Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi Tıkırında (35): Değişim başlayamıyor!

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bugün 2020-2022 yıllarını kapsayan “Yeni Ekonomik Program”ı açıkladı. Ekonomi Tıkırında programının 35. bölümünde Sedat Pişirici, söz konusu ekonomik programın uygulanabilirliğini değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Gamze Elvan

İyi günler, iyi haftalar. 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bir yıl aradan sonra bugün yeniden Yeni Ekonomik Programı açıkladı. Ayrıntılara geçeceğim ama ondan önce bir düne bakalım istiyorum. Malum bu iktidarda düne bakmadan bugünün anlaşılamayacağını söyleyegeliyor.

Türkiye, 31 Mart 2019’da bir yerel seçim, 3 Kasım 2019’da da cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi yapacaktı. Ama 18 Nisan 2018’de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidarını destekleyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle bir görüşme yaptıktan sonra genel seçimlerin ve cumhurbaşkanlığı seçiminin 24 Haziran’a alındığını açıkladı. Erken değil, çok çok erken bir seçimle karşı karşıya kaldık. O gün Merkez Bankası’nın (MB) efektif dolar satış kuru 4,11 liraydı. 

Aynı yıl, yani 2018 yılının 13-14-15 Mayıs tarihlerinde Erdoğan Londra’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. O ziyaret sırası Bloomberg TV’de bir programa katıldı. O programda ve yatırımcılarla yaptığı görüşmelerde sürekli enflasyonun nedeninin faiz olduğunu, faiz ne kadar düşük olursa enflasyonun o kadar düşük olacağını söyledi, ayrıca seçimlerin ardından para politikası konusunda daha etkin bir rol oynayacağının da altını çizdi. Bu açıklamaların ardından o tarihte dolar kuru önce 4,50 liraya sonra 4,75 liraya, ardından 4,90 liraya çıktı, euro da 5,29 lirayı gördü. 

Erdoğan’ın Londra ziyaretinin ardından 28 Mayıs 2018 Pazartesi günü dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, İstanbul’da finans temsilcileri ve yatırımcılarla görüştüler. Aslında onları, Erdoğan’ın Londra’da söylediklerine gösterilen tepkilere karşı sakinleştirmeye çalıştılar. O gün dolar kuru 4,61 liraydı. Aynı ikili 29 Mayıs 2018 Salı günü, hemen ertesi gün Londra’ya gittiler. Londra’da yabancı fon yöneticileri ve iş insanlarıyla buluşup yine onları cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan’ın söyledikleri karşısında yatıştırmaya çalıştılar, o gün de dolar kuru 4,61 liraydı. 

24 Haziran 2018’de o biraz önce söylediğim çok erken genel seçimi yaptık. O seçimde Mehmet Şimşek milletvekili adayı yapılmadı. 25 Haziran Pazartesi günü Merkez Bankası’nın dolar efektif satış kuru 4,65 liraydı. 10 Temmuz 2018’de Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk hükümetini açıkladı, Mehmet Şimşek yine yoktu, bakan yapılmamıştı. 2018 yılının temmuz ve ağustos ayları Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Trump ile Türkiye arasındaki Rahip Brunson kriziyle geçti. O kriz esnasında 10 Ağustos 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak İstanbul’da bir toplantı düzenleyerek “Yeni Ekonomik Model”i açıkladı, kimileri buna “Yeni Ekonomi Yaklaşımı” da dedi. Enteresandır, aynı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimlerden sonra bir teşekkür konuşması yapmak üzere Bayburt’a gitmişti çünkü kendisine cumhurbaşkanlığı seçiminde en yüksek oyu veren il Bayburt’tu. Berat Albayrak, “Yeni Ekonomik Model”i açıklamak için Erdoğan’ın Bayburt’ta yaptığı konuşmanın sona ermesini beklemek zorunda kalmıştı. Erdoğan Bayburt’ta o gün “Dolar molar bizim yollarımızı kesemez, yastığının altında doları, avrosu, altını olan varsa bunu gitsin Türk Lirası ile bankalarımızda bozdursun. Bu bir yerli mücadelededir” dedi. Dedi ama kimse dolarını avrosunu bozdurmadı. Bilakis o günden bugüne Türkiye Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren bankalardaki döviz mevduatı daha da arttı.

