Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1993 yılında aldığı bir karar ile tüm dünyada Dünya Basın Özgürlüğü Günü 3 Mayıs’ta kutlanıyor. Dünyada basının sansürlendiği ülkelere mesaj göndermek, etik gazeteciliği belirtmek amacıyla kutlanan günde tutuklu gazeteciler ve öldürülen gazeteciler de anılıyor.
Türkiye’de basın özgürlüğü
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın yayımladığı rapora göre, Türkiye’de 142 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde. Dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke Türkiye olarak belirtiliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından her yıl yapılan “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi” sıralamasında Türkiye 180 ülke içerisinde 157. sırada yer alıyor. Bu sıralamaya göre Türkiye’deki basın özgür değil. Türkiye’de yasaklar ve sansürler de devam ediyor. Wikipedia iki yıldır sansürlü, 2018 yılında 3 bine yakın İnternet haberi, 104 sosyal medya paylaşımı sansürlendi.
“Gazeteciler özgür bırakılmalı”
Türkiye’deki meslek örgütlerinden de bugüne ilişkin açıklamalar geldi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada “Gazeteciler özgür bırakılmalıdır” dedi. Gelecekte, demokrasinin yeşerdiği, cezaevlerinde gazetecisi bulunmayan aydınlık ve barışçıl bir ülke umduklarını söyleyen TGC, “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü mesleğini özenle ve özveriyle yapan bütün gazetecilere kutlu olsun” mesajını verdi.
TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında Basın Özgürlüğüne dair şu ifadeler yer aldı:
“Haberin özgür olmadığı, gazeteciliğin evrensel basın ölçütlerine göre yapılamadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Basın sektöründe on binlerce gazeteci işsiz ve mesleğini yapamamanın ıstırabını yaşıyor. Hak ihlallerini yazan, gündeme getiren gazeteciler suçlanıp cezalandırılırken, hak ihlallerini gerçekleştirenlerin toplumda serbestçe dolaşmaları adaletle bağdaşmıyor, yargı bağımsızlığı, editöryal bağımsızlık işlemiyor. İç barışı sağlamakla yükümlü siyasetçiler nefret söylemleriyle toplumu bölünmeye itiyor. Ülkemiz bu ayıplardan arınmalı, bunu gerçekleştirmesi gerekenler ise siyasetçiler ve iktidarlardır. Şu unutulmamalı ki gazeteciler dönemlerin tanığıdır, tarihe not düşerler. Bu nedenle ısrarla diyoruz ki gazetecilik suç değildir. Gazetecilik halkın haber alma, bilgilenme hakkına hizmet eden saygın bir meslektir. Bütün güç koşullara rağmen ayaktadır, ayakta kalmaya da devam edecektir, bedeller ödeseler de kamuoyunu aydınlatmaktan geri durmayacaklardır.”
“Sana ait bir cümle”
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan yazar ve gazeteci Ahmet Altan, 953 gündür tutuklu. Altan Deutsche Welle için, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde “Sana ait bir cümle” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Altan, Türkiye gibi basın özgürlüğünün olmadığı ülkelerde kullanacağınız cümleleri devletin seçtiğini vurguladı.
Ahmet Altan’ın kaleme aldığı yazıda basın özgürlüğüne dair şu ifadeler yer aldı:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Özgür ülkelerde, insanlar daha önceden söylenmiş cümlelerden hangilerini söylemeyi seçecekleri konusunda özgürdürler. O ‘özgürlük’ içinde söylemeyi tercih ettikleri cümlelerin kendilerine ait olup olmadığını pek sorgulamazlar. Türkiye gibi ülkelerde ise hangi cümleleri tekrar edeceğiniz de devlet tarafından belirlenir. Devletin tekrar edilmesini istemediği cümleleri söylemek suçtur. Böyle ülkelerde, düşünme özgürlükleri kendi zihinsel sınırlarıyla kısıtlanmış insanlara bir zincir daha vurulur.”
“Düşünmek, sormak, sorgulamak ve yazmak, iktidar ve yargısı tarafından suç olarak görülüyor”
Gazeteci ve eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, gazetecilerin her gün adliye koridorlarını arşınladığını belirtti.
“Medyada özgürlüğün kırıntısı bile yok” diyen Yarkadaş, gazetecilerin sürekli gözaltı, soruşturma ve kovuşturmaya uğradığını, tutukluluk süreçlerinin ise fiili cezalandırmaya dönüştüğünü söyledi. Gazetecilerin her gün yazdıklarından ve konuştuklarından ötürü sorguya çekildiğini belirten Yarkadaş, “Düşünmek, sormak, sorgulamak ve yazmak, iktidar ve yargısı tarafından suç olarak görülüyor” dedi.
“Türkiye basın ve ifade özgürlüğünde bataklıkta”
DİSK/Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün imha edildiğini ve hemen her gün adliyelerde gazetecilerin ya yargılandığını ya da ifade verdiğini belirtti. “Uluslararası saygın kuruluşların her yıl yayınladığı raporlar ülkemizde gazeteciliğin ne kadar baskı altında olduğunu tüm dünyaya duyuruyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün son raporunda Türkiye 180 ülke içinde iki basamak daha aşağıya yuvarlanarak 157. sıraya düştü. Türkiye bu konuda bir bataklığa saplanmış durumda” dedi.
ABD’den basın özgürlüğü mesajı
ABD Türkiye Büyükelçiliği, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Türkiye’yle ilgili Twitter’dan mesaj paylaştı:
Türkiye’yi ifade özgürlüğüne, adil yargılanma güvencesine ve yargı bağımsızlığına saygı göstermeye, bunları teminat altına almaya çağırmayı sürdüreceğiz. #DünyaBasınÖzgürlüğüGünü #ÖzgürBasın #WPFD2019
— U.S. Embassy Turkey #EvdeKal #StayHome (@USEmbassyTurkey) May 3, 2019
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından ABD’nin mesajına tepki gösterdi. Altun, “ABD’yi basın özgürlüğünün arkasına saklanmayı bırakmaya çağırıyoruz. Washington aşırı yoksulluk ve ırk ayrımcılığı gibi sorunlara odaklanmalı” dedi.
We will continue to urge the United States to stop hiding behind press freedom.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) May 3, 2019
Instead of pointing fingers at other nations, Washington must focus on addressing longstanding problems such as extreme poverty and racial discrimination. https://t.co/FlcrZfX1UC