Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

ABD’de peşpeşe yaşanan katliamlar, 10 yıl önce, aşırı sağcı terörün gelmekte olduğu uyarısı yapan Daryl Johnson’u haklı çıkardı

ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın eski iç terör uzmanı Daryl Johnson, 21 Ağustos 2017 tarihinde Washington Post için, yükselmekte olduğunu iddia ettiği “aşırı sağcı şiddet” ile ilgili bir makale yazmıştı.

Daryl Johnson

Johnson, yazısının başlığında şöyle demişti: “Sağ şiddet ile ilgili 2009 yılında uyarılarda bulunmuştum, Cumhuriyetçiler reddetmişti. Haklıydım. Beyaz milliyetçiler o günden beri daha tehlikeli hale geldiler.”

Johnson üç sebepten dolayı böyle bir uyarıda bulunma ihtiyacı hissettiğimi yazmıştı: 2008 yılında gerçekleşen seçim sonuçları, aynı yıl yaşanan ekonomik krizler ve borsanın çökmesi. Johnson bu konuyla ilgili hazırladığı raporu, hukukî bir işlem gerçekleştirilmesi amacıyla yazdığını ve bunun da siyasî muhafazakârlar tarafından kamuoyuna sızdırıldığını söylemişti.

Emekli askerlerin de şiddet yanlısı aşırı sağcılar tarafından kendi örgütlenmelerine dâhil edilmek istendiğini yazan Johnson bu raporun, daha sonradan ABD İç Güvenlik Bakanı pozisyonuna getirilen, Cumhuriyetçi Senatör Janet Napolitano tarafından reddedildiğini ve askerlerden özür dilemeye davet edildiğini belirtiyor. Johnson’a göre, ABD Kongresi de kendisinin aynı rapordan dolayı işinden kovulmasını istemişti. Bunların yanı sıra, hukukî ve siyasî açıdan da o dönemde yükselmeye başlayan aşırı sağ şiddetine karşı önlem almak için hiçbir bir somut adım atılmamıştı. Aşırı sağcı grupların uyguladıkları şiddet, öfkeli bir politik grup haline gelmeleri ve silahlanma hızlarının artması, ne siyasetçiler ne de medya için önemli bir sorun teşkil etmişti.

Johnson, İslamcı grupların yaptığı terör eylemleriyle sağ örgütlerin gerçekleştirdikleri terör eylemlerinin aynı ölçekte değerlendirilmediğini ve sağcı grupların uyguladıkları şiddete aynı yoğunlukta karşı çıkılmadığını savunuyor: “Siyasetçiler yalnızca İslamcı örgütlerin şiddetine karşı önlem alıyordu ve Trump da seçim kampanyası boyunca bu anlayışa çanak tutmuştu.”

Johnson’a göre artık ABD’deki “sağ şiddet”, ulusal güvenliği ciddi ölçüde tehdit eden bir boyuta ulaştı. Öyle ki, kendilerine “Oathkeeper” adını takan ve uzun yıllardır devletle kavgalı olarak devletten bağımsız eylemler yapan oluşumlar bile hükümete sızmaya başlamışlardı.

Minnesota, Washington, Kaliforniya ve Virginia eyaletlerinde Trump’ın gerçekleştirdiği seçim mitinglerinde de bu şiddet hem söylem hem de eylem bazında fark ediliyordu.

Johnson’a göre bu şiddetin yükselişi daha önceye dayanıyor. 1990’laradaki Waco ve Ruby Ridge kuşatması, 2014’deki Bundy çatışması ve 2016’daki Malheur ulusal ormanı çevrelemesi yalnızca nefret grupları için bir hareket alanı oluşturmakla kalmadı, aynı zamanda aşırıcılığın etki alanını da genişletti; çünkü bu eylemlerde silahlanarak federal hükümetlerle çatışan gruplar için hiçbir yargılama yapılmamıştı.

Aşırı sağcılar, “Siyahların Hayatı Önemlidir” (Black Lives Matter) hareketinin güç kazanmasını ve eşcinsel evliliğinin bazı yerlerde yasal hale gelmesini de şiddeti yeniden tırmandırmak ve toplum içinde var olan çatlakları derinleştirmek için kullandılar.

Johnson, Trump’ın seçilmesinin de aynı zihniyete sahip olan ama birbirinden bağımsız hareket eden, beyaz üstünlüğünü savunan bu grupların, kendileri için karizmatik olan bir liderin çatısı altında birleşmelerine yol açabileceğini savunmuştu. Örneğin Charlotte’da yaşanan şiddet eylemlerinden sonra yaptığı açıklamalardan dolayı KKK (Klu Klux Klan) eski lideri David Duke, Trump’a şöyle teşekkür etmişti: “Charlotte’da yaşanları doğru anlayıp anlattığınız ve sol terörü kınadığınız için cesaretinize ve dürüstlüğünüze teşekkür ederiz.“

Johnson’a göre bu bir neden-sonuç ilişkisinden dolayı mümkündü: Bu gruplar zaten Trump’ın sınıra duvar örme gibi göçmen karşıtı politikalarının hepsini destekliyorlar ve Trump bu insanların senelerce çabaladıkları politikaları resmî olarak hayata geçirebilecek yetkilere sahip birisi.

Johnson, aşırı sağcıların artık kendilerini gizleme gereği duymadıklarını iddia ediyor: “Şiddet yanlısı aşırı sağcıların onbinlercesi silahlanmış halde ve bu durum özenli bir şekilde denetlenmiyor. İslamcı teröristler kendi eylemlerini meşrulaştıracak yasal zeminlere sahip değiller. Eylemleri anında sosyal medyadan destek almıyor veya yasa yapma yetkisine sahip siyasetçiler ve başkan tarafından üstü kapalı olarak onaylanmıyor. Ancak bu durum giderek artan ‘sağcı şiddet’ için geçerli değil. Bu gerçeklik de ABD’nin başına gelmekte olan felaketi durdurmak bir yana, yalnızca daha da hızlandırıyor.“

ABD yakın tarihinin en büyük katliamları

Las Vegas konseri 1 Ekim 2017-58 ölü

Orlando Pulse gece kulübü 12 Haziran 2016-49 ölü

Virginia Tech Üniversitesi 16 Nisan 2007-33 ölü

Newtown Sandy Hook İlkokulu 14 Aralık 2012-27 ölü

Teksas Sutherland Springs 5 Kasım 2017-26 ölü

Teksas Luby’s Cafe 16 Ekim 1991-23 ölü

San Diego San Ysidro McDonald’s 18 Temmuz 1984-21 ölü

Teksas El Paso Walmart 3 Ağustos 2019-20 ölü

Austin Teksas Üniversitesi University 1 Ağustos 1966-18 ölü

Florida Parkland Marjory Stoneman Douglas Lisesi 14 Şubat 2018-17 ölü

Kaliforniya San Bernardino 2 Aralık 2015-14 ölü

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.