıfta bulundukları kadar, isyan da ederler. Önümüzdeki 200 yıl boyunca çalınabilir orglar imal ederler. Günümüz ekonomisinde, bu ölçekte iş yapan insan nerede? Uzmanlıklarını büyük bir tarihî kemerde görürler; geçmişte uzun zaman önce başlamıştır ve geleceğe uzanır. Bütün bunlar, çalışırken kendi yaşamlarına anlatısal bir tutarlılık verir ve onları gelecekle bağlantıya geçirir. Bizi öncesiz-sonrasız bir şimdiki zamana kapatıp ötekilerden tecrit eden aşırı-bireyciliğin karşıtı “oturmuş kendi” diye adlandırdığımdır bu.
[1] David Foster Wallace, (d. 21 Şubat 1962, Ithaca – New York – ö. 12 Eylül 2008, California), ABD’li roman, deneme ve kısa öykü yazarı. Illinois Üniversitesi’nde felsefe bölümü öğretim üyesi olan babasının etkisinde kalan Wallace, küçük yaşlardan itibaren felsefe ve İngilizce’ye ilgi duymaya başladı. 1987 yılında Arizona Üniversitesi’nde İngilizce üzerine eğitim almaya başlayan yazarın ilk romanı aynı yıl çıktı. Daha sonra Harvard Üniversitesi’nde felsefe eğitimi aldı. Birçok değişik alanda farklı konulara ilişkin yazılar yazdı. Tenis, uyuşturucu bağımlılığı, geri kazanım programları, depresyon, çocuk tâcizi, aile içi ilişkiler, sinema teorileri ve Quebec’in ayrılıkçı talepleri gibi konulara değinen yazarın öykü ve deneme yazıları Esquire, GQ, Harper’s, The New Yorker ve The Paris Review gibi dergilerde yayımlandı. Pomona Üniversitesi’de yaratıcı yazım ve İngilizce dersleri verdi. Infinite Jest (Sonsuz Jest) adlı romanı için Time dergisi 1923’den beri yayımlanmış en iyi 100 İngilizce yazılmış roman arasında olduğunu yazdı. İntihar üzerine “Yetişkinlerin çoğunun kendilerini başlarından vurarak intihar etmesi tesadüf değildir. Böylelikle kötü efendileri vurmuş oluyorlar. Bu intiharların çoğunda gerçek olan şu ki, aslında tetiği çekmeden çok önce zaten intihar etmiş oluyorlar… Ne kadar üzücü” açıklamasını yapan David Foster Wallace, kendini asarak yaşamına son verdi.
[2]Liberteryenizm, yol gösterici norm olarak negatif özgürlük fikrini savunan siyasi akımdır. Liberteryenler özerklik ve seçme özgürlüğünü azamiye çıkartmaya çalışır; siyasî özgürlük, gönüllü işbirliği ve bireysel karar önceliğini vurgular, bu doğrultuda da devletin asgariye indirilmesi ya da ortadan kaldırılması gerektiğini savunur. Kavramın yaygın kullanımı devletin asgariye indirilmesi şeklindedir.
Bize destek olun
Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor.
Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.
İşbu Aydınlatma Metni, Veri Sorumlusu sıfatıyla Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul adresinde mukim Şirketimiz Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından sağlanan ürün ve hizmetlerin tanıtımı amacıyla internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği kısmından elde edilen kişisel verilerin işlenmesine ilişkin olup, Şirketimiz tarafından başta 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Şirketimizin kişisel verilerin korunmasına ilişkin politikaları https://medyascope.tv adresinde yer almaktadır.
İşleme; KVKK’nın 3. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması işlemleri olarak tanımlanmıştır.
İşlenen Kişisel Verileriniz
İşlenen kişisel verileriniz, E-Bülten Aboneliği aracılığıyla bizimle paylaşmayı tercih ettiğiniz adınız, soyadınız, e-posta adresinizdir.
Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, şirketimiz tarafından sağlanan ürün ve hizmetler kapsamında promosyon, kampanya ve tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği bölümünde e-posta adreslerini bildiren kişilere Şirketimizin ticari olarak faaliyet gösterdiği alanlarda reklam, tanıtım ve bilgilendirme yapmasına ilişkin sözleşmenin kurulması ve ifası, veri sorumlusunun meşru menfaati ve açık rızanız kapsamında işlenmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amaçları
Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından, aşağıdaki belirtilen işleme amaçlarıyla uygun süre zarfında, KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında işlenecektir:
İletişim faaliyetlerinin yürütülmesi
Reklam / kampanya / promosyon Süreçlerinin Yürütülmesi
Saklama ve arşiv faaliyetlerinin yürütülmesi
Pazarlama analiz çalışmalarının yürütülmesi
Ürün / hizmetlerin pazarlama süreçlerinin yürütülmesi,
Organizasyon ve etkinlik yönetimi
Şirketimizin faaliyet alanlarında reklam, tanıtım ve bilgilendirme hizmeti sağlamak,
Şirketimiz tarafından gönderilen bu e-postalar üzerine gelen talep ve şikayetlerin cevaplanması,
Hukuki bir ihtilafın vuku bulması halinde hukuki işlem yapmak,
Sair tüm yasal yükümlülükler.
Kişisel Verilerin Hangi Amaçlarla Kimlere Aktarılabileceği
Şirketimiz, kişisel verileri “bilme gereği” ve “kullanma gereği” ilkelerine uygun olarak, gerekli veri minimizasyonunu sağlayarak ve gerekli teknik ve idari güvenlik tedbirlerini alarak işlemeye özen göstermektedir ve sadece zorunlu durumlarda üçüncü kişilere aktarmaktadır. Kişisel verileriniz; KVKK’nın 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları çerçevesinde Şirketimiz ilgili birimlerince işlenmekte ve aşağıda yer verilen amaçlarla üçüncü kişilerle paylaşılmaktadır.
İlgili mevzuatı gereği talep halinde idari makamlara, adli makamlara veya ilgili kolluk kuvvetlerine, yetkili idari ve denetleme kurullarına ve/veya diğer yetkili denetleyici kurum ve kuruluşlara aktarılabilecek ve/veya hukuki bir ihtilaf vuku bulması halinde Şirketimizin hukuki menfaatlerinin korunması amacıyla bu mercilerle ve Şirketimiz avukatları ile paylaşılmaktadır.
Ürün ve hizmetlerimizin tanıtımı amacıyla E- Bülten Aboneliği veri işleme altyapısını tedarik ettiğimiz iş ortağımız, bu bildirimlerin yapılması amacıyla hizmet aldığımız ajanslar ve pazarlama analiz şirketleri ile paylaşılmaktadır.
Kişisel verileriniz e-posta altyapısı ve ilgili hizmetlerinden yararlandığımız hizmet sağlayıcılarımızın yurt dışında bulunan veri depolama sistemleri nedeniyle KVKK’nın 9. maddesindeki şartlardan biri olan açık rıza şartı sağlandığı takdirde yurt dışına aktarılabilmektedir.
Kişisel Verilerin Saklama Süresi
Kişisel verilerinizi, sunduğumuz hizmetlerin mahiyetinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, hizmetlerin sağlandığı süre boyunca ve ardından hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek ve meşru menfaatini temin etmek amaçlarıyla ilgili mevzuata uygun olarak, makul süreler boyunca saklayacaktır.
Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi ve Anonim Hale Getirilmesi
Kişisel verileriniz KVKK’nın 7. maddesi uyarınca işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde kişisel veriler re’sen veya kişisel veri sahibinin talebi üzerine tarafımızca silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir.
Kişisel Verilerinizin Güvenliği
Bize sağladığınız kişisel verilerin gizliliğini ve güvenliğini korumaya önem veriyoruz. Bu doğrultuda, kişisel verilerinizi yetkisiz erişim, zarar, kayıp veya ifşaya karşı korumak için gerekli teknik ve idari güvenlik önlemleri almaktayız.
