Salgından Sonra (9) – Can Ertuna: “Salgın önlemleri kontrol altına alınmazsa, devletin gözetim alışkanlığı ‘toplumların rızasıyla’ devreye sokulabilir”

Modern tarihin gördüğü en büyük krizlerden birini yaşıyoruz. Bildiğimiz dünyanın sonu bir kez daha gelmiş olabilir. "Salgından Sonra" haber dizimizde etkileri yaşamın her alanında hissedilen koronavirüs salgınının ardından dünya nasıl bir yer olacak sorusuna cevap arıyoruz. Bu soruyu ekonomiden siyasete, felsefeden psikolojiye, sinemadan edebiyata alanında uzman kişilere sorduk.

Gazeteci ve Bahçeşehir Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi Can Ertuna, salgın bittikten sonra, salgınla mücadele için alınan önlemlerin sürdürülerek gözetim uygulamalarının kalıcı olabileceğinden endişe edilmesi gerektiğini söylüyor:

“Teknoloji şu noktaya kadar salgınla baş etme konusunda önemli bir görev üstlendi. ‘Bugün salgınla başa çıkabilmek için uygulanan dijital takip yöntemleri bir normal olarak ve genel kabul olarak hâkimiyetini sürdürür mü?’ Bu önemli bir soru. Salgın kontrol altına alındıktan sonra salgın önlemleri kontrol altına alınmazsa, devletin bu gözetim alışkanlığı yalnızca baskıcı rejimlerde değil Batı demokrasilerinde de ‘toplumların rızasıyla’ devreye konulabilir. Salgının sona ermesinin ardından, bu tip izleme sistemlerinin sıkı bir toplumsal kontrolden geçirilmesinde fayda olacaktır.

Salgın süresince sosyal medyada gördüğümüz yalan haber konusu da oldukça önemli. Yalan haber elbette son dönemde öne çıkan yeni bir sorunsal değil. Ancak kavram, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın onu sık sık kullanmasından sonra yıpranmaya başladı ve bir değer krizi içine girdi. Son dönemlerde özellikle otoriter ve popülist liderlerin silahı haline gelen ‘yalan haber kavramı’, insanlar arasında ‘acaba gerçek yalancı kim?’ kargaşasını başlatmış oldu. Enformasyon ortamının popülist liderler tarafından kirletilmesi ve bu kavramın ‘muhalif avı’ için kişiselleştirilmesi, şu an gördüğümüz kadarıyla koronavirüs salgını sonucunda da hızlanarak devam edecek.

Salgın hepimizi dijital çalışanlara dönüştürmüş oldu ve bu dönüşüm gelecekte devam edecek. Şu an birçok sektörde ve eğitimde gördüğümüz uzaktan çalışma metodunun üzerine 5G teknolojisinin oturtulması bu dönüşümü tamamlayabilir. Ancak bana kalırsa bu konudaki temel soru şu: Salgın bittikten sonra evlerimizden dışarı adım attığımızda, işyerlerimize ve okullara gittiğimizde nasıl bireyler olmuş olacağız. Ev ve işyeri kavramının benzerleşmesi, zamansal bir kırılmaya yol açtı. Bu zaman kırılması, birçok insanın işini ve eğitimini şu an evlerinden yürütmesiyle daha da kitleselleşebilir çünkü iş/eğitim hayatın tamamını kaplama riskini taşıyan bir noktaya gidebilir ve bu konuda oldukça dikkatli olmamız gerekiyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.