Danıştay’ın Öğrenci Andı’nın okullarda tekrar okunmasına yönelik aldığı karar tartışılmaya devam ediyor. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Burak Bilgehan Özpek, andımız tartışmasının liberal demokrasi-Kemalizm ekseninde tekrar açılmasının lüzumsuz olduğunu, iktidarın kendini Kemalizm karşısında konumlandırarak bu tartışmadan kazançlı çıkabileceğini söyledi.
Burak Bilgehan Özpek andımız konusundan yola çıkarak, 2013’ten bugüne yaşanan Kemalist semboller ve demokratlaşma tartışmalarına dair şunları söyledi: “Andımız kaldırıldığında, liberal paradigma, Kemalizmin ortaya koyduğu semptomların iyileştirilmesinin Türkiye’yi demokratikleştireceğini söylüyordu. Ancak geçtiğimiz 5 senede bunun böyle olmadığı ortaya çıktı. Öte taraftan Kemalistlerin sembol takıntısı da; yani sembollerinin savunulması durumunda sekülerlik, ulus-devlet gibi kavramların korunacağı fikri de önemli soru işaretleri yarattı. Çünkü AK Parti çok hızlı devrimci bir psikolojiyle hareket etmedi.
“Galip gelen hiçbir şey kazanmıyor, kaybeden hiçbir şey kaybetmiyor”
Dolayısıyla andımız tartışması liberal demokratlarla Kemalistler ekseninde süren bir tartışmaydı. Günün sonunda ikisinin de haklı olmadığı ortaya çıktı. Tekrar bu tartışmayı yapmak benzer bir ekseni ortaya çıkartabilir. Fakat 2013-2018 yılları arası bize şunu gösteriyor; AKP çözüm sürecine başladı ama otoriterleşme eğilimi devam etti. Sivil alanlarda dini sembollerin yayılması, diğer sivil alanlardaki demokratikleşmeyi sağlamadı. Andımız kaldırıldı, fakat andımızın içinde yer alan her önermeyi 7 Haziran 2015’ten sonra devlet politikası olarak uygulamaya devam etti. Andımızı tartışmak oldukça lüzumsuz. Bu eksende galip gelen hiçbir şey kazanmıyor, kaybeden hiçbir şey kaybetmiyor.”
İktidarın bu tartışmadan fayda sağlayabileceğine değinen Özpek, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Tartışmayı bu eksende konumlandırmak elbette iktidarın işine yarayan bir şey. İktidar, Danıştay kararına karşı kendisini Kemalizm karşıtı bir alanda konumlandırabilecek, bu alan da demokratlık olabilecek. Hükümet, birkaç bilinen liberalden destek alarak kendini demokrat bir yerde konumlandırabilir. Liberaller hemen hükmetin yanında saf tutabilir ve Türkiye’nin Kemalizmden ne kadar çok çektiğine dair yazılar yazabilirler.”