Kişisel Veri Sahibi İlgili Kişinin Hakları
Kişisel veri sahibi “İlgili Kişi”, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 11. maddesinde aşağıda yer verilen haklarını ve taleplerini www.eliteworldhotels.com.tr adresinde yer alan Başvuru Formunu usule uygun olarak doldurmak suretiyle bildirebilecektir.
6698 sayılı KVKK’nın 11. Maddesi kapsamında herkes veri sorumlusu sıfatı ile Şirketimize aşağıdaki hususlarda başvurma hakkına sahiptir:
• Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,
• İşlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
• Kişisel verilerinizin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, • Yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
• Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
• KVKK’da öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, • Yukarıda belirtilen düzeltme, silinme ve yok edilme şeklindeki haklarınız uyarınca yapılan işlemlerin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
• İşlenen kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi sureti ile aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
• Kişisel verilerinizin ilgili mevzuata aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde zararınızın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.
Hak ve Talepleriniz İçin İletişim
Kişisel verilerinizle ilgili sorularınızı ve taleplerinizi, Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları hakkında Tebliğ’de belirtilen şartlara uygun düzenlenmiş dilekçeyle aşağıdaki yöntemlerle iletebilirsiniz.
Başvuru Yöntemi
Başvurunun Yapılacağı Adres
Şahsen Yazılı Başvuru
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Noter
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Şirketimize daha önce bildirilen ve sistemde kayıtlı bulunan elektronik posta adresinizden
“Şahsen Yazılı Başvuru” yoluna başvuracak İlgili Kişilerin kimliğini tevsik edici belgeleri ibraz etmesi zorunludur. Bu bağlamda Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat: G2, Sarıyer/İstanbul adresine yapacağınız şahsen yazılı başvurularda başvuru formuyla birlikte kimlik fotokopisinin yalnızca ön yüzünün (kan grubu ve din hanesi gözükmeyecek şekilde) ibraz edilmesini rica ederiz.
Başvuru formunun tebligat zarfına veya e-postanın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu İlgili Kişi Talebi” yazılmasını rica ederiz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi, Medyascope ‘a iletmeniz durumunda Medyascope talebinizi en geç 30 (otuz) gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Ancak, başvurunuza verilecek yanıtın mevzuat uyarınca bir maliyet gerektirmesi halinde Medyascope tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenen tarifedeki ücret talep edilebilecektir.
Ticari Elektronik İleti Gönderimi Hakkında Bilgilendirme
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti; telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade eder.
Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi (“İYS”) üzerinde onayı bulunmayan alıcılara ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla ya da İYS üzerinden alınabilir. İYS üzerinden alınan onaylarda ise olumlu irade beyanı ve elektronik iletişim adresi yer alır. Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir. Alıcının ret bildiriminde bulunması, bildirimin yapıldığı iletişim kanalına ilişkin onayı geçersiz kılar. Alıcı reddetme hakkını İYS üzerinden de kullanabilir.
Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.
Tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderilen ticari elektronik iletiler için önceden onay alınması zorunlu değildir. Ancak tacir ve esnafların ilgili mevzuatta yer alan reddetme hakkını kullanması halinde onayları alınmadan ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu kapsamında ileti gönderilmesinden önce tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adresleri hizmet sağlayıcı tarafından İYS’ye kaydedilir ve İYS üzerinden alıcıların ret hakkını kullanıp kullanmadığı kontrol edilir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca, Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından vermekte olduğumuz hizmetler kapsamında, Medyascope üzerinden temin edilen bilgileriniz doğrultusunda, onay vermeniz halinde E-posta iletişim aracı kullanarak tarafınıza her türlü bilgilendirme, tanıtım, reklam, ürün teklifleri, promosyonlar, kampanyalar, memnuniyet değerlendirme çalışmaları ve duyuruların iletilmesi amacıyla tarafınızla iletişime geçilebilecektir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti gönderimine dair onay verseniz dahi dilediğiniz zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilirsiniz. Ret bildirimini kolay ve ücretsiz bir şekilde olmak üzere e-posta iletişim kanalı ile verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Reddetme hakkınızı İYS üzerinden de kullanabilirsiniz.