Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Altı yaşında cinsel tacize uğradığını açıklayan Yeşim Ceren Bozoğlu: “Unutmayın bu sizin suçunuz değil. Yalnız değilim, yalnız değilsiniz, yalnız değiliz”

Tiyatro ve sinema oyuncusu Yeşim Ceren Bozoğlu, pazar günü Instagram hesabından altı yaşında uğradığı cinsel tacizi anlatan bir paylaşımda bulundu. Yıllardır sakladığı olayı sosyal medya hesabında takipçileriyle paylaşan oyuncuya en çok kadınlardan destek geldi. Oyuncunun bu paylaşımı 22 bin 500 beğeni alırken, hakkında 1108 yorum yapıldı.

“Yaralı çirkin ördek yavrusunun, sağlıklı ve güçlü bir kuğuya dönüşme hikâyesi”

Bozoğlu, altı yaşında başına gelen cinsel tacizi sosyal medyada üçüncü kişinin ağzından anlattı. Başına gelen taciz olayını daha önceden kimseye anlatamadığını söyleyen Bozoğlu, kız çocuk olmanın tehlikeli olduğunu, erkek çocuk olmanın ise kendini daha güçlü hissettirdiğini belirtti.

“Fotoğrafta ne görüyorsunuz? Güzel bir kadın mı? Havalı bir elbise mi? Güzel saçlar ve makyaj mı?

Benim için bunların ötesinde bir anlamı var bu fotoğrafın. Müsaadenizle anlatayım: Yaralı çirkin ördek yavrusunun, sağlıklı ve güçlü bir kuğuya dönüşme hikâyesi bu fotoğraf; benim hiç anlatmadığım hikâyem:

Çocukluk döneminde çok küçük yaşta cinsel tacize uğrayan kız çocuğu çok ağlar. Çok korkmuştur. Başına gelenin ne olduğunu tam bilemese de, bir şeylerin çok yanlış olduğunun ve büyük bir tehlikeden sağ çıktığının farkındadır… 6 yaşındadır. Başına gelen olayın bir şekilde, anne olmak ve bebek sahibi olmakla alakalı olduğunu da bilir. Ailesindeki ve çevresindeki herkes ona böyle bir şeyin, onun yaşında olmasının mümkün olmadığını söylemesine rağmen ikna olmaz. 3 sene boyunca her gece ağlayarak dua eder: ‘Allah’ım ne olur, lütfen bebeğim olmasın, ben daha kendim bebeğim, çok küçüğüm, ne olur Allah’ım, ne olur bebeğim olmasın…’ diye. Başına gelenleri kendi suçu zanneder. Öyle ya, o kötü bir kız olmasa, bunlar neden onun başına gelmiş olabilir ki?

Dehşet ve kâbus dolu üç yılın ardından, farkında olmadan bir karar verir: ‘Kız çocuğu’ olmak tehlikelidir, kızların başına, kız oldukları için kötü şeyler gelebilir, ‘erkek çocuklar’ ise ona göre, daha güçlüdür. Ağabeyleri gibi…

Yavaş yavaş eteklerden ziyade ağabeylerinin pantolonlarını giymeye başlar. Onları taklit eder, onlar gibi güçlü olmak ister…

Büyüdükçe farkında olmaksızın erkeksi davranışla ve güçle kendini koruyabildiğini görür. Kadınsı olan her şeyi küçümser. Saç, makyaj, güzellik onun için hava cıvadır. O beyni, yetenekleri ve karakteriyle sevilmek ve saygı görmek ister.

Yıllar yılları kovalarken o içindeki küçük yaralı kız çocuğunu ve narin kadını bir kafese kapatır, üstlerine duvarlar örer. Seslerini duymamak için de zihninde şahane bahaneler üretir. Ta ki atılan bir şefkat tokadı ile kalbindeki ve içindeki tüm duvarlar parçalanana kadar…”

“İçimdeki hapishaneden o küçük kızı ve o zarif kadını kurtarma operasyonu”

Kadınlarla sohbet ederken, yıllardır yok saydığı ve gizlediği acıda yalnız olmadığını gören Bozoğlu, olayı kabul ettikten sonra içerisinde başka bir güç bulduğunu belirtti. Bozoğlu, çocuk yaşta tacize uğrayanların da aynı yoldan gittiğini ama bu acıyı kabul etmeleri ve cesaretli olmaları gerektiğini anlattı.

“Bu hikâyeyi konuşabilmem çok uzun zamanımı aldı. Çok uzun yıllar o acıyı yok saydım… Sonra yavaş yavaş içtenlikle yapılan her kadın sohbetinde yalnız olmadığımı gördüm. Çocuk yaşta tacize uğrayan birçok kız kardeşim benzer stratejiler geliştirmiş hayatta kalmak ve başa çıkabilmek için.

Benim için, kendi içimdeki hapishaneden o küçük kızı ve o zarif kadını kurtarma operasyonum, hayatın karşısındaki incinebilirliğimi, savunmasızlığımı kabul ederek başladı. Acıyı kabul ettiğimde ve direnmekten vazgeçtiğimde içimde başka bir güç buldum. Stratejiyle, akıl veya yetenekle elde ettiğim güce hiç benzemiyordu ama bu güç… Kaynağı zekâ değil kalpti çünkü…

Artık kadın olmaya hakkım var.

Artık ‘güzel’ bir kadın olmaya da hakkım var.

Artık içimdeki küçük kız çocuğunu avutabilir ve onu koruyabilirim.

Çünkü artık -şükürler olsun ki- asıl gücüm aklımdan değil, kalbimden geliyor…

Güzel kız kardeşim, canım hemşirem:

Acını kabul et ve içinden geç o cehennemin, bil ki senin suçun değildi, bil ki sana o şiddeti yaşatandan çok çok daha güçlüsün, devam edebildiğin ve hayatta kaldığın için.

Ve bil ki en büyük acın, en güzel en büyük gücün olabilir. Eğer istersen…

Kalbi kanamış bütün kız çocuklarının gözlerinden öperim…”

“Güç verdiniz, cesaret verdiniz, umut oldunuz”

Yeşim Ceren Bozoğlu’nun paylaşımına en büyük destek, bu acıyı daha önceden yaşamış kadınlardan geldi. Aynı şeylerin kendilerinin de başına geldiğini söyleyen takipçileri Bozoğlu’nu mesaj yağmuruna tuttu: “Sesimiz olduğun için sana minnettarız.” Oyuncunun davranışından cesaret alıp, kendi yaşadığı olayı anlatan takipçileri olduğu gibi, aynı şeyi yaşamasına rağmen “Susmak zorundayım” diyen takipçileri de vardı. Oyuncuya gelen mesajlarda kadınlar, aynı şeyleri yaşadıklarını fakat anlatmaya cesaret edemediklerini yazdılar. Paylaşımın ardından gelen mesajlara cevap olarak Bozoğlu, Instagram hesabında bir hikâye paylaştı. Cesaretini toplamasının 38 sene aldığını söyleyen Bozoğlu, “Yazan herkese söylüyorum, buradan da yazayım istedim: Utanmayın, sizin suçunuz değildi, değil de. Yapabilirseniz mutlaka profesyonel yardım alın” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.