Aynı gün, 10 Ağustos 2018’de, cumhurbaşkanının Bayburt konuşmasının ardından “Yeni Ekonomik Model”i açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, Merkez Bankası ile ilgili olarak “Para politikalarının tam bağımsızlığının sağlanması diğer bir prensibimiz, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı çok önemli” dedi. Erdoğan bağımsızlığı çok önemli olan o Merkez Bankası’nın başkanı Murat Çetinkaya’yı, faizleri düşürmüyor diye 6 Temmuz 2019’da görevinden aldı. 

Bunların olduğu 10 Ağustos 2018 günü ABD Başkanı Trump, Türkiye’den satın alınan çelik ve alüminyumda gümrük vergisinin iki katına çıkarılması talimatını verdi. 13 Ağustos 2018, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin kur üzerinden bu kadar net göründüğü ilk gün oldu. O gün ABD, Trump’ın ilan ettiği çelik ve alüminyumdan alınan gümrük vergisinin iki katına çıkarılması kararı uygulamaya başladı. Aynı gün Asya piyasalarında dolar kuru, Türk Lirası karşısında 7,23 lira seviyesine çıkarak zirve yaptı. O gün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Paramız doğrudan bir Amerikan başkanı tarafından hedef alındı” dedi. Bu söylem o günden bugüne devam ediyor ama mesela bugünkü Yeni Ekonomi Programı açıklamasında “Dolarımız, paramız bir kur atağıyla karşı karşıya kaldı” dedi Albayrak, lakin ABD Başkanı’nın adını etmedi. Türkiye 13 Ağustos 2018 gününü dolar kurunun 6,90 lira olmasıyla kapadı. 

Hal böyle olunca hükümetin bir şey yapması gerekti, 15 Ağustos 2018’de Cumhurbaşkanı Erdoğan apar topar Türkiye’ye gelen Katar Emiri Al Sani’yle bir araya geldi, üç buçuk saat süren görüşmeden sızan bilgi, Katar’ın Türkiye’ye 15 milyar dolar yatırım yapacağıydı. Lakin o gün bugündür bu 15 milyar dolar geldi mi, ne kadar geldi, nereye geldi, nereye yattı, nasıl yatırıma dönüştü, bize bunu anlatan olmadı. 

20 Eylül 2018’de geleneksel orta vadeli program adı değiştirilip “Yeni Ekonomi Programı” olarak Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak tarafından açıklandı. Yani bir yıl önce ilk açıklanan yeni ekonomi programı buydu, o program 2019-2021 yılları hedeflerini ortaya koyuyordu, İstanbul-Dolmabahçe’deki cumhurbaşkanlığı çalışma ofisinde açıklanmıştı. O günü dolar kuru -Merkez Bankası efektif satış kuru- 6,29 liradan kapadı.

Eylüld açıklanan Yeni Ekonomi Programı yaraya merhem olmadı. 9 Ekim 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yine “Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı”nı açıkladı, ilgili bakanlar katıldı, iş dünyası temsilcileri katıldı. İstanbul’da yapıldı toplantı. 1 Ağustos, 1 Eylül ve 1 Ekim’de üç ay üst üste elektrik ve doğalgaza zam geldikten sonra Bakan Albayrak o toplantıda yıl sonuna kadar elektriğe ve doğalgaza zam yapılmayacağını açıkladı. O gün dolar kuru 6,13 liraydı. 

12 Ekim 2018’de Türkiye’yle ABD arasında krize neden olan ve bu nedenle de bir ekonomik krizi belki de gereğinden fazla tetikleyen Rahip Brunson, yargılandığı İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından önce hapis cezasına çarptırıldı, sonra yattığı süre yeterli görülerek tahliye edildi, aynı gün Türkiye’den ayrılıp Amerika’ya gitti Brunson ve rahip krizi de sona erdi. 

Lakin önümüzde bir 31 Mart 2019 yerel seçimi vardı. Türkiye o yerel seçimlere domatesin, patatesin, soğanın patlayan fiyatlarıyla, basılan patates depolarıyla, İstanbul’da ve Ankara’da açılan tanzim satış mağazalarıyla gitti. Seçimin ertesi günü 1 Nisan’da dolar kuru 5,61 liraydı. 

