Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Vuhanlı kadın hakları savunucusu Guo Jing karantina sonrasında geçirdiği ilk iki saati yazdı: “Nehir boyunca bağırarak yürüdüm”

Vuhanlı kadın hakları savunucusu Guo Jing, 43 gün süren karantina döneminin ardından dışarıda geçirdiği ilk iki saati The Guardian için kaleme aldı. Yazının çevirisini paylaşıyoruz.

24 Mart günü Hubei Koronavirüs Önleme ve Kontrol Departmanı, 8 Nisan günü gece yarısından itibaren Vuhan’da ve Hubei’de yaşayan insanların evden dışarı çıkabileceklerini açıkladı. Dışarı ile olan ulaşım bağlantılarının yeniden düzenleneceği ve “yeşil sağlık koduna” sahip kişilerin evden ayrılabilecekleri duyuruldu.

Bu haberleri ilk duyduğumda fazla heyecanlanmamıştım, çünkü benim ikamet ettiğim bölge hâlâ karantina altındaydı. Ayrıca salgın durumu kontrol altına alınsa da salgının neden olduğu felaketler henüz son bulmadı.

Ölen insanları nasıl hatırlayacağız? Virüsten zarar gören insanlara nasıl yardım edeceğiz? Şu an ayrımcılığa uğrayan Hubei toplumunun koşullarını nasıl iyileştireceğiz? Pek çok şirket iflas etti ve insanlar işlerini kaybetti. Bu kişileri yeniden hayata nasıl bağlayacağız? Bütün bu sorular hükümetin ve toplumun bir an önce gerçekle yüzleşip sorumluluk almasını gerekli kılıyor. Ancak şu ana kadar kapsamlı bir politika ilan edildiğini duymadık.

30 Mart günü benimle aynı yerde oturan bir gönüllü, güvenlik görevlileriyle konuştuğunu ve yeşil sağlık koduna sahip olan insanların erzak almak için dışarı çıkabileceğini söyledi. Oldukça heyecanlanmış ve gözyaşlarına boğulmuştum. Telefona sarılıp hemen sağlık durumumu kaydettirdim ve dışarı çıkmak için o anda hazırlanmaya başladım. Bu kez gerçekten heyecanlanmıştım. Dışarı çıktığım son gün 26 Şubat’tı. Aradan tam 43 gün geçti.

31 Mart günü saat 11.35’te kendi sitemden dışarı çıktım. Her haneden bir kişi yalnızca iki saatliğine dışarı çıkabiliyordu. Siteden dışarı çıktığımda özel bir planım yoktu, sadece şehri yeniden gözlerimle görmek istiyordum.

Pek çok dükkân daha açılmamıştı ama önceye göre daha fazla açık dükkân vardı. Dışarıda yalnızca iki saat geçirebileceğim için biraz telaşlıydım, o yüzden düzgün fotoğraflar çekemedim. Bir dükkânın yanından geçerken 21 yuana (3 dolar) 10 adet köfte aldım.

Salgından dolayı ırmak kenarlarından köprülere, mağazalardan geçitlere kadar pek çok yer çitle kapatılmıştı. Bu mağazalar köykent gibidir. İkamet eden kişiler resmî yönetim hizmetlerinin ya da avluların olduğu sitelerde oturmazlar. Evlerin çoğu küçüktür. Bu insanların bazıları 40, bazıları ise tam 60 gün evde kalmak zorundaydılar.

Birisi bana karantinadan sonra ne yapacağımı sormuştu. Ben de nehir kenarı boyunca bağırarak yürüyeceğimi söylemiştim. Bu yüzden de evden çıktığım gibi nehir kıyısına gittim.

Bisikletle köprüye kadar ilerledim ve sonrasında yürüyüşe başladım. Çocuklarıyla gelen aileler, sevgililer, balık avlayanlar vardı. Bir banka oturdum ve satın aldığım köftelerin yarısını yedim.

Yemeğimi bitirdikten sonra nehir boyunca yürüdüm, önce tereddüt ettim ama sonra bağırmaya başladım. İki kişi daha bana eşlik etti. Hatta biri üç kez bağırdı. Hepimiz uzun zamandır hapsedilmiş durumdaydık. Hepimiz bunalmıştık. Birkaç kez daha bağırdım. İçime enerji dolduğunu hissettim.

İki saat oldukça çabuk geçti. Saat 13.00 gibi geri dönmek için yola koyuldum. Küçük bir süpermarketten yoğurt alıp saat 13.32 gibi eve döndüm. Kendi sitemizin dışına çıkabilmek aslında küçük bir adım. Şehri yeniden canlandırmak için önümüzde büyük bir yol var. Küreselleşme insanlar arasındaki mesafeyi oldukça kısalttı, ancak aynı zamanda salgının dünya çapında yayılmasına da yol açtı.

Çin’de son günlerde tespit edilen vakaların çoğu ülke dışından gelenlerden kaynaklanıyor ve bu ikinci bir salgın dalgasına neden olabilir. Salgınla başa çıkmak için korunma önlemlerinin alınması ve hükümetlerin enfekte olan insanları tedavi etmesi gerekiyor. Bütün isteğim yeniden böyle bir karantina süreci yaşamamak. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.