Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Siyasetin Karaoğlan’ı

Gazeteci, şair, yazar ve siyasetçi… CHP’nin “Ortanın Solu”na dönmesinin öncülerinden olan Bülent Ecevit, 12 Mart darbesine karşı tutumuyla siyasi bir aktör olmuştu. 12 Eylül darbesinden sonra, CHP’yi terk ederek kurduğu Demokratik Sol Parti 1990’ların sonunda Ecevit’i başbakanlığa götürmüştü. 81 yıllık hayatında “Halkçı Ecevit”, “Kıbrıs fatihi”, “Karaoğlan” olarak bilinen Ecevit’in bugün 13’üncü ölüm yıldönümü.

Türk siyasetinin önemli aktörlerinden Bülent Ecevit, 19 Mayıs 2006 tarihinde, Danıştay Saldırısı’nda yaşamını kaybeden Yücel Özbilgin‘in cenazesine katılmış, törenin ardından beyin kanaması geçirmişti. Uzun süre Gülhane Askerî Tıp Akademisi‘nde yoğun bakımda kalan Ecevit, bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 pazar günü dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etti.

Bülent Ecevit’in Devlet Mezarlığı’na gömülebilmesi için 9 Kasım 2006 tarihinde yapılan bir kanun değişikliğiyle mezarlıklara başbakanların da gömülmesi sağlandı. Ecevit, yurdun dört bir yanından gelen onbinlerce kişi ve başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere pek çok ülkeden temsilcinin katıldığı 11 Kasım 2006’daki cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı.

Beşiktaşlı Bülent Ecevit’in ölümü, Çarşı grubunu da bir hayli üzmüştü. Forzabesiktas.com web sitesi öldüğü gün karartıldı. Sitede, siyah zemin üzerine Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit’in bir mitingde, halkı selamlarken çekilmiş fotoğrafı yer aldı. Fotoğrafın altına, “Karaoğlan, Kara Kartal Seni Unutmayacak” sözleri yazıldı.

Mustafa Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi’nde adli tıp profesörü, annesi Fatma Nazlı Hanım ise ressamdı. Bülent Ecevit 1944 yılında Robert Kolej‘den mezun oldu. Mezun olduğu sene çalışma hayatına Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde çevirmenlik yaparak başladı. Ecevit 1946 yılında, Robert Kolej’den arkadaşı Rahşan Aral ile hayatını birleştirdi.

1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi‘nin (CHP) yayın organı olan Ulus gazetesinde çalışmaya başladı. Ulus gazetesi Demokrat Parti (DP) tarafından kapatılınca Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve yazı işleri müdürü olarak görev yaptı. 1955 yılında Amerika Birleşik Devletleri‘nin Kuzey Karolina eyaletinin Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel‘de konuk gazeteci olarak çalıştı.

1953’te Gençlik Kolları, 1972’de Genel Başkan

1953 yılında CHP’ye kaydolan Ecevit, ilk olarak Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu‘nda görev aldı. Metin Toker’in adaylığını ona devretmesiyle, 27 Ekim 1957 seçimlerinde CHP’den milletvekili oldu. 27 Mayıs 1960 Askerî Müdahalesi‘nden sonraki seçimlerde tekrar milletvekili seçildi. 1961 yılında İsmet İnönü‘nün kurduğu hükümette Çalışma Bakanı oldu.

“Ya ben, Ya Bülent”

Ecevit’in bakanlık görevi, 1965 yılına kadar sürdü. 1965’te Zonguldak’tan milletvekili seçildi. 10 Ekim 1965’te yapılan genel seçimleri Süleyman Demirel‘in başında bulunduğu Adalet Partisi (AP) kazanınca, CHP ana muhalefet partisi oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 12 Mart 1971 Muhtırası‘ndan sonra, CHP’nin tutumu konusunda parti içinde önemli görüş ayrılıkları belirdi. İsmet İnönü, müdahaleye açıkça karşı çıkılmasını onaylamıyordu, Ecevit ise 12 Mart darbesinin CHP içindeki “Ortanın Solu” hareketine karşı verildiğini söyleyerek, partisinin askeri yönetimce oluşturulan hükûmete katkıda bulunmasına karşı çıktı ve 21 Mart 1971 yılında CHP genel sekreterliğinden istifa etti.

İsmet İnönü, 4 Mayıs 1972’de toplanan CHP 5. Olağanüstü Kurultayı‘nda , “Ya Ben, Ya Bülent” sözleriyle kendi siyasetinin partisi tarafından onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı. Kurultayda parti meclisi için yapılan güven oylamasını Ecevit’in kazanması üzerine, 8 Mayıs 1972’de İsmet İnönü istifa etti. Böylece Ecevit, İnönü’nün yerine 14 Mayıs 1972 tarihinde genel başkanlığa seçildi.

“Karaoğlan nirede ha evlatlar”

1973 yılında, CHP’nin seçim kampanyası sırasında yaşlı bir kadının sarf ettiği sözler Ecevit’in lakabı oldu. Yaşlı kadın, “Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan’ı görmek istiyom” cümlesinden sonra Ecevit, Türkiye siyasetinin “Karaoğlan”ı olarak anılmaya başladı.