10 Nisan 2019’da Berat Albayrak bu sefer Yapısal Dönüşüm Adımları’nı açıkladı. Neydi bu? İşte, “Bu Yeni Ekonomi Programı’nın öngördüğü yapısal dönüşümler şunlar şunlar olacaktı” diye bir açıklama yaptı, akıllarda Albayrak’ın sürekli “Burası çokomelli, burası çokomelli” diye diye bir hâl oluşu kaldı. O gün doların efektif satış kuru Merkez Bankası’nda 5,69 liraydı. 

23 Haziran 2019’da, 31 Mart’taki sonucu iktidar tarafından kabul edilmeyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi yinelendi. İlk seçimde 13 bin olan fark 800 bine yükseldi, ertesi günü, pazartesi günü dolar kuru 5,76 liraydı. 

8 Temmuz’da yine sahneye çıktı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak. Bu sefer Yeni Ekonomi Programı kapsamında ortaya konan hedefler doğrultusunda hayata geçirilecek reform paketini açıkladı. Oradan bugüne kadar, Türkiye yükselen enflasyon, artan işsizlik, küçülen bir ekonomik yapıyla eylül ayının sonuna geldi. 

23 Eylül’de Hazine ve Maliye Bakanlığı bir açıklama yaptı. O açıklamaya göre, Türkiye’nin de üyesi olduğu Uluslararası Para Fonu IMF’nin temsilcileri Türkiye’de dolaşıyorlar, muhalefet partilerinden isimlerle toplantılar gerçekleştiriyorlar ama bunları hükümete haber vermiyorlardı. IMF kuruluş anlaşmasının 4. maddesi kapsamında gerçekleştiriliyordu aslında bu görüşmeler ve heyetinin hükümete haber vermesi ya da daha doğrusu bu görüşmeler sırasında, “Ben şununla görüşeceğim, ben bununla görüşeceğim” diye bilgi vermesi, izin alması söz konusu değildi. Ama nedense Hazine ve Maliye Bakanlığı bu görüşmelere sert bir tepki gösterdi. IMF heyetinin Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti’yi ziyaret etmiş olmasından hareketle de “Türk kamuoyu IMF’den kimin medet umduğunu da görmüştür” dedi. 

Gelgelelim aynı gün, Uluslararası Para Fonu web sitesine bir açıklama koydu. Bu açıklamaya göre -bu açıklamanın başlığı “Sonuç Bildirgesi”- öncelikle Türk hükümeti ya da Türkiye yetkilileri IMF’nin web sitesine konan bu dördüncü madde görüşmeleri nedeniyle yapılmış, görüşmeleri oradan kaynaklanan izlenimleri de kapsayan bildirinin yayınlanmasına rıza göstermişlerdi. Yani IMF’nin dediğine göre Türk hükümeti web sitesine koyduğu sonuç bildirgesini görmüş, okumuş ve bunun yayınlanmasına ses çıkarmamışlardı. O bildiride IMF diyordu ki “Büyüme, 2018 yılının sonundaki keskin liradaki değer kaybı ve buna bağlı durgunluğun ardından politika teşviki ve piyasa koşullarıyla yeniden yükselişe geçti, Türk Lirası iyileşti, cari hesapta olağanüstü bir düzenle görüldü. Ancak Türkiye dış ve iç risklere duyarlı devam ediyor ve güçlü, sürdürülebilir orta vadeli büyüme beklentileri daha fazla reform yapılmadan zor görünüyor.” Ekliyor IMF orada, “Bu çerçevede ekonominin karşı karşıya kaldığı zorlukları net bir şekilde tespit etmesi ve bunlara yönelik kapsamlı bir politikalar dizisi çizmesi gereken yeni ekonomik programı bekliyoruz.”

