Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Medyascope özel haber – Pınar Gültekin cinayeti: Muğla Akyaka, katil zanlısına dair soruların cevabını istiyor

Kamera & Kurgu: Engin Deniz İpek, Özgün Özgül

Pınar Gültekin 16 Temmuz Perşembe günü ortadan kayboldu. En son saat 16:30 sularında ablasıyla iletişime geçti ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Pınar için sosyal medyada arkadaşları seferberlik başlattı.

Çünkü genç kadın, iki yıldır ikamet ettiği sekiz yıldır da sosyal hayatının tümünün merkezi olan Akyaka’da daha önce hiç dört gün üst üste görünmemezlik etmemiş ve sosyal medyada paylaşım yapmamıştı.

Tüm Türkiye’nin konuştuğu, ülkenin şiddet tarihine utançla yazılan Pınar Gültekin cinayeti arkadaşlarının tüm çabalarına rağmen engellenemedi. Toplumda infial yaratan bu katliamla beraber basının gündemindeki adres Akyaka’ydı. Pınar’ın arkadaşlarının şaşkınlık ve üzüntü içindeki beyanları satırlarda, annesinin ağıtları ise halen kulaklarda.

Peki ama Akyaka’da neler oluyor? Katil zanlısı Cemal Metin Avcı’nın burada bir barı olduğu iddiası sosyal medyada dolaşırken işletme sahipleri ne söylüyor? Her şeyin ötesinde, katil zanlısı Avcı kim ve cinayeti işledikten sonra ne yaptı? Basına yansıyan bir diğer detay, katil zanlısı ve Pınar’ın ilişkilerinin geçmişe dayandığı ancak arkadaşlarının bilgisi olmadığı iddiası. Akyakalılar böylesine küçük bir beldede böyle bir ilişkinin nasıl saklanabildiğini soruyor. Elbette bu sorulardan hiçbirinin cevabı genç kadını geri getiremez. Ancak Akyaka’nın anlattıkları yeni Pınarların katledilmemesi ve bu cinayetin Türkiye’de kadına şiddetin geldiği boyutun anlaşılması için altın değerinde.

Akyaka’da ilk adres: Duvarda artık Pınar var

Pınar Gültekin’in katledilmesinden sonra Akyaka’da bir duvar.

Binlerce tatilciye ev sahipliği yapan Akyaka’da cinayetten herkes haberdar değil. Özellikle Pınar’ın müdavimi olduğu iki barda eğlenceli müzik, onlarca keyifli müşteri ve hayat dolu atmosfere rağmen Pınar’ın arkadaşı işletme sahiplerini seçmek çok kolay.

Sosyal medyaya yansıyan Pınar’ın hasır bir Meksika şapkasıyla verdiği poz artık en yakın arkadaşının barının duvarında. Arkadaşları fotoğrafın hemen önünde bitkin vaziyette. Bu yasın farkında olmadan keyifle tatil yapanlarsa hemen onların önünde.

Arkadaşlarıyla tanışmak da Pınar’dan bahsetmelerini istemek de zor değil. Ancak günlerdir basının bunaltan telefonları, ziyaretleri ve konunun hukuki olarak şekillenmesiyle biraz çekingenler. İsimleri de sıfatları da bu nedenle bizde kalıyor.

Pınar’ın ne denli yaşam dolu olduğunu anlatıyorlar. Ortalama sekiz yıldır tüm sokağın kendisine aşina olduğundan, iki yıldır da tamamen Akyaka’ya taşındığından ve uzattığı okulunu bitirmeyi bu yaz kafaya koyduğundan bahsediyorlar. “Bir gün dahi haber vermemezlik etmezdi” diyor bir arkadaşı. Aramazsa bile Instagram paylaşımlarından ve hikayelerinden hep haberdar olduklarını, “gizlisinin saklısının olmadığını” anlatıyorlar. Ancak katil zanlısını nereden tanıdığı muamma. Çünkü yakın arkadaşlarının neredeyse hiçbiri Cemal’i bilmiyor. Aşina olan birkaç kişi ise Cemal’in ne yaşam ne eğlence tarzının ne de hayata bakış açısının Pınar’la özdeşleştiğini anlatıyor. “İki farklı dünyanın insanından bahsediyoruz” diyen arkadaşları, bu ilişkinin nasıl başladığı, nasıl sürdüğü sorularına cevap veremiyor.

İkinci durak: Sadece birkaç adım ötedeki Cüce

Pınar’ın sık sık ziyaret ettiği adreslerden biri, ilk durağın hemen birkaç adım karşısındaki Akyaka’nın merkezindeki Cüce Bar. Cüce Bar’ın adını anmak önemli çünkü burası sosyal medyada “katilin barı” olarak çokça kez paylaşıldı. Aslında Cüce Bar’ın sahipleri Cemal Metin Avcı’yla uzun süredir isim hakkı nedeniyle mahkemelik, sosyal medya üzerinden bir yıldır birbirlerinde engelli durumdalar. Aralarındaki kavga o kadar büyük ki Avcı buranın önünden dahi geçmiyor.  

