Şule Çet İçin Adalet Ekibi’nin çağrısıyla dün Ankara’da gerçekleştirilen anma etkinliğine avukatlar ve kadınlar da katıldı. Çet’in hayatını kaybettiği Yelken Plaza’nın önünde toplanan kadınlar yaptıkları basın açıklamasının ardından Plaza’nın önüne kırmızı karanfiller bıraktı.
Çet, 28 Mayıs 2018’de Yelken Plaza’nın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetmişti.
İlk duruşması 6 Şubat’ta görülen davanın ikinci duruşması 15 Mayıs’ta gerçekleştirilecek.
Öte yandan, 15 Mayıs’taki duruşma öncesinde Dünya Kadın Yürüyüşü Feminist Atölyeler Grubu tarafından Ankara’da Çet’in avukatı Umur Yıldırım’ın katılımıyla bir atölye düzenledi. Atölye kapsamında dava öncesinde süreçle ilgili bilgilendirmede bulunan Yıldırım, olayın Çet’in ölümünün ardından yürütülen soruşturma kapsamında sanıkların üç kez gözaltına alınıp serbest bırakıldıklarını, fakat sosyal medyadaki tepkiler ve Yelken Plaza önünde yapılan basın açıklamasının ardından tutuklamanın gerçekleştiğini hatırlattı ve kadınların davaya sahip çıkmasının önemine dikkat çekti.
Avukat Yıldırım dava süreciyle ilgili olarak, uzatılan delil toplama sürecinin çeşitli hukuksuzluklar içerdiğini aktardı. Yıldırım, herhangi bir cinsel saldırı davasında en önemli kanıtlardan biri sayılması gereken iç çamaşırlarının Adli Tıpta kaybolmasının, bu hukuksuzluklardan yalnızca biri olduğunu söyledi. Yıldırım’a göre, davada görev alan ilk savcının tutumu da bu hukuksuzluğu derinleştirme yönünde oldu. Söz konusu savcının, Siirt’te kocası tarafından uçurumdan atılarak öldürülen Esin Güneş’in davasında da görev aldığını hatırlatan Yıldırım, savcının, Güneş davasında olduğu gibi Çet davasında da takipsizlik kararı verdiğine dikkat çekti.