Yani tekrar ediyorum, 23 Eylül tarihinde IMF, web sitesine sonuç bildirgesini koyuyor, o sonuç bildirgesine “Bu çerçevede ekonominin karşı karşıya kaldığı zorlukları net bir şekilde tespit etmesi ve bunlara yönelik kapsamlı bir politikalar dizisi çizmesi gereken yeni ekonomi programı bekliyoruz hükümetten” diye bir cümle katıyor. Hükümetin bu bildirinin yayınlanmasına rıza gösterdiğini ifade ediyor ama aynı gün hükümet, hükümetin bir parçası olan Hazine ve Maliye Bakanlığı, “IMF bizden habersiz gelmiştir, konuşmuştur, muhalefet partileriyle görüşmüştür” diye buna tepki gösteriyor. 

Peki IMF’nin yeni bir ekonomik program beklediğinin altını çizerek onu bir kenara koyalım. Dün akşam Türkiye, Hazine ve Maliye Bakanı’nın bugün Yeni Ekonomik Program açıklayacağını Dünya Gazetesi’nin ve Bloomberg HT’nin web sitelerinden öğrendi. Ben şahsen dün akşam olabildiğince kontrol ettim, Dünya Gazetesi ve Bloomberg HT’nin dışında başka bir yerde Hazine ve Maliye Bakanı’nın, bugün Yeni Ekonomik Program açıklayacağını ilişkin bir kayıt bulamadım. Başka yerden kastım şudur efendim: Ne Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nın web sitesinde, ne Cumhurbaşkanlığı Strateji ve İletişim Başkanlığı’nın web sitesinde, ne Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın web sitesinde, ne Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sosyal medya hesaplarında, ne de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medya hesabında. Dün akşam Hazine ve Maliye Bakanlığı da Hazine ve Maliye Bakanı’nın kendisi de bugün Yeni Ekonomik Programı açıklayacağını duyurmamıştı. Bugüne geldik, evet gerçekten de Dünya Gazetesi ve Bloomberg HT’nin yazdığı gibi Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Ankara’da “değişim başlıyor” temasıyla hazırlanmış Yeni Ekonomik Programı açıkladı. 

Şimdi, bir yıl önce 20 Eylül’de açıklanmış bir Yeni Ekonomik Programımız vardı, bir yıl 10 gün sonra, bu sefer 30 Eylül’de açıklanmış bir başka Yeni Ekonomik Programımız var. Arada ne fark var? Maliye Bakanı dedi ki, “2019 yılında şahane gelişmeler oldu. Bu şahane gelişmeler çerçevesinde biz Yeni Ekonomik Program’ı revize ettik. O program, 2019-2020-2021 yıllarını öngörüyordu. Şimdi bu program 2020-2021-2022 yıllarının hedeflerini ortaya koyuyor.” 

Neymiş efendim hedefler? 2019 yılının enflasyon oranının ortalama yüzde 12 olacağını söylüyor Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yani Türkiye 2019’u enflasyonda yüzde 12 oranıyla kapatacakmış. Bu oran 2020’de 8,30, 2021’de 6, 2022’de ise 4,9 olacakmış. Maliye Bakanı diyor ki, “Bu dönemde ekonomideki temel mücadele alanlarımızın başında enflasyon geliyor.” Şimdi bu açıklamanın temasının “değişim başlıyor” olduğunu söylemiştim, dedi ki Maliye Bakanı “Bir önceki Yeni Ekonomi Programı’nı açıklarken o programın dengelenme disiplin ve değişim üzerine oturduğunu söylemiştim. Şimdi 2019’daki dengelenme döneminin kazanımları korunarak ekonomide değişim dönemine geçilecek.” Burada disiplinden söz etmedi, neden söz etmediğini birazdan anladığım kadarıyla atmaya çalışacağım. Maliye Bakanı’nın açıklamasına göre Türkiye 2019 yılını eksik büyümeyle değil, az da olsa 0,5 oranında büyümeyle kapatacak. Maliye Bakanı sonraki üç yıl için yani 2020-2021-2022 yılları için her yıl başına yüzde 5 oranında büyüme öngörüyor. Yine Maliye Bakanı’nın açıkladığına göre 2019’u yüzde 12,9 oranında bir işsizlikle kapatacak Türkiye, bu oran sırasıyla 2020’de 11,8, 2021’de 10,6, 2022’de 9,18 olacak. 

Geçen yılki açıklamalara bakıyoruz. Geçen yıl ne demişti bakan? “2019 yılını yüzde 15,9 oranında enflasyonda kapayacağız.” Onu şimdi revize ediyor “yüzde 12 olacak 2019 yılının enflasyonu” diyor.