Bu süreçte Cüce Bar ciddi anlamda mağduriyet yaşamış. Bir süre önce Avcı’nın kendi konseptlerini ve adını yasadışı şekilde kopyalayıp yine Muğla’da sözde bir şube açtığını, hukuki olarak attıkları adımları ve Pınar’ın katledilmesi öncesinde de Avcı’ya ne denli nefret dolu olduklarını anlatıyorlar. Pınar’ın cansız bedenini yakan Avcı’nın varili buradan aldığı iddiasını soruyorum. Katiyen karşı çıkıyorlar. Ortaklardan birinin anne ve babası, bu dezenformasyon yüzünden arayıp olaya inanmasa da kendisine hesap sormuş. Ortakların ailelerine “Sizin çocuklarınız katille ortak mı” diye sorulmuş. Müşterileri azalmış, geçen haftaki kadın hakları eyleminde hedef haline gelmişler.

Kendilerinden bilgi alabilmek için Cüce’ye gittiğimizde ekip bir masa etrafından atacakları bir sonraki adımı tasarlıyordu. Anlattıklarına göre, şu an bir isim değişikliğine gidebilme lüksleri yok. Mali olarak bunu karşılayabileceklerinden şüpheliler. Ayrıca halihazırda İzmir’de bir girişimciyle imzaladıkları şube anlaşması de yaşananlardan sonra iptal olmuş. Genç servis elemanlarından biri ise eğer patronunun Avcı olması sözkonusu olsaydı, katiyen böyle bir kurumda çalışmayacağını söyleyip, halihazırda çalışan kadın çalışanları işaret ediyor. Ancak artık Avcı ailesi ile anılmak istemiyorlar. Pınar’ın ise zaten müdavimi olduğu mekân sahipleri arkadaşlarını kaybetmenin üzüntüsü içindeler ve yaşananları zamana bırakmayı düşünüyorlar.

Cemal Metin Avcı ve Pınar Gültekin, siyahla beyaz gibi

Tekrar başa dönersek, Pınar Gültekin ve katil zanlısı Cemal Metin Avcı nereden tanışıyor? İşte kimsenin cevap veremediği soru bu. En kısası iki yıllık arkadaşları, Pınar’ın bu ilişkideki rolünü çözemiyor. Pınar’ın ilişkiden hiç bahsetmemiş olması, Avcı’yla sosyalleştikleri alanların ve mizaçlarının farklılığı kafa karıştırıyor. Avcı’yı bölgedeki nüfuzlu ailesinden ve ticari ilişkilerle tanıyanlarla Pınar için saf edilen sözleri karşılaştığımızda ortaya siyahla beyaz gibi manzara çıkıyor. Ne gittikleri yerler ne hobileri ne de yaşadıkları bölgeler veya arkadaş çevreleri birbiriyle uyumlu.

Esnaf, Cemal Metin Avcı’nın babasının bölgede birçok gayrimenkulü olduğunu, zaman zaman anlaşmazlıklar yaşansa da bölgede sevilen bir kişi olduğunu anlatıyor. Ayrıca aile civardaki araç motorlarına dair çalışan tek firma. Yani Avcılar, bölgenin yerel ve ekonomik durumu ortalamanın oldukça üzerinde olan ailelerinden. Cemal Metin Avcı ise yine esnaflardan birinin anlatımına göre “katil olamayacak kadar ‘silik’ biri.”

Pınar günlerce aranırken katil zanlısı ne yapıyordu?

Pınar Gültekin’in katledilişi başlı başına kan dondurucu olsa da Pınar’ın arandığı dört günde yaşananlar insanı şoke ediyor. Çünkü ablası, Pınar’dan haber alınamadığına dair paylaşımlar yapmaya başladığında, bölge esnafının WhatsApp gruplarında kayıp ilanını paylaşan ilk isim Cemal Metin Avcı olmuş. Yine o dört gün içinde Avcı, Pınar’ın müdavimi olduğu iki adresin de bulunduğu barlar sokağını sıklıkla ziyaret etmiş. Avcı adeta nabız yoklamış, hiç uğramadığı sıklıktaki bu ziyaretleri o günlerde herkese olağandışı gelse de kimse böyle bir sonucu tahmin dahi etmemiş.

Avcı, Pınar’ın arandığı dört günde sadece bununla kalmamış, Akyaka’daki birkaç arkadaşı ve aileleriyle denize açılmış, hiçbir şey yaşanmamışçasına koyları gezmiş. Hatta iddiaya göre, acil bir ihtiyaç için Kos adasına gitmesi gerektiğini söylemiş, pasaport alımının detaylarıyla ilgili sohbetler gerçekleştirmiş, Muğla’ya pasaport alımı için gideceğinden bahsetmiş.

“Cinayet sizce planlı mıydı” sorusuna ışık tutan cevabı ise bölgedeki bir restoran sahibi veriyor ve daha önce aynı metruk bağevinde Cemal Metin Avcı’nın husumetli olduğu birkaç eski personelini dövdüğünü iddia ediyor. Yine iddiaya göre, aynı adres, kayıtlarda Avcı ailesinin birkaç şirketinin adresi olarak görünüyor.

Pınar’ın ardından…

Pınar Gültekin artık hep gülümsediği fotoğraflarıyla anılacak. Ancak gülen fotoğraflarının arkasında ne kadar hüzünlü bir hikâye saklı, en azından bir süre daha bilinmeyecek. Pınar’ın geçen yıl Bodrum’da yaşayan erkek arkadaşı tarafından şiddet gördüğünü anlatan arkadaşları da var, Bitlis’e geri dönmemek için çabaladığını söyleyen de. Akyakalılara ve Pınar’ın arkadaşlarına göre cinayet, anlık bir öfkeden ve Cemal Metin Avcı’nın anlattıklarından çok daha fazlası.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler