Fransa’nın güneyindeki dağlık Pireneler bölgesine bırakılmak üzere Slovenya’dan getirilen ayıların, hükümet ve bölgede yaşayanlar arasında yol açtığı gerilim devam ediyor. Hükümetin 26 Mart’ta aldığı karar doğrultusunda geçen cuma iki yeni Slovenyalı ayı daha bölgeye bırakıldı. Le Monde’un konuyla ilgili 8 Ekim tarihli yazısının özetini yayınlıyoruz:
Fransa’nın İspanya sınırındaki Pirene dağlarında yer alan peynir üreticisi Laruns kasabası diken üstünde. Eski Çevre Bakanı Nicolas Hulot’nun aldığı karar doğrultusunda geçen cuma günü Pirene dağlarına bırakılan iki Slovenyalı ayı, geçen hafta sonu bu küçük kasabada düzenlenen peynir panayırının ana konusuydu.
150 bin kişinin ziyaret ettiği peynir panayırının yapıldığı gün, alanda toplanan onlarca çoban ve hayvan yetiştiricisi, üzerlerinde, bölgede yırtıcı hayvan istemediklerini belirten sloganların yazılı olduğu kara tişörtleriyle, hoşnutsuzluklarını dışa vurdu. Panayırın düzenleyicisi Stephane Chetrit durumu şöyle özetliyordu: “Pireneli hayvan yetiştiricilerinin, Pirenelilerin seçtiği vekillerin ve onların sendikalarının büyük çoğunluğunun arzusu hilafına devlet, Çevre Bakanlığı eliyle bizi silindir gibi ezip geçti.”
“Mesele ayı karşıtlığı değil…”
Chetrit, meselenin bir ayıcılar/ayı karşıtları çatışmasına indirgendiğini ve böyle yapılarak hayvan yetiştiricilerinin kaba saba, eğitimsiz ve çevreye duyarsız kişiler olarak yaftalandığını öne sürdü.
Pazarda ev yapımı ürünlerini sergileyen genç bir hayvan yetiştiricisi ise şöyle yakınıyordu: “Koyunlarımın otlak yeri, iki ayının salındığı alanın tam ortasındaydı, eğer bir iki yıl içinde ayılar yüzünden meralarımızı terk etmek zorunda kalırsak dağlar boş kalacak.”
Pyrenee-Atlantik Bölge Valisi Gilbert Payet’nin verdiği bilgiye göre, boyunlarındaki tasma aracılığıyla uzaktan izlendiği kadarıyla ayılar bırakıldıkları yerden hayli uzaklaşmış durumda. Ayıların bir hafta içinde onlarca kilometre gidebildiğini belirten Payet, bununla birlikte ayıların henüz bölgeyi terk etmediğini belirtiyor: “Durum son derece gergin (…) Ancak eninde sonunda düzen hâkim olmalı.”
Slovenyalı yetkililer: Ayılar yavrulayacak
Hükümet, muhalefete kulak tıkamış olduğu için yetiştircilerin eleştirilerinin odağındayken, son olarak Slovenyalı yetkililerin ayıların yavrulayacaklarını “müjdelemesi” bu kesimin öfkesini daha da artırmışa benziyor.
Pirene Dağları Yetiştircileri Koordinasyonu (FTEM) Başkanı Maylin’e göre durum vahim: “Bugün gelen yalnızca 2 ayı; yarın belki sayıları 6’ya, 7’ye, 8’e varacak. 12 erkek ayının zaten bölgede olduğunu düşünürsek, 20 yılda sayıları 100’e ulaşacak. ”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kendisi de bir yetiştirici olan FTEM Eşbaşkanı Olivier Maurin ise şöyle yakınıyor: “6 aydır çalmadığımız kapı kalmadı, derdimizi anlatıp durduk, mahkemelere gittik. Bize diyalog önerildi, ancak bu ayıların girişinden sonra yapıldı. Bu saatten sonra tartışacak ne kaldı ki?”
O da diğer yetiştiriciler gibi gaddarlıkla, barbarlıkla suçlanmaktan yılgın: “Üzerlerine ateş edecek değilim; ama onları ürkütmeliyiz ki yaşam alanlarımızdan uzak dursunlar ve eğer bu yasa dışıysa, ben hapse girmeye hazırım.”
Bölgedeki 150 belediye başkanından 107’sinin, yetiştiricilik koşullarının selameti için ayıların getirilmesine karşı olduğunu belirttiği mektuba rağmen eski Bakan Hulot’nun yanıt vermediğini hatırlatan Aramtis Belediye Başkanı Etienne Serna’ya göre, bu tavır son derece onur kırıcı.
Hükümet geri adım atmıyor
Yeni Çevre Bakanı François de Rugy ise konunun tartışılacak bir yanı kalmadığını belirtiyor: “Bu yalandan tartışmayı sürdürmek niye? Tansiyonu yükseltmekten başka bir işe yaramıyor bu. Mesele tartışıldı ve karara bağlandı; ulusal ve bölgesel ölçekte kamuoyu yoklamaları, çoğunluğun (ayıların dağlık bölgelere salınmasına) destek verdiğini gösterdi. Ben bakan olmadan önce imzalanmış olan karar uygulanmak durumunda. Kaldı ki ben de içerikle temelde hemfikirim.”
Le Monde’a göre, yeni bakanın bu sözleri, hükümetin diyalogdan uzak tavrının değişmediğinin işareti.