Koronavirüs hakkındaki araştırmalar 65 yaş ve üstü kişilerin virüsten daha hızlı etkilendiğini gösteriyor. İlk günden beri gündemde olan bu gerçeklik 65 yaş üstüne yönelik kısıtlamaların salgının en başından beri süregelmesine sebep oldu. Haziran ayında hükümetin gündemine gelen yasaklamalardaki esneklikler artan vaka sayısıyla birlikte rafa kaldırıldı; 65 yaş üstüne 30 ilde sokağa çıkma kısıtlaması getirildi.
Türkiye’nin farklı valiliklerinden her gün yaşlılara yönelik yeni bir kısıtlama haberi gelirken 65+ Yaşlı Hakları Derneği Genel Müdürü Özlem Yalçınkaya, süreci Medyascope’a değerlendirdi.
Yalçınkaya sürecin olumlu bir şekilde ilerlemediğini, gelinen noktada sadece belirli bir yaşa özgü, koruma amacıyla yapıldığı açıklanan kararların ayrımcılığı beslediğini anlattı: ‘‘Artan vaka sayılarıyla sadece 65 yaş üstüne kısıtlamalar getirilmesi bizi kaygılandırıyor. Yaşlıların sadece belli zamanlarda evde tutulması, onlarla beraber yaşayanlar olağan hayatlarına devam ederken yaşlıları koruyan bir karar değil. Taleplerimiz yaşa özgü yasakların gözden geçirilmesi, minimuma indirilmesi ya da kaldırılması yönünde.’’
Salgınla ilgili kararlar ve uygulamalara, başından beri salgına karşı en iyi uyum gösteren, bireysel sorumlulukları yerine getiren ve kurallara uymanın en iyi örneğini gösteren grubun yaşlılar olduğunu vurgulayan Yalçınkaya, alınan kararların yaşlılara yönelik bir ceza haline dönüşmemesi gerektiğini söyledi: ‘‘65 yaş üstü vatandaşlar gözden çıkarılabilir ve belirsiz uygulamalara maruz bırakılabilir bir grup değil. Bu artık bir insan hakları sorunu olmaya başlamak üzere. Kaldı ki büyük kararların uygulanabileceği bir grup da değil. Birbirinden çok farklı ihtiyaçları, özellikleri ve dinamikleri olan bir grup. Bu nedenle kararların bu şekilde alınmasını, sadece 65 yaş üstünün kısıtlamalarının artırılmasını benimsememiz mümkün değil.’’
65+ Yaşlı Hakları Derneği Genel Müdürü Özlem Yalçınkaya ile yaptığımız söyleşinin tamamını buradan dinleyebilirsiniz:
