Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmaları devam ediyor — Sadullah Ergin: “Yasa değişikliği hükümetin iradesiyle gerçekleşti”

Eski Adalet Bakanı ve Ali Babacan’ın kuracağı partinin kurucaları arasında ismi geçen Sadullah Ergin, bakanlık yaptığı dönemde Meclis’ten geçen ve askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenlemenin “hükümetin iradesiyle” gerçekleştiğini belirterek, sözkonusu düzenlemenin AB’ye uyum çalışmaları kapsamında olduğunu söyledi.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un bu yasa teklifini veren isimlerin araştırılması gerektiğini söylemesi ile yeniden alevlenen FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmaları sürüyor. 17-25 Aralık operasyonları sonrası dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevden alınan eski AKP’li bakan Sadullah Ergin, sözkonusu düzenlemenin “hükümetin iradesi” ile gerçekleştirildiğini belirterek, Avrupa Birliği’ne (AB) uyum kapsamında gerçekleşen bu düzenleme nedeniyle Meclis çalışmalarının kriminalize edilmemesi gerektiğini savundu.

“Yasa değişikliği AB’ye uyum kapsamında gerçekleşti”

Ergin değişikliğin gerekçesi olarak AB’ye uyum yasalarını gösterdi ve şunları söyledi:

“AB, askeri mahkemelerin yargı yetkisinin askeri personelin askeri görevleriyle sınırlandırılması ile ilgili kısa vadede düzenleme yapmasını talep etmiştir. ‘Kısa vade’ ile kastedilen 1 ila 2 sene içinde düzenlemelerin AB ile uyumlu hale getirilmesidir.”

“Hükümetin iradesi ile…”

Değişikliğin Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığındaki 60. hükümetin iradesi ile yapıldığını belirten Ergin, ”Hükûmetin iradesi doğrultusunda, Avrupa Birliği ile uyum süreci nedeniyle ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin aleyhine sonuçlanan yargı kararları da göz önüne alınarak sivillerin hiçbir koşulda askeri mahkemelerde yargılanmaması, asker kişilerin sadece askerlik hizmetiyle ilgili fiillerinin askeri mahkemelerde yargılanması ile ilgili maddeler tasarıya eklenmiştir” dedi.

“Siyasi partiler ziyaret edildi”

Ergin, yaptığı basın açıklamasında değişikliğin bütün siyasi partilerle görüşüldüğünü, nöbetçi grup başkanvekillerinin bu kapsamda ziyaret edildiğini ve itiraz gelmediğini belirtti. Ergin sözlerine şöyle devam etti: 

“Sağlanan mutabakat nedeni ile tasarının maddeleri üzerindeki görüşmelerde herhangi bir konuşma yapılmamış, herhangi bir tartışma yaşanmadan yasama faaliyeti tamamlanmıştır. Tüm bu süreç TBMM görüşme tutanakları ve tarafların basında yer alan beyanlarıyla da sabittir.”

“Anayasa Mahkemesi kısmen iptal etti”

Ergin, Anayasa Mahkemesi’nin bu düzenlemenin bir kısmını iptal ettiğini söyleyerek “Takip eden süreçte, 12 Eylül 2010 referandumuyla Anayasa’nın 145. maddesine aynı mahiyette bir düzenleme girmiş, TBMM’de nitelikli çoğunlukla kabul edilmiş ve referandumda da onaylanmıştır. Nihayetinde 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğinde disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler tamamen kaldırılmıştır. Parlamento, halkın iradesinin en geniş biçimde temsil edildiği mercidir. Parlamento çatısı altında yapılan şeffaf bir yasama faaliyetinin kriminalize edilmek istenmesinin asla kabul edilemeyeceğini saygıyla bildiririm” dedi.

Ahmet Davutoğlu: “Yasa değişikliği demokratikleşme için önemlidir ancak FETÖ bunu istismar etmiştir, Başbuğ haklıdır”

Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bugün katıldığı Medyascope özel yayınında FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmalarına ilişkin de açıklamalarda bulundu. İlker Başbuğ’un açıklamalarıyla alevlenen tartışmaya ilişkin Davutoğlu, “Türkiye’nin demokratikleşmesi adına askerin başkaca faaliyetlerinin sivil mahkemelerce denetlenmesi olumlu bir şeydir. Ancak orada Başbuğ haklıdır. FETÖ bu yasaları istismar ettiyse -ki FETÖ bu yasayı istismar etmiştir- bu noktada Başbuğ haklıdır” dedi.

“17/25 Aralık’tan sonra FETÖ’yle ilişkisi devam edenler araştırılmalı”

Davutoğlu, FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmalarında 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının ardından FETÖ’yle irtibatı bulunanlara işaret etti. Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, “Geçmişte FETÖ’nün sözcülüğünü yapan bazı gazeteciler bugün bizi FETÖ’cü ilan ediyor. 17/25 Aralık sürecinde meşru hükümeti devirmeye çalışan kim varsa ve FETÖ’cülerin hükümeti devirmeye yönelik planları gün yüzüne çıktıktan sonra desteklemeye devam eden kim varsa bunlarla ilgili hukuki araştırma yapılmalıdır” diye konuştu.

“FETÖ’nün devletin işleyişine mücadahalesi 7 Şubat MİT kriziyle ortaya çıktı”

FETÖ’nün devlete müdahalesinin 7 Şubat 2012’deki MİT kriziyle ortaya çıktığına vurgu yapan Davutoğlu, “Benim için en önemli kriter 7 Şubat MİT krizidir. Çünkü ondan öncesinde Türkiye’nin işleyişine görünür bir müdahale yoktu. Orada doğrudan devletin işleyişine müdahale var. Doğrudan başbakanı temsil eden kişiye bir müdahale cüreti var. Ondan bir gün sonra açıklamamda ‘Allah şirki, devlet şeriki kabul etmez’ dedim. Çok eleştirildi. Bir yapının devletin işleyişine paralel bir yapı kurduğu ortaya çıkmışsa mutlaka müdahale edilmeli ve tasfiye edilmeli” dedi.

Abdülkadir Selvi: “Askerler AK Parti ile mücadele edeceklerine FETÖ’nün askeri ayağını ortaya çıkarsalar 15 Temmuz olmazdı”

FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmalarına ilişkin Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi de bir köşe yazısı kaleme aldı. Selvi yazısında, “İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde FETÖ’yle değil, AK Parti ile mücadele etti. Askerler AK Parti ile mücadele edeceklerine FETÖ’nün askeri ayağını ortaya çıkarsalar 15 Temmuz olmazdı” dedi.

Selvi ayrıca, Abdullah Gül’ün başbakan olarak katıldığı ilk YAŞ toplantısında Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Tuncer Kılınç’ın Gül’e “Yerinde olsam karının başörtüsünü çıkarırım” dediğini öne sürdü ve Emine Erdoğan’ın başörtüsü nedeniyle GATA’ya alınmadığını, Nejat Uygur’u ziyaretine izin verilmediğini yazdı.

“Başbuğ, burnunun dibindeki FETÖ’nün altın çocuğunu görmedi”

Selvi, askeri liselere ve Harp Okulu’na girişte soruların çalındığının belirlendiği dönemde AK Parti’nin iktidarda olmadığını ama İlker Başbuğ TSK’da görev yaptığını hatırlatarak Başbuğ’u işaret etti. Başbuğ’un özel kalem müdürü olan ve 15 Temmuz’dan sonra kaçarken Dubai’de yakalanan eski Tuğgeneral Şener Topuç’un daha önce FETÖ’den soruşturma geçirdiğini ancak dosyasının kapatıldığını vurgulayan Selvi, “Başbuğ, burnunun ucundaki özel kalem müdürünün FETÖ’nün altın çocuğu olduğunu görememişti” dedi.

“Dosyası Atatürkçü generaller tarafından kapatılanlar sonradan 15 Temmuz’u yaptı”

Selvi, yazısının sonunda “15 Temmuz’u yapan 16 generalin, askeri liselere girişte FETÖ’nün soruları çaldığı soruşturma kapsamında soruşturmaya uğradıkları tespit edildi. O zaman Atatürkçü generaller tarafından dosyaları kapatılanlar daha sonra general oldu, 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulundu. Bu siyasetin suçu muydu?” diye sordu.

Dursun Çiçek: “FETÖ’nün siyasi ayağı varsa Meclistedir, hükümettedir”

FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmalarının odağındaki isimlerden emekli Deniz Kurmay Albay ve eski CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek de Medyascope’ta Hafta Sonu Siyaset programının konuğu oldu. Çiçek tartışmalara ilişkin şunları söyledi:

“Siyasetin merkezi Meclis’tir. Siyasi ayağı varsa FETÖ’nün hükümettedir, Meclis’tedir. FETÖ’nün ana davasında da yazıyor. FETÖ siyasete ya adamlarını sokarak müdahil olmuş ya da kendine yakın milletvekillerini kullanarak, onlara öneriler götürerek siyasette etkin olmuştur.”

“Bu yasa tasarısını hangi FETÖ militanları önünüze getirdi?”

Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan önergede imzası bulunan AKP’li altı vekil hakkında suç duyurunda bulunan Çiçek, “Biz diyoruz ki bu yasa önerisini size hangi FETÖ militanları getirdi. Bunları açıklayın. Diyorlar ki ‘Vay efendim bize FETÖ’cü dediniz.’ Hayır efendim, size bu önerileri, bu yasa taslağını kim getirdiyse onları açıklayın. Onlar da bellidir. Biz gerçeği aramayacak mıyız?” dedi.

Ne olmuştu?

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, geçen hafta katıldığı bir televizyon programında şunları söylemişti:

“FETÖ’nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009’da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran’ı 26’sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasadan kimsenin haberi yok, bizim bundan 26 Haziran sabahı, 2009’daki toplantıda haberimiz oluyor.

Bahsedilen yasa teklifiyle, askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahi özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı. Bu tamamen kim için? Dursun Çiçek için. Bu olay medyada ‘AK Parti ile cemaati bitirme planı’ algısı diye yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz, özel yetkili mahkemelerde yargılanır… Bu kanun teklifini kim hazırladı, tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.”

Başbuğ’un açıklamalarının ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Şubat Çarşamba günü partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AKP milletvekillerine seslenerek, “Parlamentonun hukukunu korumak üzere hepiniz dava açmalısınız” demişti. Erdoğan, “Bu boru göstermeye benzemez. Parlamentonun hukuku boru ile sindirilemez. Bundan yaklaşık 11 yıl önce tüm partilerin desteği ile çıkarılan bir düzenlemenin üzerine FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması en hafif tabiriyle Meclis’e saygısızlıktır” diye konuşmuştu.

7 Şubat Cuma günü ise askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasa teklifini veren AKP’li altı milletvekilinin avukatları, İlker Başbuğ ve Dursun Çiçek hakkında “iftira ve hakaret” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.