Geçen yıl demişti ki, “Türkiye 2019 yılında yüzde 2,3 oranında büyüyecek”. Şimdi diyor ki, “bu oran yüzde 0,5 olacak.” 

Geçen yıl demişti ki, “2019’un sonunda işsizlik oranı yüzde 12,1 olacak”. Şimdi diyor ki bakan, “bu oran yüzde 12,9 olacak.” 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verileri ne söylüyor? Enflasyon ağustosta yüzde 15’ti, büyüme 2019 yılının ikinci çeyreğinde -1,5’tu. Türkiye üç çeyrektir art arda küçülüyor. İşsizlik oranıysa Haziran 2019’da yüzde 13’tü, 4,5 milyon resmi işsizimiz var. Bu verilere rağmen Hazine ve Maliye Bakanı’nın Yeni Ekonomi Programı’nın sunumundaki açıklamalarına bakılırsa “Her şey çok güzel olacak, değişim başlayacak, değişimin önünde hiçbir şey duramayacak”. Kim olduğunu bilmeseniz, AKP’li Albayrak değil CHP’li İmamoğlu konuşuyor zannedebilirsiniz. 

Keşke öyle olsa! Bakınız, hükümetin Hazine ve Maliye Bakanı’nın bu açıklamalarına rağmen devletin Türkiye İstatistik Kurumu tüketicinin ve reel sektörün Türkiye ekonomisine ilişkin kötümserliğinin sürdüğünü belirtiyor. Kurum, geçen hafta ekonomik güven endeksinin Eylül 2019 sonuçlarını açıkladı. Buna göre eylülde endeks değeri 86, bu değer ağustosta 87,1’di, bir gerileme söz konusu. TÜİK diyor ki, “ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.” 

Bakınız, dedim ya düne bakalım bugünü anlamaya çalışalım, Türkiye bu yılın kasım ayında bir genel seçim yapacaktı, geçen yılın başında, nisan ayından önce uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları yavaş yavaş Türkiye’nin notunu düşürmeye başladığında Türkiye’de iktidarda olan koalisyon, apar topar bir genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi kararı aldı. O seçimi o koalisyon kazandı. İktidarda yine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak kurduğu bir hükümet var, iktidarda yine Adalet ve Kalkınma Partisi var, iktidar yine Milliyetçi Hareket Partisi tarafından destekleniyor. Lakin, erken genel seçimin açıklandığı 18 Nisan’dan bu yana Türkiye çok ciddi bir ekonomik krizin içinde yuvarlanıp çalkalanıp duruyor. Hazine ve Maliye Bakanı’nın bizzat yaptığı iki Yeni Ekonomik Program açıklaması, iki reform paketi açıklaması bir Yeni Ekonomik Yaklaşım açıklamasına rağmen, Türkiye ekonomisi bir türlü stabil hale gelemiyor. Ama buna rağmen bakan hâlâ diyor ki “Değişim başlıyor.”

Bakın alay-ü vala ile açıklanan Yeni Ekonomi Programı’na Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın web sitesinden az öncesine kadar ulaşılamıyordu. Web sitesine giriyordunuz, Hazine ve Maliye Bakanı’nın konuşması karşınıza çıkıyordu, sunumu “Değişim başlıyor” başlığı altında, “buradan tıklayarak indirebilirsiniz” diyordu ama indirilemiyordu. Benim duyduğuma göre Hazine Maliye Bakanı’nın sunum sırasında kimi verileri farklı açıklaması nedeniyle revize edilmiş Yeni Ekonomik Program’ın sunumunun da revize edilmesi ihtiyacı doğmuş ki o nedenle o revizyon sırasında biz Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın web sitesinden değişimin başladığını muştulayan Yeni Ekonomik Program’a ulaşamamışız. Şimdi tıkladığınız zaman ulaşılıyor. Ama dediğim gibi, yarım saat öncesine kadar oraya erişilemiyordu. 

Sizin anlayacağınız efendim, bunca açıklamadan, bunca programdan, bunca çok önemli sunumdan sonra maalesef değişim hâlâ başlayamıyor. 

İyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.