Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sinolog Alice Ekman: “Koronavirüs sonrası dünya düzeninde Çin ‘meydan okuyan’ güç olmak istiyor”

Le Monde’dan Brice Pedroletti, Avrupa Birliği Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü Asya Uzmanı ve Sinolog Alice Ekman ile Çin'in salgın sonrası dünyada kendini nasıl konumlandıracağını konuştu.

Alice Ekman, Çin’in sağlık savaşını kazandığını ve Batı ülkelerine göre daha hızlı kendini toparladığını söylüyor. Ekman’a göre Çin’in yeni amacı salgın sonrası “yeni dünyada” diğer aktörlere meydan okumak.

Alice Ekman
Çin'e yönelik eleştiriler, Çinli diplomatlarının saldırgan tepkilerine neden oluyor. Bunun sebebi nedir?

Çin sistematik bir misilleme yapıyor, hiçbir tepkiye izin verilmiyor. Bunun yerine cevap veriliyor, düzeltiliyor. 2013 yılında Başkan Şi Cinping, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin karşısında, “Çin sosyalizminin şu andaki aşamasına uygun olmayan fikirleri düzeltmek zorundayız” demişti. 2016’da ise herhangi bir eleştiri karşısında sağlam kalmak gerektiğini temsil eden kendi “sistemine” güvenme, “yoluna” güvenme, “teorilere” güvenme ve “kültürüne” güvenme anlayışını dayattı. Koronavirüs krizi Pekin‘in kendini sorgulamasına veya iç gözlem yapmasına yardımcı olmadı. Aksine, resmi açıklamalar Çin’in kriz yönetiminin verimli olduğunu varsayan fikri yüceltti ve Batı ülkelerinin sözde zayıflıkları karşısında zafer ilan etti. Amaç, Çin’i örnek bir model olarak yansıtmak.

Çin ne ölçüde insani yardım kullanıyor?

Mevcut krizde Çin, kendisini krizden çıkış yolunu açan ülke olarak konumlandırmaya çalışacak ve özellikle gelişmekte olan ülkelere bu günleri atlatabilmeleri için tıbbi, lojistik, teknolojik, ekonomik veya finansal “çözümler” önerecektir. Bazı ülkelerde Çinli firmalar anti-epidemik çözümler sunmaya başladı bile. Huawei‘in video konferans için geliştirdiği ekipmanlar ve Dahua‘nın ürettiği, vücut ısısını ölçebilen güvenlik kameraları gibi. Bu cihazlar, salgından sonra da başka amaçlar için kullanılabilir.

Yine de Çin her yere yetişemez. Çin’in kapsamlı propagandasından rahatsız olan Avrupa ülkelerininin sayısı artıyor ve kampanya artık verimsiz olmaya başladı. Çin’in girişimlerinden birçok ülke rahatsız oluyor ve gelecek yıllarda da rahatsızlık devam edecek.

Çin’le yardım ve kriz yönetimi konusunda olumlu bir iletişim kurmuş olan Pakistan ve Sırbistan gibi ülkeler Çin ile olan bağlarını daha da güçlendireceklerdir. Pekin’in “demir gibi sağlam dostluklar” kurduğu ülkelerden olmaya mazhar olacaklar. Rusya ile olan ilişkilerinde ise hiçbir değişiklik yok.

Ülke Temmuz 2021’de Çin Komünist Partisi'nin 100. yılını kutlayacak. Neler olacak?

Koronavirüs sonrası dönemde gerçeklerden bağımsız olarak Çin, kendisini her düzeyde muzaffer olarak tanımlamak isteyecek, sağlık savaşını kazandığını iddia edecek ve ekonomik olarak herkesten daha hızlı iyileşebildiğini söyleyecek. Önemli olan, resmî terminolojiye göre yönetişim sisteminin “üstünlüğünü” vurgulamak. Bu da askeri gösteriler, kuşkusuz büyük bir geçit töreni, ülke çapında Sovyet tarzı kutlamalar ve Şi Cinping ile Komünist Parti’nin yüceltilmesi ile olacak. 

Bu kutlamalarda aynı zamanda birkaç yıldır ülkenin yatırımlarının merkezinde bulunan Çin teknolojilerine de (dronlar, robotlar, vb.) vurgu yapılacaktır. Çin ile Vaşington arasında olan çekişme sadece 5G teknolojisi ile sınırlı kalmayacak.

Jeopolitik düzeyde Tayvan, koronavirüs sonrası dönemde, Çin-Amerikan gerginliğinin cisimleştiği bir konu olacak. Şi Cinping tarafından istenilen Çin ulusunun büyük yenilenmesi fikri, Hong Kong’un ve daha uzun bir vadede Tayvan’ın geri alınmasını ve tarihi “hataları” düzeltmeyi amaçlıyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) sağlanan fonları durdurduğunu açıkladı ve bu çoktaraflılığa yeni bir darbe vurdu. Çin buna nasıl tepki verecek?           

Şi Cinping’in projesi birkaç yıldır söylediği gibi “küresel yönetişim reformunu yürütmek” ve bu da koronavirüs sonrası dünyada uluslararası kuruluşlar, küresel yönetişim, küreselleşme hakkında varoluşsal sorular üretecek; yeni mekanizmalar, ortak, küresel ve daha etkili kurallar oluşturmaya yönelik çağrılar yapacak. Çin diplomasisi, mevcut kurumlarda ve her şeyden önce Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler (BM) sistemi içindeki entegrasyonunu hızlandırmak için bu soruları teşvik edecektir.   

Çin, salgına karşı mücadele adı altında, yeni ikili ve çoktaraflı işbirliği mekanizmaları teklif etti. BRICS‘i (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ve gelişmekte olan ülkeleri küresel yönetişimi birlikte değiştirmeye çağırdı. 

Bu neye yol açabilir?

Çin’in, fikir birliğine dayalı bir dünya örgütlenmesini teşvik etme ihtimali düşük. Birçok ülke Çin aktivizmini daha dikkatli ve şüpheyle takip edecektir. Öte yandan, kalıcı bir Çin-Amerikan rekabeti bağlamında, uluslararası örgütlerin iki dünya gücünü aynı masaya getiremedikleri sürece, güvenilirliklerini kaybedecekleri düşünülebilir. ABD’nin bir kurumdan çekilmesi, o kurumun tarafsızlığına ve Çin’e karşı olan önyargıları güçledirecektir. 

Bu, halihazırda ortaya çıkan yeni soğuk savaş konfigürasyonunu doğrulayacak mı?

Dünyanın kutuplaştığı doğru ancak sabit ve açıkça tanımlanmış bloklardan ziyade geçirgen ülkelerden oluşan kutuplar olacak. Çin kendini salgından sonra toparlanabilmiş bir güç olarak sunuyor. Kendi ifadesiyle “dost ülkeler çemberini” genişleterek Batı ile güç dengesini yavaş yavaş değiştirmek ve uluslararası kuruluşlarda beyan ettikleri fikirlerinin çok sayıda ülke tarafından desteklenmesini istiyor.  Örneğin, Ekim 2019’da 30 ülkenin Uygur toplama kampları hakkında soruşturma açılması talebinde bulunmasının ardından, Çin yaklaşık 50 ülkeyi Sincan‘daki terörle mücadele politikasını savunmak için BM’de bir araya getirmeyi başardı. 

Dünya düzenini yeniden yapılandırmak için yapılan bu savaşta Çin “meydan okuyucu” konumunda. Bu anlamda stratejik belirsizliği korumak ve girişimlerini en üst düzeye çıkarmak kendi yararına olacak. Bazıları bu durumu kabul edecektir, fakat herkes değil.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.