“Ayşe tatile çıkmak istedi”

1973 seçimlerinde en çok oyu aldığı halde hükümet kuramayan Ecevit, 1974 yılında CHP-MSP (Milli Selamet Partisi) koalisyonunun başbakanı oldu. 20 Temmuz 1974’te Ecevit, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin dönüm noktalarından biri olan Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’a düzenlediği harekâtı Ecevit, “Turan Güneş (dönemin dışişleri bakanı) Bey’e söyleyin, Ayşe tatile çıkmak istedi. Hazırlıklar tamam!” parolasıyla başlatmıştı. Ecevit bu tarihten sonra, “Kıbrıs fatihi” olarak anılmaya da başlandı.

5 Haziran 1977 seçimlerinde CHP yüzde 41 oy oranı aldı. Bu oy oranı Ecevit’i tek başına iktidara getiremedi fakat Türkiye tarihinde sol bir partinin aldığı en yüksek oy olarak tarihe geçti. Ecevit, dönemin seçim sistemine göre çoğunluğu kazanamadığı için bir azınlık hükûmeti kurmaya karar vermiş fakat bu azınlık hükûmetinin güven oyu alamaması nedeniyle Süleyman Demirel’in başbakanlığında II. Milliyetçi Cephe Hükûmeti (AP-MSP-MHP) kurulmuştu. Ecevit, “Kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum” sözüyle Adalet Partisi’nden ayrılan 11 milletvekiline ek olarak Demokratik Parti ve Cumhuriyetçi Güven Partisi’nin de desteğiyle II. Milliyetçi Cephe Hükûmeti‘ni devirip, 5 Ocak 1978 tarihinde yeni bir hükûmet kurarak tekrar başbakan oldu. Bu olay tarihe Güneş Motel Olayı veya 11’ler Olayı olarak geçti.

10 yıl politikadan uzaklaştırıldı

Ülkede sağ ve sol tartışmaları ülkeyi daha da gergin bir hale getiriyordu. Bu gerginlik, Ecevit’in 1979 ara seçimlerinde başarısız olmasına yol açtı. CHP bu seçimde yüzde 29’da lalırken Süleyman Demirel, MHP ve MSP ile bir azınlık hükümeti kurdu.

12 Eylül 1980 darbesini antidemokratik gören ve karşı çıkan Ecevit, üç kez hapse mahkûm edildi ve 10 yıl boyunca siyasetten uzak kaldı. Tekrar gazeteciliğe dönen Ecevit, 1981’de haftalık “Arayış” dergisini çıkartmaya başladı. Dergide yayımlanan bir yazısı nedeniyle 3 ay cezaevinde kaldı. Dergi, 1982 yılında askeri yönetim tarafından kapatıldı.

DSP dönemi

CHP kadrolarından kopan ve siyaset yasağı getirilen Ecevit, 1985 yılında eşi Rahşan Ecevit’in başkanlığında kurulan Demokratik Sol Parti’ye (DSP) destek verdi. 1986 ara seçimlerinde partinin propaganda gezilerine de katıldı.1987 siyaset yasağı kaldırılınca Bülent Ecevit DSP’nin başına geçti. 1987’nin Kasım ayında yapılan seçimlerde DSP barajı aşamayıp yüzde 8 oy alınca Ecevit de siyasetten çekilme kararı aldı. 1989 yılında siyasete geri dönme kararı aldı ve partililerin büyük desteğiyle tekrar DSP genel başkanlığına getirildi.

1991 seçimlerinde DSP Zonguldak milletvekili olarak TBMM’ye giren Ecevit, 30 Haziran 1997 tarihinde ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz başkanlığında kurulan ANASOL-D koalisyonunda başbakan yardımcısı olarak görev aldı.

Koalisyon hükümetinin düşürülmesinin ardından, Bülent Ecevit, 11 Ocak 1999’da DSP azınlık hükümetini kurarak 20 yıl sonra dördüncü kez başbakan oldu. Koalisyon partilerinin desteğine rağmen Ecevit, 2000 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerine üniversite mezunu olmaması nedeniyle aday olamadı.

77 yaşındaki Ecevit’in sağlık sorunları gün yüzüne çıkmaya başlamış ve 4 Mayıs 2002 tarihinde rahatsızlanarak Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi‘ne kaldırılmıştı. Tedavisi sırasında durumu gittikçe kötüleşince eşi Rahşan Ecevit tarafından hastaneden çıkartılarak evine geri getirildi. Ecevit’in sağlık sorunları, siyasetçilerin erken seçim seslerinin yükselmesine neden oldu. Parti içindeki sorunların büyümesi üzerine 31 Temmuz 2002’de erken seçim kararı alındı. 3 Kasım 2002’de yapılan erken genel seçimlerde DSP barajı aşamadı ve meclis dışı kaldı. Genel başkanlıktan ayrılma kararını sık sık dile getiren Ecevit, 22 Mayıs 2004’te düzenlediğini basın toplantısında ayrılık kararını ilan etti ve görevini Zeki Sezer’e devretmek istediğini belirtti. Ecevit, 24 Temmuz 2004’te yapılan DSP 6. Olağan Kurultayı ile aktif siyaseti bıraktı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.